İşte yazılamayan ÖSYM gerçeği!
Eleştirilerin odağındaki kurum ÖSYM'nin başkanı Prof. Ali Demir'in bu ropörtajı çok ses getirecek.
ÖSYM Başkanı Prof. Demir, 1974’ten bu yana aynı ellerde tutulan
kurum içinde ve sınav sistemindeki akıl almaz bozuklukları
anlatırken, “Her Adaya Farklı Soru Kitapçığı uygulaması ile
sınav şebekesinin tezgahını bozduk. Kurumdaki ekibi değiştirdik.
Bize karşı linç kampanyası başlattılar” dedi.
Eylül 2010’da kopya çekildiği için iptal edilen KPSS’den sonra ÖSYM
Başkanlığı’na getirilen Prof. Ali Demir, bugüne kadar yaptıkları
sınavlarla ilgili iddiaları cevapladı, ÖSYM’nin çalışma biçiminde
ve sınav güvenliğinde yaptıklarını karşılaştırarak Star
gazetesinden Mustafa Kartoğlu'na anlattı:
- ÖSYM’deki bilişim teknolojisi 1980’lerin teknolojisiydi.
Yazılımlar COBOL dilinde yazılmıştı ve her yazılımı bilen
sadece bir kişi vardı.
Artık kurumun kendi bilişim uzmanları, yazılımcıları var. Sınav
sonuçları kendi uzmanlarımız tarafından geliştirilen yazılımlarla
değerlendiriliyor. 2012 YGS’den 15 gün önce eski yazılımın tek
kullanıcısı olan personelimiz ayrılacağını söyledi. Belki zor
duruma düşeceğimizi düşündü. Ama 30 günde yeni yazılımı
devreye soktuk ve YGS’yi sorunsuz tamamladık.
- Eskiden sınav salonlarından sorular cep telefonları ile dışarı
gönderiliyor, çözülüp belirli kişilere servis ediliyordu. Kalem,
araba anahtarı şeklindeki kameralarla sorular
kopyalanabiliyordu.
Sınava giriş çıkışları kontrol altına aldık. Cep telefonu, anahtar
gibi eşyayla sınava girişi yasakladık. Sınavdaki kalem, silgi,
peçete gibi tüm ihtiyaçları biz karşılıyoruz.
- Gruplara aynı soru kitapçık türü ve aynı cevap anahtarı
veriliyordu. Bu nedenle sahte cevap anahtarları üretilip
satılıyordu. Yanındakinden kopya çeken aday onun cevap anahtarı
kodunu yazarak aynı puanı alabiliyordu. Sınav sonuçlarında
beklenmedik bölgesel başarılar görülüyor, ancak kopya delili
bulunamıyordu.
Artık her adayın hem soru kitapçığı hem de cevap anahtarı kişiye
özel hazırlanıyor. Başkasının cevap kağıdını kopya çekenler,
kitapçık numarasını kopyalasalar dahi tespit ediliyorlar.
ÖSYM'NİN SORU BANKASI VAR MIYDI
HABERİ DEİĞER SAYFADA
[PAGE]
- ÖSYM’nin sanıldığı gibi bir soru bankası yoktu. Sınavları her
alandan sadece bir-iki kişi hazırlıyordu.
Önce bir soru bankası yazılımı hazırladık. Artık sınavlarda her
alandan en az 3 ÖSYM uzmanı, 20 ila30 akademisyen bir araya
geliyor, sınavda kullanılacak soru sayısının 2 ila 5 katı soru
hazırlıyor; bunlar soru bankasına atılıyor.
ÖSYM’DE BİLE GİZLİLİK YOKTU
- ÖSYM’ye giriş çıkışlar kontrol edilmiyor, binaya giren herkes
bilgi işlem, soru hazırlama, optik okuma alanlarına girebiliyordu.
Sınav soruları kontrol amaçlı yüksek sesle okunurken dinlendiği
iddiaları vardı. Bu birimlerde internet ve telefon bile vardı. Soru
kitapçıklarının basıldığı matbaada, sınav evrakının açıldığı
birimlerde kontrol yoktu.
