Eş durumu ataması bekleyen öğretmenleri öyküleri...

İl içi eş durumu özürleri dikkate alınmayan öğretmenlerin sorunları kanamaya devam ediyor. İşte İl içi eş durumu özürleri dikkate alınmayan öğretmenlerin çarpıcı hikayeleri..

Gündemin değişmeyen konusu atanamayan öğretmenlerin bir diğer sorunu da eş durumu atamaları. İl içi eş durumu özürleri dikkate alınmayan öğretmenler, kendi hikayelerini ve taleplerini Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın dikkatine sundular.

İşte eş durumu ataması bekleyen öğretmenlerin hikayeleri:

* Ben eş durumundan ağustos ayında Çankırı’dan Aksaray’a geldim. İlçemde boş norm olmadığı için 150 km uzaktaki başka ilçeye atandım. benim için değişen ne oldu? yol 300 km’den 150 km’ye düştü. Özür yine özür, haftada bir geliş gidiş yapıyorum.

* Evime gün içinde geliş-gidiş yapmak mı :(( Eşim bulunduğu yerden geliş-gidiş yapamıyor. araç günün belli saatlerinde var. O saatlerde de eşim derste. Dolayısıyla ancak hafta sonu kendi aracımızla geliyor yanıma. Hafta içi de arabamızla geliş-gidiş yapsa maaşımız yola gidecek. Zaten aldığımız ücret belli…

* Eşim Aydın Didim’den eş özrü durumundan Turgutlu’ya geldi. Norm kadro fazlası durumuna düştüğünden Selendi ilçesinin bir köyüne atandı. 180 km’den geldik, 165 km uzağa gitti. Yol şartları dikkate alındığında eşimin eş durumundan önceki yerine daha kısa zamanda gidiyordum. Tayin yaparak bizi birbirimizden biraz daha uzaklaştırdılar. Trajedi ötesi. Eşimin bulunduğu ilçeye gidiş geliş yapmanın imkanı yok. Aynı ilde, ayrı evlerdeyiz…

* Ben her gün 1.5 saat gidiş bir buçuk saat geliş olmak üzere 3 saat yolculuk yapıyorum. Üstelik aktarma yaparak gidiyorum. Bayan olmak daha da zorlaştırıyor bu yolculuğu. Geç saatlerde evime gelmek bana çok dokunuyor. Öğlenciyim; sabah 9:15’te evden çıkıp akşam 6.00’da evde oluyorum. Fakat bulunduğum il Mardin ve hava 4.00 olmadan kararıyor. Bu yüzden çocuk düşünemiyoruz. İki senedir rezillik çekiyoruz, hayatımızı erteliyoruz…

* Benim okulum evimin bulunduğu ilden 2 saat uzaklıktaki ilçesinden 1 saat uzaklıktaki köyünde. Toplamda 3 saat . Gidiş geliş imkansız olduğu için evime hafta sonları geliyorum ve 4 yaşındaki oğluma babası bakıyor.

* Okul İstanbul Anadolu yakası Halkalı, ev ve eşin işi Çekmeköy. 2 ay git-gel yapayım dedim, aracımla ama maaşı benzine verdim. Toplu taşımanın zaman ve para açısından avantajı yoktu. Dönüş mesai bitimi olduğundan trafik nedeniyle 3.5 -4 saate kadar sürdü eve ölü gibi geldim eve. 10 aylık kızıma ayıracak ne vaktim ne de enerjim kalıyordu. Annesi uzun saatler yanında olmayınca emmeyi de bıraktı. En sonunda istemeye istemeye ücretsiz izne ayrıldım. Her türlü görevlendirme çabasını sarf ettim; ama sonuçsuz kaldı

* İl içinde özür gurubu ataması olması için desteğinizi bekliyoruz. İl içi ve il dışı atamalar aynı anda yapılmalıdır. Puanı yüksek olan atanmalıdır. Eğer il dışı önce yapılırsa yapılan atamamın bir önemi kalmayacak; çünkü bazı ilçelerdeki birçok okul dolacaktır. Ben ve eşim 8 yıl doğuda mahrumiyet bulunan bir köyde görev yaptıktan sonra memlekete tayin istedik. Aramızda 50 km var, büyük sıkıntı çekiyoruz. Doğuda görev yaptığımız o mahrum köyü arar olduk. Şimdi il dışı atamalar yapılırsa eşimin 210 puanı var ve büyük ihtimalle 20-30 puanlı yeni göreve başlayan öğretmenlerin doldurduğu okullara gelemeyecek. 8 yıldır doğuda, 2 yıldır da memleketimizde sürünüyoruz. Daha kaç 10 yıllar sürünmemiz gerekiyor?

