Kapatılan üniversitelerin öğrencileri isyan etti

FETÖ bağlantısı olduğu gerekçesiyle kapatılan üniversitelerin öğrencileri eylem yaptı.

İZMİR'in Alsancak semtindeki ÖSYM Hizmet Binası önünde toplanan, kapatılan vakıf üniversitelerinin öğrencileri basın açıklaması yaptı.

Öğrenciler, mağdur edildiklerini savunup aynı üniversite tesislerinde, garantör üniversitelerin adı altında, FETÖ bağlantısı olmadığı belirlenen mevcut öğretim üyeleri veya garantör üniversitelerin öğretim üyeleriyle eğitimlerine devam etmek istediklerini belirtti.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde ÖSYM Hizmet Binası önünde saat 16.00’da toplanan, kapatılan vakıf üniversitelerinden bir grup öğrenci basın açıklaması yaptı. Gediz, Şifa ve İzmir üniversiteleri ile diğer illerden gelen öğrencilerin destek verdiği açıklamayı İzmir Üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencisi İrem Çalışır yaptı.

ÖĞRENCİLER TEPKİ GÖSTERDİ

Açıklamayı kapatılan vakıf üniversitelerinin 65 bin öğrencisinin haklarını korumak için yaptıklarını dile getiren Çalışır, "Bizler üniversiteleri kapatılmış seneleri uzamış farklı illere gönderilmek zorunda kalan öğrencileriz. Bu kararın maddi ve manevi külfeti öğrencilerin ve ailelerin omzuna yüklenmiştir. Bizlerin talebi, aynı üniversite tesislerinde, garantör üniversitelerin isim ve yönetiminde FETÖ bağlantısı olmadığı belirlenen mevcut öğretim üyeleri veya garantör üniversitenin öğretim üyeleriyle mevcut eğitime kaldığımız yerden devam etmek. Kazanılmış haklar dikkate alınarak, intibak sürecine tabi tutulmadan eğitimimize kaldığımız yerden devam etmek. Ekonomik ve kültürel şartlardan dolayı bu üniversiteleri tercih listesine eklememizi isteyen ailelerimizin de mağdur olabileceği göz önünde bulundurularak, bulunduğumuz şehirlerde eğitim öğretim hakkımızın kaldığımız yerden devamının sağlanması. Kanun hükmünde kararname gereği alınan ilk YÖK kararın uygulanması; alınacak diplomalarda, kapatılan üniversitelerin ibaresinin yer alması meslek hayatımız boyunca engel teşkil edecektir. Tüzel kişilikle ilişkilendirilen FETÖ ibaresinin şahsımıza ömür boyu yaftalanması, cezanın şahsiliği ilkesine aykırıdır. Kapatılan üniversitenin isminin diploma ve kayıtlarda geçmemesi gereklidir. Devlet üniversitelerinde öğrenim gören arkadaşlarımıza bu olağanüstü durumu bizlerin de istemediğini, gerek öğrenim sürecinde gerek mezuniyet sonrası onların haklarını ihlal etmeyeceğimizin anlatılması. Aynı zamanda kapatılan üniversitelerin imkanları garantör üniversitelere aktarılacağı ve sonrasında tarafımızdan ücret ödemeye devam edileceği için, garantör üniversitelerin eğitim kalitesinin arttırılacağı anlatılmalıdır" diye konuştu.

YÖK'ÜN İLK KARARI UYGULANSIN

YÖK’ün onay verdiği üniversiteleri tercih ettiklerini belirten Çalışır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu üniversiteler devlet erkanının ziyaret ettiği ve desteklediği üniversitelerdi. Bunlar YÖK’ün garantör üniversite himayesi altında açılmasını ve eğitim vermesini onayladığı üniversitelerdir. OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile garantör üniversitelerimize devredildik. Ancak bu devir işlemi geçen 04 Ağustos’ta YÖK tarafından sonlandırıldı. YÖK’ün yönetmeliği, kapatılan üniversitelerin garantör üniversitelere devriyken uygulama bambaşkadır. Şu anki durumda, garantör üniversiteler, kapatılan vakıf üniversitelerinin menkul ve gayrimenkul varlıklarına el koyup, hastanelerini, eğitim binalarını, kampüslerini kendi bünyesine alıp 65 bin öğrenciyi dışarıda bıraktı. Buradaki öğrenciler garantör üniversitelerin gereğini yapmasını bekliyor. Son kararla 65 bin öğrencinin tekrar Türkiye geneli bir ÖSYM yerleştirmesinde tercih yapması isteniyor Biz temiz öğrenciler olarak FETÖ terör örgütüyle ilişkilendirilmiş tüzel kişiliğin yaftasını yemek istemiyoruz. Bu isteğimiz cezanın şahsiliği ilkesi doğrultusunda. Bizler vatanımız için mezun olduğumuzda canla başla çalışmaya hazır, mesleklerini ve vatanını seven, Atatürk ilke ve inkılaplarına tam bağlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatlarıyız. FETÖ ile anılmamıza yol açmak, sene uzattırmak, farklı illerde eğitim görme mecburiyetinde bırakılmak şahsımız adına hiçbir ispat yokken keyfi olarak verilmiş ve adil olmayan kararlardır. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanın mağduriyet olmayacak teminatına dayanarak hepimiz için en az mağduriyeti oluşturacak ilk kararnamedeki kararın arkasında durulmasını istiyoruz."

Açıklama sonunda alkışlarla seslerini duyurmak isteyen öğrencilerden bazıları gözyaşlarına hakim olamadı.