MYO'lar üniversitelerden ayrılıyor mu?
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, yeni YÖK Tasarısı'nda ne yapılmak istendiği ile ilgili bir çerçeve bulunmadığını belirtti.
Akyol, “Taslağın ruhunda millilik yok. ABD’ye uçak mühendisliği
çalışmaya öğrenci gönderiyoruz. ABD hiçbir zaman tam bir uçak
modeli çalıştırmaz. Birine kuyruk çalıştırır, birine motorun bir
parçasını. Bunun altında bir millilik vardır. Türkiye’ye döner
gelirsiniz, uçak yapamazsınız. O onu düşünüyorsa benim
milletim de bu parçaları birleştirecek şekilde program yapacak.
İşte milliliğin içinde ben bunu arıyorum.” dedi.
Gazi Üniversitesi, ‘Eğitimci Gözüyle Yeni YÖK Tasarısı’ konulu bir
panel düzenledi. Toplantıya Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dekan Vekili Prof. Dr. Hayati Akyol ile eğitim fakültesinden
öğretim üyeleri Prof. Dr. Turan Güven, Prof. Dr. Refik Turan ve
Prof. Dr. Abdulvahit Çakır panelist olarak katıldı.
Eğitim Fakültesi Dekanı Hayati Akyol, taslakta bu çalışmaya neden
ihtiyaç duyulduğu ve ne yapılmak istendiği ile ilgili bir çerçeve
bulunmadığını belirterek, “Taslağın ruhunda millilik yok.
ABD’ye uçak mühendisliği çalışmaya öğrenci gönderiyoruz. ABD hiçbir
zaman tam bir uçak modeli çalıştırmaz. Birine kuyruk çalıştırır,
birine motorun bir parçasını. Bunun altında bir millilik
vardır. Türkiye’ye döner gelirsiniz, uçak yapamazsınız. O onu
düşünüyorsa benim milletim de bu parçaları birleştirecek şekilde
program yapacak. İşte milliliğin içinde ben bunu arıyorum.”
dedi.
Taslağa göre yabancı üniversitelerin Türkiye’de fakülte ve bölüm
açabileceğini belirten Akyol, “İlk bakışta çok güzel
geliyor. Çok hor bakmıyorum, ama dikkatli olunması gerektiğini
söylüyorum. Bu ülkeyi geçmişte yönetenlerin nerelerde
yetiştiklerini, hangi unvanlar ile anıldıklarını biliyoruz. Kendi
imkanlarımızla, kaynaklarımızla yabancıların bir şeyler
yetiştirmesine mi yol açacağız? Burada gizli bir program mı var,
diye aklıma geliyor. Bunun iyi açıklanması gerekiyor.” diye
konuştu. Akyol, Türkiye’nin sistem olarak buna hazır olmadığını
savundu.
“BİR KONSEY İCAT ETMİŞLER”
Taslaktaki üniversite konseylerine de eleştiri getiren Akyol,
“Bir konsey icat etmişler. Konsey, rektörün üzerinde,
senatonun üzerinde. Bu tasarıya göre üniversitelerde
rektör seçmeye gerek yok. Konsey ile konsey başkanları rektörlük
vazifesini yapabilir.” dedi.
“DEVLET ÜNİVERSİTELERİ İLERİYE DÖNÜK OLARAK KAPATILACAK
MI?”
Özel ve vakıf üniversiteleri ile devlet üniversiteleri arasında
ayrımcılık olduğunu kaydeden Akyol, “Devlet üniversitesinin
prosedürü almış başını gidiyor. Ama özel üniversitenin hiçbir şeyi
yok. Acaba devlet üniversiteleri ileriye dönük olarak kapatılacak
mı? Özele geçince kimler buraya hakim olacak?” diye sordu.
“DEKAN SEÇİMİ İLE HİZİPLEŞMEYİ DAHA AŞAĞIYA
İNDİRİYORUZ”
Dekanların fakültede kadrolu öğretim üyelerince yapılacak seçimle
belirlenmesini de eleştiren Akyol, “Rektörü seçemiyoruz da dekanı
seçiyoruz. Yani hizipleşmeyi daha aşağı düzeye indiriyoruz. Bir
rektörlük seçimi oluyor; kavgadan, hizipleşmeden aramızdaki buzlar
ancak gelecek seçime eriyor.” ifadesini kullandı.
Taslakta, doktora ve yüksek lisansta başarılı olamayan araştırma
görevlilerinin üniversitede memuriyete alınması ile ilgili de bir
hüküm bulunduğunu dile getiren Akyol, böyle bir uygulamanın kabul
edilemeyeceğini aktardı.
Prof. Dr. Refik Turan, üniversite ve YÖK’ün bir yönetim problemi
bulunduğunu, bunun yıllardır çözülemediğini söyledi. Taslakta yer
alan Üniversite Konseyi’ni bir yenilik olarak görmediğini belirten
Turan, “Rektör, konseyin bir memuru durumuna gelmiş. Dekan
seçimi var. Artık seçimler konusunda öyle saplandık ki kendi
kendimize doğrudan ön yargılı bakıyoruz. Ben de ön yargılı
bakıyorum. Çok düşünülmeli. Komple hayır demiyorum, seçime karşı
değilim. YÖK’ün tayin ettiği rektörlerin de nasıl keyfilik
yaptığını iyi biliyorum.” şeklinde konuştu. Turan, denetim
mekanizmasının da net bir şekilde ortaya konması gerektiğini
vurguladı.
Gazi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr.
Abdulvahit Çakır ise taslakta yabancı dil eğitiminin özel olarak
ele alınmadığını belirterek, “Yabancı dilin yeri, yükseköğretimde
ne olmalının cevabı da taslakta bulunmalı.” ifadesini kullandı.
MESLEK YÜKSEKOKULLARI ÜNİVERSİTELERİN BÜNYESİNDEN
ÇIKARTILMALI
Panelistlerin konuşmalarının ardından salonda bulunan öğretim
üyeleri de taslakla ilgili kendi görüşlerini açıkladı. Bir öğretim
üyesi, meslek yüksekokullarının üniversitelerin bünyesinden
çıkartılarak bakanlıklara ya da belediyelere devredilmesi gerektiği
görüşünü savundu. Bu görüşe, ‘o zaman bu okulların siyasetin
oyuncağı haline gelir’ diyerek karşı çıkanlar oldu.
TURAN GÜVEN: DIŞARIDAN BİRİNİN DİREKTİFİ İLE HİZAYA GELMEK
DE NE DEMEK OLUYOR?
Salonda, “Rektörler seçimle iş başına gelmemeli. Seçimle gelecekse
de yüzde 51’den aşağı oy alan hiç kimse o makama gelmemeli” görüşü
dile getirildi. Panelistlerden Prof. Dr. Turan Güven,
“Öğretim üyelerine güvenmeyi öğrenmeliyiz. Dışarıdan
birinin direktifi ile hizaya gelmek ne demek oluyor?
Dışarıdan yönetilmeyi, üniversite içine çomak sokmak gibi bir şeyi
kabul edemiyorum. Birbirimize güvenmeliyiz. Kadrolu öğretim
üyelerinin seçtiği kişi rektör olmalı. Hata tabi ki olabilir,
ikinci seferde düzeltilir. İlle de bir başkasının güdümü ile mi
hareket etmek lazım.” şeklinde konuştu.