Liseler kozmopolit varoş ahlakı tehditi altında
Demokrat Eğitimciler Sendikası tarafından yapılan açıklamada eğitim sistemindeki kalitenin giderek zayıflamasıyla okullarda ahlaki ve sosyal yozlaşmanın da tehlikeli boyutlara geldiği vurgulandı.
Okullarda eğitim düzeyinin gittikçe düştüğünü ve öğrencilere varoş, kozmopolit bir gençlik ahlakının pompalanmaya çalışıldığını söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Çorum İl Başkanı Nihat Örs, “Liselerde küfür, sigara ve en pespaye üslupların özellikle son yıllarda daha da çoğaldığına şahit oluyoruz” diye konuştu.
İmam Hatipler başta olmak üzere öğrenimin kalitesi her anlamda düştüğünü savunan DES Çorum İl Başkanı Nihat Örs, “Saf, temiz muhafazakâr kitleler tasfiye mi edilmek isteniyor? Emperyalist anlamda gelişen ülkelerin gençliğimize diziler, filimler, basın, internet, müzik ve sanatçıları üzerinden oynadığı çok büyük politikalar var. Milli Eğitim, Kültür ve Gençlik Bakanlığı’nın bu konuda plan ve stratejileri olmalıdır. Hükümet bu büyük tehlikeyi hamasi nutuklar ve duygulu şiirlerle bertaraf edemez. 2023 vizyonu perspektifinde gençliğin zihin dünyasını anlama ve kodlama konusunda yetkin ve başarılı gördüğümüz Sayın Nabi Avcı’ya bu konuda sendika olarak destek ve katkı sunmak istiyoruz” dedi.
Son çeyrek yüzyıldır adım adım neoliberalizmin ve vahşi kapitalizmin egemenliğine giren Türkiye’de kaliteli ve çağdaş eğitimin zengin ve bürokratik sınıfların ve ülkedeki küçük bir azınlığın ulaştığı bir hizmet haline geldiğini söyleyen Nihat Örs, şunları söyledi;
Türkiye küreselleşme akıntısının tersi yönünde kürek çekmek ve her vatandaşına nitelikli bir eğitimi bütünlüklü bir sistem olarak sunmayı başarmak zorundadır. Çocuklarına parasız, kaliteli, uluslararası geçerliliği olan standartta ve eşitlikçi bir nitelikte eğitim veremiyorsan ülke olarak övünmeye hakkın yoktur! Vatandaşına, ‘Paran varsa eğitim var, paran kadar eğitim alırsın!’ diyorsan devlet olsan kaç yazar!
Türkiye’nin antiemperyalist eğitim ve öğretim projeleri ve okul modelleriyle özgün bir eğitim sisteminin inşasına başlaması gerekiyor. Okul öncesinden yükseköğretime kadar örgün eğitim kapsamında marka okullar ve eğitim sistemlerimiz olmalıdır. Okuma yazma bilmeyenlerden, imkânsızlıklar nedeniyle üniversite eğitiminden yoksun kalanlara kadar 76 milyonu kapsayarak ilerleyen ve gelişen eğitim program ve reformlarına ihtiyacımız var. Kapitalist politikaların yıllardır eğitim dışında bıraktığı insanlarımızı, özentili ve kafası karışık okumuşlarımızı dayanışmacı ve aydınlanmacı bir çerçevede eğitimle yeniden buluşturmalıyız.
Bütün okullarda tam gün temel eğitim ve üç öğün yemek verilmesi, tüm eğitim harcamalarının devlet tarafından finanse edilmesi ve eğitim kurumlarının üretim ve değerlerimizin merkezi haline gelmesi gerekiyor.
Okullarımızın temel eksikliklerinden birisi de öğrencileri üretimle, yaratıcılıkla, erdemlerle ve sanatla buluşturamıyor olmasıdır. Sistem öğretmenlerimize özgür ve yeni yöntemleri, kaynakları bulma ve kullanma özerkliği tanımıyor. Velilerimiz okulları sahiplenmiyor, okullarımızı toplum merkezlerine dönüştüremiyoruz. Hükümetlerimiz ücretsiz, yüksek nitelikte eğitim sağlama sorumluluğunu ve eğitimin feragat edilemez temel ve evrensel bir insan hakkı olduğunu kavradığını ispatlayan icraatlar geliştiremiyor.
Türkiye eğitimi yalnızca niceliksel bir sorun olarak görüyor. Sınavcı, ezberci, dershaneci ve piyasacı eğitim sistemimiz bireyciliğin, yozlaşmanın, insani değerlerden uzaklaşmanın, şekilciliğin ve onursuz rekabetçiliğin turbo dinamiği haline gelmiştir. Türkiye her yönlü cehaletten kurtarılmış bölge ilan edilmelidir. Türkiye gönüllü bir seferberlik ve eğitim cihadı başlatmalıdır. Tüm vatandaşlarımızı kapsayan ve yenidünyanın yaratılmasında en proaktif şekilde yer alacak yeni insanı yetiştirmeyi hedefleyen nitelikli ve kamusal bir eğitim ancak böylesi bir bilinç ve kararlılıkla mümkün olur. Yeni, büyük ve güçlü Türkiye için eğitim sisteminde devrim ve devrim için de eğitim gerekiyor.