MEB ve YÖK Kanunu Değişmelidir!

DES Erzincan İl Başkanı Erol Güneş, eni Anayasayla birlikte MEB ve YÖK kanunlarının da bilimsel, demokratik ilkeler çerçevesinde değiştirilmesini istediklerini söyledi.

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Erzincan İl Başkanı Erol Güneş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ilk olarak eğitim çalışanlarının atama, terfi, görevde yükselme ve ücret politikalarında adaletli reformlar gerçekleştirmesi ve cesur adımlar atması gerektiğini söyledi.

Yeni Anayasayla birlikte MEB ve YÖK kanunlarının da bilimsel, demokratik ilkeler çerçevesinde değiştirilmesini istediklerini söyleyen DES Erzincan İl Başkanı Erol Güneş şöyle konuştu:

Mevcut sistem içerisinde eğitim işkoluna rast gele ya da zorunlu olarak girmiş, kişisel ve mesleki nitelikleri uygun olmayan kişilerin başarılı olmaları bekleniyor. Bu mümkün değildir. Ülkemizde öğretim kademelerine girişten, istihdama değin birçok kademede sınavların kullanılıyor olması yanlıştır. Sınavlarda başarılı olanlar, alanın gereklerine sahip kabul edilmektedir. Sınırlı bir zaman aralığında ve bilişsel taban ağırlıklı olarak yapılan çoktan seçmeli sınavlarda pratik düşünüşte belirli bir hıza sahip olanlar avantajlı olmaktadır.

Mevcut sistem bireylerin yaratıcılıkları, becerileri gibi özelliklerini dikkate almıyor. Öğretmen adayları öğretmenlik programının kapsamındaki dersleri uygulamaya yönelik ve işlevsel bir yapıda görmüyor. Eğitim çalışanlarının tümünün atamalarında Finlandiya modelini örnek almaya ve özgün bir sistem oluşturmaya mecburuz. KPSS maharetiyle personel alımı Türkiye’ye kaybettirir. Çünkü KPSS’de sadece bilişsel beceriler ölçülerek kişiler atanmaktadır. Oysa başta öğretmenlik mesleği olmak üzere eğitim işkolundaki hemen her görev duyuşsal özellikleri ağır basan bir özellik gerektirir. Duyuşsal özelliklerin, analiz, sentez ve değerlendirme becerilerinin ise fakülte yıllarında kazandırılması ve meslek öğretmen adaylarına sevdirilmesi gerekmektedir. Eğitimci adayları kendilerini KPSS’na değil, mesleğine hazırlamalıdır.

Bu itibarla eğitim sisteminde bir tıkanıklığa ve önemli bir bunalıma sürüklendiğimizi itiraf etmemiz gerekir. Özellikle Türkiye için öğretmen yetiştirmek çok önemli bir misyon olarak görülmelidir. Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden ilerlemesinde, çok önemli bir görev üstlenmiş olan eğitimcilerimizin yetiştirilmesinde programlardan, görülen derslerin ve içeriklerinin belirlenmesine kadar, lisans ve lisansüstü programlarda görülen sorunların tespit ve çözümüne kadar çağdaş gelişmeler ve yönelimleri ortaya koymamız gerekmektedir.