Erdoğan bunları ilk kez söyledi!
Başbakan Tayyip Erdoğan, Davutpaşa Kampüsü'nde, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı açılışı, fahri doktora ve 11 tesisin toplu açılış törenine katıldı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YTÜ 2012-2013 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, ''Üniversite, fikirlerin etiketlendiği, zararlı-yararlı diye ayrıma tabi tutulduğu bir yer olmamalıdır. Gençlerimize ideolojinin deli gömleği giydirilmemelidir. Bunu başarmak saygıdeğer hocalarımın herhalde en önemli görevidir. Üniversitede fikirlerin çarpışmasından, yarışmasından hakikat ortaya çıkmalı'' dedi.
ÜNİVERSİTELER İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversite için en büyük tehlikenin,
dogmatizm, tek tipleşme, değişime ve gelişime kapalı olmak olduğunu
belirterek, ''Üniversiteyi bir ideolojik aygıt olarak gören
ve kullanan anlayış, uzun süre, farklılıkları zenginlik olarak
kabul eden, hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının
oluşmasına mani olmuştur. Oysa üniversite, fikirlerin
etiketlendiği, zararlı-yararlı diye ayrıma tabi tutulduğu bir yer
olmamalıdır. Gençlerimize ideolojinin deli gömleği
giydirilmemelidir'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerin, evrensel bilginin
peşinde olan, insanlığın ortak değerlerini, ortak kazanımlarını
geliştiren kurumlar olduğunu ve böyle olması gerektiğini ifade
etti.
Bunun için bilimsel özgürlük kadar özgünlüğe de ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
ÖZGÜR DÜŞÜNCEYİ DESTEKLİYORUZ
''Kendi içinde çoğulculuğu sağlayamamış, özgür düşünceyi
hazmedememiş bir üniversite yapısının özgün üretimde bulunabilmesi
mümkün değildir. Bu sebeple üniversitenin kendi içine kapanmaması,
dış dünyaya açık olması, toplumla irtibatını sıkı tutması
gerekiyor. Az önce değerli rektörümüzden şunu öğrendim. Burada
ülkede hiç bir üniveersitenin sahip olmadığı dev bir konferans
salonu, adeta bir kongre merkezi mevcut. Buradan sadece
üniversite değil, farklı sosyal birimler de istifade edebilecek. Bu
çok çok anamlı, bu üniversite ile halkın kaynaşması anlamına
gelecektir. Dışarıdan gelenin bir üniversite, bir bilim yuvasının
kokusunu alması bile ona farklı bir hava verecektir. Bu atmosfer
çok önemli.
Üniversite için en büyük tehlike, dogmatizmdir, tek tipleşmedir,
değişime ve gelişime kapalı olmaktır. Nitekim Türkiye'de bazı
dönemlerde üniversiteler, tasfiye ile tek tipleştirmeyle
anılmıştır. Üniversiteyi bir ideolojik aygıt olarak gören ve
kullanan anlayış, uzun süre, farklılıkları zenginlik olarak kabul
eden, hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının
oluşmasına mani olmuştur. Oysa üniversite, fikirlerin
etiketlendiği, zararlı-yararlı diye ayrıma tabi tutulduğu bir yer
olmamalıdır. Gençlerimize ideolojinin deli gömleği
giydirilmemelidir. Bunu başarmak saygıdeğer hocalarımın herhalde en
önemli görevidir. Üniversitede fikirlerin çarpışmasından,
yarışmasından hakikat ortaya çıkmalı. Müsademe-i efkardan barika-i
hakikat doğar.
ÜNİVERSİTE GENİŞ BİR YELPAZA
Bunu yakalamak durumundayız. Bunların bir bölümü kütüphane arşivlerinde kalır. Ama bir bölümü de toplumun önünde yepyeni ufuklar açar, insanlığın ortak değerlerine katkıda bulunur. İşte o düşünceleri, o teknikleri, o yenilikleri bulmak için, üniversitelerin olabildiği kadar geniş bir fikir yelpazesine zemin oluşturması şarttır.''