Kötü karnede ailenin de payı var!

Sömestre tatilinin nasıl geçeceği ister istemez çocuğun bir önceki dönem performansından ve ailelerin bu konuya verdikleri önemden etkileneceğini belirten uzmanlar aileleri kötü karne konusunda uyarıyor...

Günümüzde sömestre tatillerinin anlamı hızla değişmekte, çocuklar için bir dinlenme dönemi olarak algılanmaktan çok okul başarısını düzeltmek, sürekliliğini sağlamak ya da daha da arttırmak için bir fırsat olarak görülmeye başlanmaktadır.

Elbette ilk dönem akademik performansında zayıflıklar olan çocuklar adına bu süreci iyi değerlendirmek önemlidir; ancak ebeveynlerin unutmaması gereken en önemli nokta ister başarılı ister başarısız olsun her çocuğun dinlenme hakkı olduğudur.

Sömestre tatilinin nasıl geçeceği ister istemez çocuğun bir önceki dönem performansından ve ailelerin bu konuya verdikleri önemden etkilenmektedir. Zaten başarılı olan çocuklara göre karnesinde zayıflar bulunan çocuklar ve aileleri için durum biraz daha zorludur. Böyle durumlarda çoğunlukla verilen tepkiler çocuğa kızma, çocuğu eleştirme ya da tehdit etme şeklinde olmaktadır.

Notlardaki başarısızlıkta ebeveynlerin de payı var!

Burada unutulan nokta aslında hemen hemen her çocuğun karnesinde zayıf getirmekle ilgili endişe ve üzüntü yaşadığıdır. Bu nedenle aileler çok fark etmeseler de başarısızlıkları ile ilgili tehditler aslında onları içten içe daha da gerer. Hatta birçok durumda çocuklarda yoğun bir cezalandırılma korkusu ile kendilerine zarar vermeye kadar gidebilecek davranışlar görülebilir. Oysa yapılması gereken, karnedeki düşük notların nedenlerinin sadece çocuğun sorumluluğu olarak değil anne ve babanın bu sürecin bir parçası olduğu gerçeğiyle durumun değerlendirilmesidir. Bu değerlendirmeyi yapmak çok hassas bir dengeyi beraberinde getirir; zira başarıya odaklı bir ebeveynlik tarzının koşulsuz olması beklenen anne, baba ve çocuk arasındaki sevgi ve ilginin bir koşula bağlı olduğu izlenimini yaratabilme ve çocukların kendilerini sadece bir performanstan ibaret görme tehlikeleri kaçınılmazdır.

Öncelikle dönem başarısı değerlendirilirken çocuğun başarısını ve ders çalışmasını engelleyebilecek dikkat eksikliği, aile içi yaşanan zorlu bir durum, değişiklik ve bununla bağlantılı duygusal bir zorlanma (ör: boşanma, ölüm vb.), öğrenme güçlüğü, performans kaygısı ya da davranış problemleri olup olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Tüm bunlar çocuğun zihinsel işlevlerini ve dolayısıyla akademik performanslarını büyük oranda etkileyen durumlardır. Bunlar yoksa anne ve babanın değerlendirmesi gereken önemli bir nokta okul seçiminin çocuğun kapasitesine uygun olup olmadığı ve kendi beklentilerinin çocuğun gerçek kapasitesine ne denli uygun olduğudur.

Çoğunlukla ailelerin akademik performans söz konusu olduğunda çocuklarından daha çok endişelendiklerini görüyoruz. Okul başarısı çocukların sorumluluğundan çıkıp ailelerin sahiplendiği bir mesele haline geldikçe çocuklara bu sorumluluğu almak adına bir alan kalmasını ve bu sorumluluğu öğrenmelerini beklemek yanlış olur. Bu durum çocukların akademik başarıyı aileleri için ulaşılması gereken bir nokta olarak algılamalarına sebep olurken, her türlü duygularını ailelerine yansıtabilecekleri bir alan haline de gelebilir. Bu nedenle dönem boyunca ebeveynlerin çocuklarının ders çalışmaları konusunda sürdürdükleri tutumların farkında olmaları önemlidir. Ebeveynlerin geriye dönüp dönem içerisinde çocuklarının zorlandıkları noktaları fark edip etmediklerini ve bu konuda herhangi bir şey yapıp yapmadıklarını, ders çalışma konusunda onlara ne kadar sorumluluk verdiklerini gözden geçirmeli gerekir.

Çocuğunuzun zorlandığı konuları birlikte belirleyin!

Çocukla yapılan değerlendirmede ise amaç öncelikle başarıyı arttırmak değil önceki dönemi gözden geçirmek yönünde olmalıdır. Çocuğun bir önceki dönem zorlandığı konular, alanlar belirlenip tatil süresince gün içerisinde belirli bir süre onlara birlikte eğilmek iyi olur. Hangi alanlarda başarılı olduğunu saptamak çocuğun güçlü yönlerini de vurgulamak özgüvenini arttırmak açısından önemlidir. Bu dönem, geride kalan süreçle birlikte çocuğunuzu anlama ve bundan sonrası için yapılacakları değerlendirme ile geçmelidir. Ebeveynler olarak birlikte soruna eğilmek ve çözümü bulabilmek adına ona yardım etmek, kızmak ya da tehdit etmekten çok daha verimli sonuçlar doğurur. Buna göre, çocuğun biraz dinlenmesine fırsat verildikten sonra çalışma saatlerini belirleyici bir program yapmak ve gerekirse özel ders takviyesi planlamak uygun olacaktır.

Sözel ödüller somut hediyelerden daha kıymetlidir!

Bunların yanı sıra, çocuğun bir önceki dönem başarısından bağımsız olarak dinlenme ve keyifli bir tatil geçirme hakkı da elinden alınmamalı ve ona zevk veren faaliyetlere ve anne - babaları ile birlikte geçirecekleri kaliteli zamanlara da alan tanınmalıdır. Tatilde ev içerisinde uygulanan kurallar tamamen rafa kalkmamalıdır; aksi takdirde bu durum çocuğun yeniden okul dönemindeki kurallara adapte olmasını zorlaştırabilir. Tatil olması sebebiyle bilgisayar ve televizyonun sınırsız kullanımı ya da uyku ve yemek rutinlerinin tamamen değişmesi uygun olmasa da çeşitli esneklikler sağlanabilir. En kıymetli hediyenin sözel ödüller olduğu bilindiğinden çocuğun başarılı olduğu alanlar ya da iyi bir karne mutlaka takdir edilmelidir. Bu takdiri çok da abartmamak önemlidir; zira notlara verilen önem ne denli büyük olursa çocuğun öğrenmeye dair heves ve merakı geri planda kalabilir ve tüm amacı anne ve babanın onayını almak olabilir.

Unutmayın ki notların her zaman telafisi mümkündür. Önemli olan zorlandığı noktalarda ve başarısız olduğu anlarda dahi çocuklarınızın her zaman yanında olacağınızı, onların her koşulda sizin için değerli olduğunu ve onlara yardım etmek üzere destek olacağınızı hissettirebilmenizdir. Anne babalığın belki de en zor sınavı koşulsuz sevebilmek ve bunu hissettirebilmektir.