* 8 sene önce Erzurum ilinde sözleşmeli sınıf öğretmeni olarak göreve başladım.1 yıl ne zorluklarla çalıştım…Sonra yine yalvar yakar sözleşmeli öğretmenlere özür grubu ataması yaptırdık. Bolu ili Mudurnu ilçesine atanan kadrolulara merkez, merkez köy açılırken bize ücra ilçeler açıldı.7 yıldır da hiçbir şekilde merkeze gelemedim. Sözleşmeliyken merkezi açmadılar, kadroya geçince de 2 yıldır norm fazlası var diye, onları eritmek için atama yapmadılar. Sözde sıraları çalıştırdılar, koskoca Bolu ilinde 3 kişi atadılar.7 yıldır her gün 4 saat yollardayım.Yollarda karşı karşıya gelmediğimiz tehlike kalmadı.Hamile hamile ne kazalar atlattık. Çocuğum oldu, çocuğumun yüzünü akşamdan akşama görüyorum. Evim benim için otelden ibaret. Her dönem bir umut diyorum; ama artık umutlarım hayal kırıklığına dönüştü. Biz de insanız bize de yazık...

* Çalıştığım yer dağlık olduğu için gidiş-geliş yapamıyorum. Ancak hafta sonları eşimin yanına gidebiliyorum. Kar yağıp da yollar kapanmadığı sürece.. Çocuğum yok, olmasını çok istiyorum. Lakin 2 senedir bekliyoruz çocuk için… Tedavi olmam gerekiyor; ama eşimle ayrı yaşadığımızdan tedavi olamıyorum. 3 çocuk diye her yerde söylüyor Başbakanımız… “1 çocuk iflas, 2 çocuk iflas, 3 çocuk yerinde saymaktır.” diyor... Ben sayelerinde iflas seviyesine bile gelemedim. Üç senedir eşimin bulunduğu yere gelemedim.. Oldu ki yazın özür durumundan eşimin yanına geldim. 1 sene sonra eşim zorunlu tayin olacak uzman jandarma olduğu için ve ben aynı şeyleri defalarca yaşayacağım. Aile olmaya hakkım yok mu benim? İl içi tayin her özür grubu atamalarında yapılmalıdır. Aile bütünlüğümüzü engellemek hangi kitaba yazar? Sorarım... Anayasamız aile bütünlüğüne önem verirken sizler bu konuda nasıl bu kadar kayıtsız ve acımasız oluyorsunuz anlamıyorum… Aileniz yok mu? Onlarsız yaşamayı göze alabilir misiniz, bir sorun kendinize… Biraz vicdanınız varsa bir kulak verin bakın ne diyor... ANLAYIN artık bizi...

* Ben Bitlis-Tatvan’da; eşim Bitlis merkez köyde çalışıyoruz. Kış şartları malum… Belediye başkanının bile “karın başkenti” dediği yerde her gün 60 km yol gidip geliyoruz. Doğuda öğretmen ihtiyacı olduğu söylenen ve Milli Eğitim Bakanın “Eşler isterse doğuda birleştiririz.” dediği yerde 2 yıldır bir araya gelemiyoruz. Lütfen artık il içi eş durumu ataması yapılsın...

* Sabah saat 05.00 kalkış. Yarım saat içinde hazırlık ve 05.45’te servisle 1saat 45dk 110 km yol… Her geçen gün “Bugün de bitti!” düşüncesi... Okula vardığımda kahvaltı yapmama imkan yok, aç karnına derse gir. Öğlen bütün öğretmenler evlerine, ben kantin olduğu tartışılacak bir yerde ne olduğu belli olmayan ince sucuklu çeyrek tostla 4 ay 20 gün geçirdim. Dersler öyle ya da böyle geçti. Eve dönüş süreci başlar, minibüs gelmez; gelse dolu gelir. Ayakta giderim, akşam namazına ancak yetişirim... Toplamda ilk dönem gel-git 2.500 tl yatırdım minibüslere... Maddiyat değil de manevi açıdan çok yıpranıyoruz. Evde sürekli yorgunluk, gece yarısı kalkacak olmanın verdiği gerginlik, beraberinde huzursuzluklar vs. Allah yar ve yardımcımız olsun…