Bugün ÖSYM’ye giriş çıkışlar kayıt altına alınıyor. Herkes sadece
sorumluluk alanına parmak iziyle girebiliyor. Bilgisayarda
yaptıkları her işlem e-imza ile kayıt altına alınıyor; fotokopi
makinaları bile parmak iziyle çalışıyor, kayıtları tutuluyor. Sınav
sorularının hazırlandığı, kitapçıkların basıldığı, sonuçların
değerlendirildiği alanlarda 80’den fazla noktada sinyal karıştırıcı
(jammer) ve 24 saat çalışan gözlemciler bulunuyor. Bu
birimlerdeki internet bağlantıları kaldırıldı, cep telefonuyla
giriş yasaklandı.
- Bilgi işlem sistemleri dışarıdan erişime açıktı ve girenler
belirlenemiyordu.
Bilgi işlem sistemlerine dışarıdan erişim tamamen
kapatıldı.Çalışanların ve tüm adayların hangi cihazdan hangi işlemi
yaptığı kayıt altına alınıyor.
‘AİLE KURUMU’ GİBİ
YÖNETİLİYORDU
HABERİ DİĞER SAYFADA
[PAGE]
- ÖSYM çalışanlarının çoğu eş veya akrabaydı. Çalışanların çoğunun
çocuklarının Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde, en iyi
bölümlerde olması tartışma konusuydu. Sınav sonuçlarına müdahale
edildiği söylentileri çıkmıştı.
Artık ÖSYM çalışanlarının birinci dereceden yakını olan adayların
cevap kağıtları bir komisyon tarafından açılıyor, taranıyor ve
optik okuyucudan geçirildikten sonra değerlendirmeye alınıyor.
Ayrıca yasal düzenleme yapılarak sınav sonuçlarına müdahalenin
cezası ağırlaştırıldı, 8 yıla kadar hapis öngörüldü.
- ÖSYM çalışanları özel ders verebiliyor, dersanelerle
çalışabiliyordu.
Artık buna kesinlikle izin verilmiyor; gizlilik sözleşmesi
imzalatılıyor.
- Adayların ÖSYM sistemleri üzerinde yaptığı işlemler ve fotoğraf
değişikliklerinin kaydı tutulmuyordu. Başkasının yerine
sınava girenler belirlenemiyordu.
Artık hangi bilgisayardan hangi işlemin yapıldığının kaydı silinmez
ve değiştirilemez biçimde tutuluyor. Tüm fotoğraflar
karşılaştırmalı olarak saklanıyor. Başkasının yerine sınava
girenler anında tespit ediliyor.
- Dersane ve üniversiteler adayların kişisel bilgilerine
erişebiliyor, ticari hesaplarla öğrencileri etki altına
alınabiliyordu.
Artık adayların kişisel bilgilerine sadece kendileri
erişebiliyor.
- Eskiden sınav evrakının sınav merkezlerine gönderilmesi ve cevap
kağıtlarının taşınması takip edilmiyordu.
SINAV EVRAKLARI GPS İLE İZLENİYOR MU
HABERİ DİĞER SAYFADA
[PAGE]
Artık sınav evrakını taşıyan araçlar GPS ile izleniyor; yolda 10
dakikadan fazla duran, aşırı hız yapan ve yolunu değiştiren araca
anında müdahale ediliyor. Evrak saklama merkezleri kamera ile 24
saat izleniyor.
- Eskiden sınav görevlendirmeleri, il ve ilçelerdeki sınav merkezi
yöneticileri tarafından yapılıyordu. Torpil tartışmaları vardı.
Artık, ‘Görevli İşlemleri Sistemi’ ile 450 bine yakın görevli
sisteme kaydedildi. Zorunlu yerel görevlendirmeler hariç, bütün
görevlendirmeleri merkezden yapılıyor.
- Eskiden sınavlar bittikten sonra, itiraz yoksa sınavla ilgili
herhangi bir işlem yapılmıyordu.
Artık her sınavdan sonra her türlü iddia ihbar kabul ediliyor,
itiraz olsun olmasın analizler yapılıyor ve haksızlık olup olmadığı
araştırılıyor. Haksızlık tespit edildiğinde sınav iptal ediliyor ya
da tekrarlanıyor. 2012-Avukatlar için Adli Yargı Hakimlik
Sınavı’nın tekrarlanması gibi.
- ÖSYM adaylara sadece aldıkları puanı bildiriyor, adaylar
cevaplarını, puanlarını kontrol edemiyordu.
