O profesöre dava açan öğrenci konuştu!
Başörtülü öğrencilere derse almadığı için hapis cezası alan Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye dava açan üniversite öğrencisi Fatma Nur Gidal konuştu.
MEMURLAR - ‘Öğrenim özgürlüğünü engelleme’
suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası alıp cezaevine giren Prof. Dr.
Rennan Pekünlü’ye dava açan üniversite öğrencisi Fatma Nur Gidal,
“Vicdanım rahat. Hocanın hapse girmesine üzülmek, o kadar yıllarca
peşinde koştuğu, baskı kurup tehdit ettiği türbanlı genç kızların
hakkını yemektir” dedi.
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü, 2011 yılının Mart ayında, fakülte binasına türbanıyla girmek isteyen öğrencilere tutanak tutup izin vermeyince, üniversite öğrencisi Fatma Nur Gidal, “Öğrenim özgürlüğünü engellediği" gerekçesiyle şikayetçi oldu. Al Jazeera'den Turaç Top'un haberine göre, yargılama sonucunda Pekünlü’ye verilen 2 yıl 1 ay hapis cezası, Yargıtay tarafından onandı. Pekünlü, Perşembe günü, halka açık “Evrim ve Evren” adlı son dersini verdi. Bu son derse kalabalık bir öğrenci grubu ve kendisini destekleyen akademisyenler katıldı. Daha sonra Foça Açık Cezaevi’ne girdi. Pekünlü, cezaevine teslim olmadan önce yaptığı konuşmada, "Fransız Devrimi sırasında Bastille'i basıp içeridekileri çıkarmışlardı. Size adresi göstermek istiyorum, Türkiye'nin Bastille'i burası. Burayı basıp çıkaracaksınız beni, tamam mı? Yalnız çiçeklere ve ağaçlara zarar vermeden" ifadelerini kullandı.
“HOCA KENDİNİ BUNA ADAMIŞTI”
Pekünlü’nün cezaevine girmesiyle sonuçlanan davayı açan 24 yaşındaki Fatma Nur Gidal, Al Jazeera’ye konuştu. Matematik Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Gidal, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Hoca, ikinci sınıftayken benim öğrenim gördüğüm binaya girişlerde, türbanlı kızların içeri girmesini engelleyip fotoğraflarını çekiyordu. Benim de iki hafta boyunca önüme geçip fotoğraflarımı çekti. Zaman zaman hakaretler etti. Kendisini buna adamıştı. Hakkımda 5-6 tane tutanak tuttu. Ona yakalanmamak için çoğu zaman 8.30’da başlayan dersler için 7.30’da okula gidiyordum. Tek başına da gidemiyordum. Derslere konsantre olamıyordum, gerginlik yaşıyordum. O sene sınıfta kaldım. Hakkımı aramak ve fiziki engellemeye karşı dava açtım. Her vatandaşın yapması gerekeni yaptım. Adalete güvendim. Hakkımda tuttuğu tutanakları da delil olarak davama sundum. Cezaevine gireceğini gazetelerden öğrendim. Ancak hocanın davranışlarının karşılığı buymuş”
“ÜZÜNTÜ VERİCİYDİ”
Gidal, yaşadığı süreçle ilgili vicdanının rahat olduğunu söylüyor:
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rennan Pekünlü, 2011 yılının Mart ayında, fakülte binasına türbanıyla girmek isteyen öğrencilere tutanak tutup izin vermeyince, üniversite öğrencisi Fatma Nur Gidal, “Öğrenim özgürlüğünü engellediği" gerekçesiyle şikayetçi oldu. Al Jazeera'den Turaç Top'un haberine göre, yargılama sonucunda Pekünlü’ye verilen 2 yıl 1 ay hapis cezası, Yargıtay tarafından onandı. Pekünlü, Perşembe günü, halka açık “Evrim ve Evren” adlı son dersini verdi. Bu son derse kalabalık bir öğrenci grubu ve kendisini destekleyen akademisyenler katıldı. Daha sonra Foça Açık Cezaevi’ne girdi. Pekünlü, cezaevine teslim olmadan önce yaptığı konuşmada, "Fransız Devrimi sırasında Bastille'i basıp içeridekileri çıkarmışlardı. Size adresi göstermek istiyorum, Türkiye'nin Bastille'i burası. Burayı basıp çıkaracaksınız beni, tamam mı? Yalnız çiçeklere ve ağaçlara zarar vermeden" ifadelerini kullandı.
“HOCA KENDİNİ BUNA ADAMIŞTI”
Pekünlü’nün cezaevine girmesiyle sonuçlanan davayı açan 24 yaşındaki Fatma Nur Gidal, Al Jazeera’ye konuştu. Matematik Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Gidal, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Hoca, ikinci sınıftayken benim öğrenim gördüğüm binaya girişlerde, türbanlı kızların içeri girmesini engelleyip fotoğraflarını çekiyordu. Benim de iki hafta boyunca önüme geçip fotoğraflarımı çekti. Zaman zaman hakaretler etti. Kendisini buna adamıştı. Hakkımda 5-6 tane tutanak tuttu. Ona yakalanmamak için çoğu zaman 8.30’da başlayan dersler için 7.30’da okula gidiyordum. Tek başına da gidemiyordum. Derslere konsantre olamıyordum, gerginlik yaşıyordum. O sene sınıfta kaldım. Hakkımı aramak ve fiziki engellemeye karşı dava açtım. Her vatandaşın yapması gerekeni yaptım. Adalete güvendim. Hakkımda tuttuğu tutanakları da delil olarak davama sundum. Cezaevine gireceğini gazetelerden öğrendim. Ancak hocanın davranışlarının karşılığı buymuş”
“ÜZÜNTÜ VERİCİYDİ”
Gidal, yaşadığı süreçle ilgili vicdanının rahat olduğunu söylüyor:
“Hocanın hapse girmesine üzülmek, o kadar yıllarca peşinde koştuğu, baskı kurup tehdit ettiği türbanlı genç kızların hakkını yemektir. Eminimki, aldığı ceza birçok kişinin içini rahat ettirmemiştir. Aslında, bu dünyada cezasını çekip çekmemesi önemli değil. Yaşadıklarım gerçekten üzücüydü ama hocanın davranışları, bilim dünyası için asıl üzüntü ve utanç vericiydi”