* 7 yıldır Korgan Tepealan’da görev yapıyorduk. İkimiz birden il içi tayin istedik. Benim tayinim Çaybaşı-İlküvez-Çakıllı İlkokulu’na çıktı, eşimin (Özlem Turhan’ın) tayini çıkmadı. Eş durumu tayinlerinde “İlinizde branşınızda boş kadro bulunmamaktadır.” ibaresiyle karşılaştık. Eş durumu için tayin isteyemedik. İl İçi alan değişikliği ile ilgili olarak yan alanımız bulunmadığı için sadece teknoloji tasarım öğretmenliğine geçmek için başvuruda bulunduk. Ancak puan yetersizliğinden dolayı atamamız gerçekleşmedi. Şu anda eşim Ordu Korgan Tepealan’da çalışıyor, ben ise Ordu Çaybaşı İlküvez’de görev yapıyorum. İki okul arasında yaklaşık olarak 130 km mesafe bulunuyor. Gidiş-geliş imkânı bulunmuyor. Sadece hafta sonları görüşebiliyoruz. Ayaz isminde 11 aylık bir erkek bebeğimiz var. Bebeğimiz babasından ayrı büyüyor. Kar yağdığında yollar kapanıyor ve uzun süre aileme ulaşamıyorum. Bebeğe bakacak bakıcı bulmakta zorlanıyoruz. Çok mağdur durumdayız. Aile bütünlüğümüz bozulmuş durumda. Eşimden ve bebeğimden ayrı olmak beni çok üzüyor. Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan görüşmelerde görevlendirme yapılamayacağı tarafımıza söylendi. 2013 Şubat ayında il içi eş durumu ataması yapılarak mağduriyetimizin giderilmesi için çalışmalarınızı bekliyoruz. Yapılan her türlü çalışmanın duacısı oluruz.

* 5 yıl Muş'un en ücra köşelerinde ben ve eşim görev yaptıktan sonra eşim iller arası tayin; ben de özür grubu tayini ile 2010'da Aksaray'a geldik. Eşim merkezde Türkçe Öğretmeni; ben ise ile 70km olan bir ilçenin köyündeyim. Okulum ilçeye 30km kadar sürüyor. Geliş-gidiş tam bir işkence .Yanımda çalışan arkadaş Konya'dan git-gel yapmasına rağmen benden daha az yol gitmekte. Küçük de bir bebeğimiz var. 9 aylık oldu garibim.Bu oradaki 3.yılım.Ben her gün sabah 5.00'te kalkıp ona süt sağmak zorundayım. Sonra düş yollara...1.5 saat yol gittikten sonra okuluma ulaşıyorum. Uykusuz, yorgun, kahvaltı yapacak vakit bulamadan öğrencilerimle gücümün son zerresine kadar ilgileniyorum. Sonra araba bekle 1 saat ...Derken dönüş yolu ....Eve geldiğimde koştur yemekti, öğrencilere hazırlıktı, bebeğimin sütüydü… derken saat 1 oluyor .Tabi ben bu arada oğluşumu 2 saat görüyorum ve ilgilenmeye çalışıyorum. Ona da ilgi denirse.. Sonra aynı çile tekrar... Hep şükretmeye çalışıyorum halime; ama artık bunu yapacak ne gücüm kaldı ne de takatim.. Bebeğimi bakıcıya bırakıp ağlayarak merdivenleri inişimin sona ereceği günü beklemek istemiyorum artık.... O gün gelsin lütfen L

* 130 km Şırnak İdil- Şırnak Uludere ilçeler arası direkt araç yok. Aktarmalı dahi olsa günde 1 defa var, o da sabah 7.00’de. Başka araç yok. O saatte de mayın taraması oluyor (tehlikeli). Her gün başka bir çatışma var. Eşimin bir bayan olarak bu şartlarda gidip gelmesi kanıma dokunuyor…Eşim Şırnak/Uludere - kendim Şırnak/İdil... Bakalım ne zaman mayın patlayacak yollarda... 3,5 saatten fazla yol var ama araç yok. Gece gündüz operasyon var. Her gün patlama… 10 dakikada bir askeri çevirme.... Bu durumdan şikayetçi olmaktan öte, can güvenliğimizden öte… Benim canımı sıkan nokta hakkımız olan tayini alamamak. Doğudan batıya kaçış olsa, forumda dert yansak evde batıya kaçamadım diye üzelsem, yine koymayacak. Ama devletin dahi haberi olmadığı yerden yine devletin dahi haberi olmadığı başka bir yere geçmek isteme durumu var. Kaçış durumu da değil. O yerlerde başımıza bir iş gelse kimsenin haberi yok…Aynı zamanda da eşimi norm fazlası durumundan ötürü Uludere merkezden Gülyazı beldesine gönderecekler. İdil'e alamıyorlar ama oraya göndermeyi biliyorlar…