Bugün, sınav sonrası her adayın cevap kağıtları taranarak internet
üzerinden erişime açılıyor. Adaylar cevaplarını kontrol edebiliyor,
puanlarını doğrulayabiliyorlar.
- Sınav kılavuzları engelli adaylara da basılı kağıt olarak
veriliyordu.
Artık bütün bilgiler, görme ve işitme engelli adaylar için internet
sitesinden hem sesli hem de işaret dili ile sunuluyor.
SKANDAL MANŞETLERİ RAİTİNG İÇİN ATILDI
“Biz, ÖSYM hakkındaki kötü algıyı ortadan kaldıracak ve
adayların kafasındaki şüpheleri giderecek bir sistemi adım adım
kuruyoruz. Bundan çıkarları bozulanlar, kopya şebekeleri, devlete,
üniversitelere eleman sokmaya çalışan örgüt karalama ve linç
kampanyası yürütüyor. Ben göreve geldiğimde 2011 genel
seçimleri yaklaşıyordu ve ÖSYM’nin yaptığı sınavlara katılanlar
ciddi bir oy kitlesi oluşturuyordu. Bu nedenle kampanyadan
siyasetçiler de yararlanmak istedi.”
ŞİFREYİ PLANLADILAR AMA
UYGULAYAMADILAR
HABERİ DİĞER SAYFADA
[PAGE]
“ÖSYM’nin nereden nereye geldiği hakkında kitap yazılabilir.
Çıkarları bozulanlar ‘şifre’ olayını planladılar. Kurum
içerisindeki işbirlikçileri ile birlikte soruların hazırlandığı
‘kapalı dönem’ dediğimiz dönemde, yazılımdaki cevap seçeneklerini
rastgele karıştırma modülünü devre dışı bıraktılar. Ancak yeni
kurduğumuz güvenlik sistemi nedeniyle şifrede başarılı olamadılar.
Hem ÖSYM hem de savcılık inceleme yaptı, herhangi bir kopya izine,
haksız kazanıma rastlanmadı.”
HATALARIN ARKASINDA İHMAL VE KASIT VAR
“Çalışanlardan ya da matbaadan kaynaklı bazı hatalar bizi de
şaşırttı. Her hatanın üzerine gittik. Bazıları teknik nedenlerden,
bazıları ihmalden oluşmuş, bazıları ise kasıtlı yapılmıştı. Ancak
hiçbir teknik hata bir daha tekrarlanmadı. Bu kez de bizi, adayları
sınav sırasında tuvalete çıkarmamakla suçladılar. İnternette sonuç
belgesini kendisinin değiştirdiği ortaya çıkan bir kişi için bile
sorumlu tutuldum. Okul müdürü adayın diploma notunu sisteme
girmedi, bizden hesap soruldu; bir kamu kurumu adayın resmini
ÖSYM’ye yanlış gönderdi, sorumlusu biz olduk. ‘ÖSYM
skandalı’ manşetleri rating için atıldı. Çünkü öğrenciler,
memurlar, doktorlar, avukatlar aileleri ile birlikte milyonlarca
kişilik bir kitleyi ilgilendiriyor.
‘Her Adaya Farklı Soru Kitapçığı’ uygulaması ile
menfaatleri bozulan şebekeler yıpratma gayretine devam edecek, biz
de onlara fırsat vermemeye, sınav adaletini korumaya devam
edeceğiz.”
- 11-12 Aralık 2010 -TUS’da hatalı sorular: Önceki yönetim
döneminde kopya nedeniyle KPSS iptal edilmiş, TUS soruları da
savcılıktaki bilgisayarlarda kalmıştı. Bu nedenle iki ay gibi kısa
bir zamanda yeni sorular hazırlandı, ancak 9’unda hata belirlendi.
Tüm adayların bu soruları doğru yanıtladığı kabul edilerek sorun
çözüldü. İncelemede ihmal, özensizlik ve kasıt tespiti yapıldı.
Soruları hazırlayan ekip değiştirildi.
- 27 Mart 2011-YGS’de şifre iddiası: Bu sınav kopyayı ve cevap
anahtarı ticaretini önleyen ‘Adaya Özgü Soru Kitapçığı’ ile yapılan
ilk sınavdı. Kurum içinden ihmal ve kasıtlı işlemlerle
oluşturulan ‘şifre olayı’ bu sistemi sabote etmeye yönelikti. Oysa
sınav sonuçlarının analizi ve savcılık soruşturması hiç bir adaya
haksız kazanç sağlanmadığını kanıtladı. Bu sınavda baskı
hatası olan kitapçıkların verildiği adaylara eşdeğer sınav yapıldı,
matbaaya da ceza kesildi.
