Hayat eşittir 180 dakika olmayacak

Milli Eğitim Bakanı Bakan Nabi Avcı, katıldığı bir televizyon programında merak edilen soruları cevapladı. Avcı, "Artık Hayat eşittir 180 dakika olmayacak" dedi.

Bakan Nabi Avcı, TGRT Haber Kanalı'nda yayınlanan "Ankara'nın Gündemi" programına konuk oldu.

Avcı, İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar ve Türkiye Gazetesi Ankara Temsilci Yardımcısı Ercan Gürses'in sorularını cevapladı. "Hayat eşittir 180 dakika olmayacak" diyen Bakan Avcı, "2 yıl önce Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulumuz üniversiteye giriş sınavının MEB, YÖK ve TÜBİTAK tarafından biçimlendirilmesi için görevlendirdi. Bu kurumlar 2 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. ÖSYM geçtiğimiz aylarda açık uçlu pilot sınav uygulaması yaptı. Üniversiteye girişte nasıl açık uçlu sistemi kullanabilirim diye. Ortaöğretime geçişte SBS'yi kaldırdık. İnşallah üniversiteye girişte de böyle olacak. Lise 1-2-3-4 sınıflarında müfredattan edindikleri başarıları esas alan bir giriş sistemi üzerinde çalışıyoruz. Üniversiteye girişi lise müfredatındaki başarıya endekslemek istiyoruz. Okul, öğretmenler ve sınıflarda okutulan dersler artık merkeze alınacak. Orada gösterdiğimiz başarılarla üniversiteye girilecek" dedi.

2015'TE YENİ SINAV SİSTEMİ BÖYLE OLACAK  TIKLAYIN



Son zamanlarda gündemin önemli tartışma konularından olan 'dershanelerin dönüşümü' ile ilgili açıklamalarda da bulunan Avcı, "Dershanelerin eğitim sistemine entegre olacakları bir dönüşüm sürecini başlatmak istiyoruz. Bu dönüşümde bazı dershaneler özel okula dönüşebilir, bazıları bir geçiş kurumuna, bazıları akademik liseye veya özel etüt eğitim merkezlerine dönüşebilir. Bizim yaptığımız çalışma, başından beri onların 2014 sonuna kadar özel eğitim kurumlarına dönüştürülmesiydi" şeklinde konuştu.

"DERSHANELERE 2015-2016 İTİBARİYLE İHTİYAÇ KALMAYACAĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ"

Avcı, an itibariyle dershanelere olan ihtiyacın ortadan kalmadığını, fakat zaman içerisinde bu ihtiyacın minimize edileceğini belirtti. "Artık dershanelere ihtiyaç yoktur" gibi bir hükme varmadıklarını ifade eden Avcı, "Biz 1 Aralık 2013 tarihinden itibaren dershanelere olan ihtiyaç ortadan kalktı demedik. Öyle deseydik, gerçekten kapatma tabirini kullanmamız uygun olurdu. Ama dönüşüm sürecinden söz etmemizin nedeni de bu. Bu bir süreçtir. Yani zaman içerisinde bunu sektörle birlikte bugün olan ihtiyacı minimize edersek dönüşümü birlikte yapabiliriz. Belki bugün bilinen anlamıyla dershanelere 2015-2016 itibariyle ihtiyaç kalmayacağını söyleyebiliriz. Bunu sektörle de görüşerek yürütmek isteyişimizin sebebi de bu. Bugün ailelerin şunu düşünmesi lazım. Acaba çocuklarını gerçekten ihtiyaçları olduğu için mi dershaneye gönderiyorlar, yoksa herkes gidiyor benim çocuğum da gitsin mantığıyla mı? Yani insanlarda, 'Çocuğumu göndermezsem, ona karşı görevimi yerine getirmemiş olurum' algısı var" diye konuştu.

"50 BİN DERSLİĞİ SADECE BİR SINAVA ENDEKSLİ BİR ŞEKİLDE HARCAMAK DOĞU DEĞİL"

Dershanelerin dönüşüm sürecinde hiç kimsenin mağdur edilmeyeceğini belirten Avcı, şunları ifade etti:

"Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz teminatı yerine geldi. Hükümet, bu konudaki tavrını çok net bir şekilde ortaya koydu. Sektör de bizimle aynı duyguları paylaşıyor. Bundan sonraki süreci de inşallah birlikte yürüteceğiz. Dershanelerin bir kısmı özel okula dönüşecek, bir kısmı geçiş kurumuna dönüşecek, bir kısmı belki meslek edindirme kurslarına dönüşecek ve bundan Türkiye kazanacak. Çünkü burada bir milli servet heba olamaz. Ortada 50 bin derslik var. Yani bu 50 bin dersliği sadece bir sınava endeksli bir şekilde harcamak, 50 bin kişinin emeğini, yüz binlerce çocuğun hafta sonlarını heba etmek doğru değil. Çok daha verimli kurumsallaşmalarla, elbirliğiyle bu işi çözeceğiz."

