Nabi Avcı okul birinciliği alınan öğrenci için konuştu
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gezi Parkı olaylarına değindiği için disiplin kuruluna sevk edilerek okul birinciliği elinden alınan Işıtan Önder'le ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MEMURLAR -Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı gazetecilerin,
İzmit’te Gazi Anadolu Lisesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı
konuşmada, Gezi Parkı olaylarına değindiği için disiplin kuruluna
sevk edilerek okul birinciliği elinden alınan Işıtan Önder ile
ilgili sorusuna, “Cezanın en hafif düzeyde olmasını
kararlaştırmışlar” dedi. Avcı, Işıtan Önder’in röportajlarından
gördüğü kadarıyla, konudan kötü etkilenmediğini, aksine ilerisi
için motive olduğunu, ceza verenlerin de kendisini mükafatlandırmış
gibi olduğunu sözlerine ekledi.
KARARA İTİRAZ ETMELERİ SAĞLANMALI
Burada idarecilerin yapması gereken önce öğrenciyle konuşmak. Neyin
ne olduğunu anlamak, Sonra gerekli telkini, konuşmayı yapmak.
Buraya kadar işin resmi görünüşü böyle. Bir öğrenci disiplin cezası
aldığında davranış notu düşüyor. Bu notun düşmesi durumunda not
ortalaması da düşüyor. Not ortalaması düşünce de dolayısıyla okul
birincisi olma şansını kaybediyor. Dolayısıyla aile de çocuk da
buna tepki gösteriyor anladığım kadarıyla. Fakat bu aşamadan sonra
yapılması gereken şey, öğrencinin veya ailesinin ya da ona yardımcı
olan kişilerin bu karara itiraz etmesini sağlamak. Yani öğrenci
okul disiplin kurulunun verdiği karara itiraz edebilir, etmelidir.
Ettiği zaman da İl Disiplin Kurulu’nda bu tekrar gözden geçirilir.
Bir yanlışlık varsa düzeltilir.
ETKİLENMEMİŞ, MOTİVE OLMUŞ
Fakat anladığım kadarıyla öğrenci ve aile bu yola gitmemiş. Yani
itiraz etmemişler. Kendileri bu yol önerildiği halde, ‘Bir düzeltme
imkanı olabilir, itirazınızı yapın tekrar görüşülsün’ dendiği
halde, ‘Hayır biz yargıya gideceğiz’ demişler ve hemen konuyu
medyayla paylaşmışlar. Anladığım kadarıyla medyada da bu konuda iyi
bir hazırlık varmış. İş biraz medyatik bir şeye dönüşmüş. Şimdi
benim televizyondaki röportajından gördüğüm kadarıyla çocuk
korktuğumuz gibi bu olaydan ötürü çok fazla etkilenmemiş gibi
görünüyor. Tam tersine daha da motive olduğunu, üniversite
sınavlarına daha iyi hazırlanacağını, psikoloji bölümünü de
birincilikle kazanıp birincilikle bitireceğini… Yani bu kararın
olumsuz etkisinin korktuğumuz ölçüde olmadığını görüyorum oradan.
Dolayısıyla burada ceza verenler bir anlamda mükafatlandırmışlar
gibi. Hem onun motivasyonunu artırmışlar gibi hem de onun çok mutlu
olduğu bir medyatik ilgiye mazhar olmasına yol açmış
idarecilerimiz.
KEŞKE BÖYLE OLMASA
Buraya kadar anlaşılabilir şeyler bunlar ama daha doğrusu, asıl
bundan sonrası önemli. O yaştaki bir gencin o kadar medyatik bir
kampanyanın merkezine oturtulması kendi psikolojisi açısında da çok
olumlu olmaz. İşin normal seyrinde akması halinde okul idaresiyle
konuşulması iyi olurdu. Hadi onu yapmamışlar, o zaman itiraz
etmeleri iyi olurdu. Onu da yapmamışlar yargıya gitmişler bir de
medyaya işi yansıtmayı tercih etmişler. Keşke böyle olmasa. Keşke
başından itibaren daha pedagojik bir yaklaşımla kendisiyle de
konuşulsa, aileyle de konuşulsa. Onlar da keşke böyle medyatik bir
şeye dönüştürmek yerine normal yollardan bunun tashihini,
düzeltilmesini sağlamayı tercih etselerdi bence daha iyi
olurdu.
BUNLAR DÜZELMEYECEK ŞEYLER DEĞİL
Ama disiplin kuruluna müracaat etselerdi
itiraz etselerdi karara orada da belki faklı bir karar çıkabilirdi.
Ama bugünlerde bu tür şeyler medyada farklı yorumlara yol açtığı
için o yolu tercih etmişler. Bana çok, her iki taraf açısında da
baktığım zaman çok şık görünmüyor. Ama dediğim gibi televizyonda
kendi konuşmalarını dinlediğimde bu cezadan, bu uygulamadan çok
olumsuz etkilenmediğini görünce biraz müsterih oldum doğrusu.
Düzelir, bunlar düzelmeyecek şeyler değil. Bu tür şeylere,
öğretmenlerimizin de olumlu anlamda yol gösterici olmaları lazım.
Onları desteklerken de psikolojilerine zarar verecek söylemlerden
kaçınmaları gerekir. Öğretmenler ne demek istediğimi
anlıyor.