- 24 Nisan 2011-ALES’te hatalı soru kitapçığı: Teknik bir arıza
sonucu ortaya çıkan bu durum nedeniyle matbaaya ve sorumlulara ceza
kesildi; olaydan etkilenen adaylara eşdeğer sınav yapıldı.
- 3 Temmuz 2011 - STS 2. Aşama’da eski soruların sorulması: Tıp
Doktorluğu testinde soruların yüzde 75’i daha önce sorulan
sorulardan oluşmuştu. Sınavın hazırlanmasında yetersizlik, ihmal ve
kasıt tespiti yapıldı. İlgililer cezalandırıldı ve kurumla
ilişikleri kesildi. Adaylara eşdeğer sınav yapıldı.
- 6 Mayıs 2012 - Adli Yargı Sınavı: Sınavda bir güvenlik açığı
olmamasına rağmen sonuçlarda açıklanamayan durumlar tespit edildi
ve sınavın tekrarlanmasına karar verildi.
- 16-17/23 24 Haziran 2012 - LYS’de hesap hatası iddiası: “ÖSYM’nin
hesap hatası yaptığı ve 300 bin adayın tercih yapamayacağı” iddiası
araştırıldı, tamamen asılsız olduğu ortaya çıktı.
- 2012-LYS’de bir adayın ÖSYM’nin hatası yüzünden üniversiteye
giremediği iddiası: Aday, sınav sonuç belgesini kendisinin tahrif
ettiğini itiraf etti.
- 7 Temmuz 2012 -KPSS’de soruların internete sızması: Sınav
günübaşkası yerine sınava giren 38 kişi yakalandı. Ardından bazı
adayların salondan çıkardığı soru sayfaları internette yayınlandı.
Sonuçlar üzerinde yapılan incelemede hiçbir adayın bu sorular
nedeniyle haksız puan almadığı belirlendi. Bu girişimin sınavı
iptal ettirmeye yönelik olduğu değerlendirildi. İlgililer hakkında
suç duyurusunda bulunuldu.
- 15 Temmuz 2012 - DGS’de eksik soru basılması: Konunun teknik bir
hata olduğu belirlendi, matbaa ve sorumlulara ceza kesildi.
Tüm adayların eksiksorulara doğru cevap verdikleri
varsayıldı.
HAFTASONU 2.8 MİLYON KİŞİYLE REKOR
KPSS
HABERİ DİĞER SAYFADA
[PAGE]
“2011’de 39 farklı sınav yaptık. Bu sınavlara 5 milyon 240 bin aday
katıldı. Bu yıl, 29 Nisan’da ‘dünyada bir ilk’ olan Özürlü
Memur Seçme Sınavı’nı yaptık.Her özür grubuna, her eğitim düzeyine
göre sorular hazırlandı, salonlar onlara gore düzenlendi ve sınav
başarıyla tamamlandı.22-23 Eylül’de de rekor katılımla KPSS
sınavlarını yapacağız. 2 milyon 800 bin aday
katılacak.”
ELEKTRONİK SINAV HAYALİ GERÇEK OLACAK
“ÖSYM, eskiden her işini bir şirket aracılığıyla yaptırıyordu. Ama
artık sadece sınav evrakının basım ve dağıtımını şirket yapıyor.
Diğer tüm işlemleri kendisi yapabilecek düzeye geldi. Örneğin,
hayal bile edilmeyen ‘elektronik sınav’ için alt yapı çalışmalarını
başlattık.”
ÖSYM'Yİ KOPYA SKANDALIYLA DEVRALDI
Prof. Ali Demir, 2004´de ÖSYM´nin başına getirilen Prof. Ünal
Yarımağan’ın 2010 KPSS’de kopya skandalı sonucu istifa etmesinden
sonra göreve getirildi. ÖSYM’nin kurulduğu 1974 yılından beri
kurumda görev yapan Yarımağan, YÖK eski Başkanı Prof. Erdoğan Teziç
tarafından başkanlığa getirilmişti.