"BAŞKA BİR ÜLKEDE BAŞKA BİRİLERİ BUNU YAPSA ÖRNEK GÖSTERİLİR"

"Sınavlar kalkıyor mu ki dershaneler dönüştürülüyor" şeklindeki eleştirilere cevap veren Bakan Avcı, şöyle devam etti:

"Evetler sınavlar kalkıyor. SBS diye bir sınavımız vardı. Geçen yıl bunu kaldıracağımızı, yerine müfredatı okullardaki dersleri esas alan, 6 tane temel dersten öğrencilerin girdiği yazılıların daha kontrollü yapıldığı bir sınav düzenine geçeceğimizi, çocuklarımızın tek bir sınava endeksli bir telaşa, dershane koşuşturmacasına ihtiyaç duymayacağı bir sistemi getireceğimizi söyledik. Ve bu oldu. Geçtiğimiz ayın sonunda bu sınavları yaptık. Öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz yeni sınav sisteminden memnun. Çocuklar kendi sınıflarında yazılılara girdiler. Telafisi vardı, kimse telaşlanmadı. Başka bir ülkede başka birileri bunu yapsa örnek gösterilir. Güzel bir şey oldu, herkes memnun oldu, çocuklarımız gerilmediler. Okullarda 3 sene içinde 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar dağıtacağız. İşte o zaman biz bu yazılıları bütün derslerde sınıflarda açık uçlu sorularla anlık yapabileceğiz. Çocukların sadece bir sınava girmek için gittikleri dershanelere ihtiyaç kalmayacak, bunu da sektör ile birlikte yapacağız."

"DÜZENLEME OCAK'TA MECLİS'E GELECEK"

Dershanelerin dönüştürülmesinin belli bir takvime uygun bir şekilde yapılacağına dikkat çeken Avcı, "Düzenleme Ocak'ta bütçeden sonra Meclis'e gelecek. Bunu sektör de biliyor. Hangi koşullarda, nasıl bir çerçevede bu dönüşümü yapacağımız konusunda, takvim üzerinde zaten belli bir anlaşma var şu anda. İnşallah takvime uygun olan düzenlemeleri o tasarıya koyarak, yasal alt yapısını da düzenlemiş oluruz" ifadelerini kullandı.

"OECD RAPORUNDA TÜRKİYE 42. SIRADA"

OECD tarafından yapılan araştırmada Türkiye'nin özellikle 2006 yılından itibaren çok hızlı bir yükseliş yakaladığını belirten Avcı, OECD'nin yaptığı PISA araştırmasını anlattı. Bu araştırma için Türkiye'nin OECD'ye çok ciddi bir para ödediğini vurgulayan Bakan Avcı, "PISA, OECD tarafından 3 yılda bir yapılan ve 65 ülkede 15 yaş grubunu esas alarak eğitim başarılarını ölçen uluslararası bir araştırma. Türkiye de 2003 yılından beri OECD'ye araştırma yapması için para ödüyor. Araştırma sayesinde eğitimdeki fotoğrafınızı görüyorsunuz. PISA araştırması üç alanda yapılıyor; matematik, okuma becerisi ve fen bilgisi. Bu üç alanda 15 yaş grubundaki öğrencilerinizin başarılarını ölçüyor. 65 ülke arasında bir sıralamaya koyduğunuzda Türkiye 42-43. sıralarda" diye konuştu.

"SINAVLAR SORUNSUZ YAPILDI"

Avcı, KCK'nın Elazığ'da sınav sorularını çaldığı iddialarına ilişkin olarak ise, "Bunun için gayret olduğunu biliyoruz. Ama bunun için emniyet mensuplarımıza, jandarmamıza, polisimize, özellikle öğretmenlerimize, yöneticilerimize teşekkürlerimi ilettim. Çok büyük bir organizasyon bu. Eskiden SBS yapılırken belli sınav merkezlerimiz vardı, sorular oraya gidiyordu. Dolayısıyla bu işin kontrolü daha kolaydı. Şimdi her sınıfa ayrı ayrı gittik. Çünkü çocuklar kendi sınıflarında bu yazılılara girdi. Dolayısıyla çok daha karmaşık bir ağ üzerinden bu dağıtımlar yapıldı. Dolayısıyla bunun başkalarını cesaretlendirdiğini biliyoruz. Ama sağ olsunlar emniyet güçlerimizin, öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin olağanüstü çabalarıyla sınavlar sorunsuz yapıldı. Elazığ'da bir sınav kitapçığının eksik olduğu bir koli çıkmış ama paketin kendisi açılmamış. 2 koli iç içe geliyor ve koliler bir kere açılabiliyor. Koliyi açıp tekrar kapatmanız mümkün değil. Kolilerin öyle bir tasarımı var ki, bir kere açıldığında tekrar kapanmıyor" dedi.

"OCAK'TA 10 BİN ATAMA YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ"

Ocak ayında 10 bin öğretmen ataması yapılacağının müjdesini veren Avcı, şunları dedi:

"Aslında bizim genel atama takvimimiz Ağustos'ta. Fakat Ocak ayında Milli Eğitim Bakanlığımız'dan emekli olacak öğretmenlerimiz var. Bunların sayısının aşağı yukarı 8 bin civarında olacağını tahmin ediyoruz. Başbakanımız, 'Ağustos'u beklemeyin. Emekli olan öğretmenlerin yerine hemen takviye yapın, hatta üzerine de biraz koyun' dedi. Dolayısıyla biz de emekli olacak 8 bin kişinin yerine 10 bin atama yapmayı düşünüyoruz."