* Sabah saat 7.15’te evden çıkıyorum, akşam saat 18.30’da evde oluyorum. 10 aylık bir bebeğim var. Okula başladığımda 6 aylıktı; bu yolculuk dolayısıyla bebeğimi emzirmeyi bıraktım. Sayın başbakan 3 çocuk ve anne sütü önerisinde bulunuyor; ancak eğitime yıllarını vermiş biz öğretmenler bile bu kadar çile çekiyoruz. Gittiğim yer evime 65 km uzaklıkta ve önce iki otobüsle öğretmen servisine, sonra da 1 saatlik yolculukla köye gidiyorum. İdarecilerimin anlayışsızlığı nedeniyle ve gittiğim yerde sadece 1.00, 3.00, 5.00’ te otobüs olduğundan, çocuğum hastalandığında onu doktora götüreyim sonra da işe gideyim şansım bile yok. Eşim asker; nöbetleri oluyor, çoğu zaman kendi kendime boğuşuyorum bu zorluklarla. Aklımdan geçen bir tek cümle var: BUNUN İÇİN Mİ OKUDUM?

* Bursa’nın Yıldırım ilçesinde görev yapıyorum. Eşim Orhaneli ilçesinde. Aramızda 70 km var. Ama özel araç olmadığı için saatte 70 km gidemiyoruz tabi ki. Trafik de var. Bu sebepten ortada bir ilçede ev tuttuk, eşim Orhaneli’ye 1 saatte, ben Yıldırım’a 1 saat 15 dk’da gidiyoruz. Her gün 3 vesait değiştiriyorum. Bu da yetmezmiş gibi gittiğim okul Bursa’nın kötü bir yerinde, belki duymuşsunuzdur, yaklaşık 2 ay önce çatışma çıktı ve okulumun 1 sokak ötesinde 1 kişi öldürüldü. Bu da yetmezmiş gibi yaklaşık bir aydır öğretmen eksikliğinden aynı ilçenin şartları daha kötü bir okuluna görevlendirildim. Rehber öğretmen olduğum için görevlendirildiğim okul da ilkokul-ortaokul bir arada olan eski bir ilköğretim okulu. Yani şu an 3 okulda çalışıyorum. Hiçbir atamada da açmıyorlar bu boş okulları. Öğretmen olmadığı için şu an 3 okulda görevliyim, hiç verimli olamıyorum böyle olunca da. Yol zaten yıpratıyor, bir de gittiğim okullar da iç karartıcı maalesef. Eşimin ilçesinde 4+4+4 öncesi bir sürü açık vardı. Rehber öğretmenim ve okul mevcudu belli bir sayının altına düşünce rehber öğretmen normu oluşmuyor. Önceden rehber öğretmeni normu olan okullar ilkokul-ortaokul olarak ikiye ayrıldığı için mevcutları düşmüş gibi oldu ve normlar kalktı ortadan.

* İstanbul'da öğretmenim. Evimiz Büyükçekmece'de ve kayınpederime ait. 2 yıl önce eşimin yanına gelmek için tayin istediğimde Büyükçekmece'de açık olmadığı için Avcılar ilçesini yazmak zorunda kaldım. Ama yazdığım okul Avcılar'dan çok Başakşehir'e yakınmış. Evime 2 saat uzaklıkta ve ben tam 2 yıldır sabah 5.00'te yollara düşüyorum. Gidiş-dönüş 4 saat sürüyor. Okulumda ikili öğretim olduğundan ders 6.50'de başlıyor. Eşim Büyükçekmece'de bir büroda çalışıyor ve işe 8'de başlamasına rağmen her sabah 5.00'te kalkıp beni otobüs durağına bırakıyor. 3 araç değiştirerek okuluma varıyorum. Resmen gece yarısı uyanmama rağmen trafik olduğu zaman ilk 2 derse kesinlikle yetişemiyorum! İstanbul’a kar yağdığı bir gün okuluma 4 saatte gidip evime 6 saatte döndüm! Geçen yıl şubatta bakanımız sadece il dışı tayin yaptı, bizi göz ardı etti. Bu şubatta umutluyduk ama yine aynı hüsran…