Öğrenci sayısı 5.5 milyonu buldu!

YÖK Başkanı Yekta Saraç ise ilk üniversitenin 1933 yılından 2003 yılına kadar geçen 70 yılda ülkede 77 üniversite kurulduğunu açıkladı.

YÖK Başkanı Saraç; "Bize düşen en doğrusunu ortaya koymaktır" dedi.

YÖK Başkanı Yekta Saraç ise ilk üniversitenin 1933 yılında İstanbul'da kurulduğunu anımsatarak, bu tarihten 2003 yılına kadar geçen 70 yılda ülkede 77 üniversite kurulduğunu belirtti. .

2003'te 77 olan üniversite sayının 2014'te 176'ya ulaştığını, son 11 yılda 99 üniversite kurulduğunu ifade eden Saraç, öğrenci sayısının da 5,5 milyonu bulduğunu dile getirdi.

Öğretim elemanın sayısında da bu dönemde 2 kat artış yaşandığını belirten Saraç, bu sayısal ve niceliksel büyümeye, niteliksel büyüme ve kalitenin de eşlik etmesi gerektiğini ve bu konuda yükseköğretim kurumuna ve üniversitelere, büyük bir görev düştüğüne ifade etti.

Saraç, yükseköğretime ilişkin yasal düzenlemelerin ya tek parti döneminde ya da askeri darbe döneminde gerçekleştiğine dikkati çekerek, en son 1981'de yapılan 2547 sayılı yasal düzenlemenin de 34 yıldır bütün eleştirilere rağmen en uzun süren düzenleme olduğunu kaydetti.

Yekta Saraç, "Bugün başta YÖK ve yükseköğretim kurumlarına düşen, köklü yasal değişiklikler yapılana dek bugünkü imkanlar ve şartlarda bu kurumlarda, demokrasi ve bilimsel davranış kültürünün içselleştirilmesine çalışmak, mevcut yasal çerçevede yükseköğretimdeki uygulamalardan kaynaklanan yanlışları düzelterek, yapılabilenin en doğrusunu ortaya koymaktır" şeklinde konuştu.

Son on yılda yükseköğretim alanında büyük bir genişleme olduğunun altını çizen Saraç, şunları kaydetti:

"Her ne kadar yoğun eleştirilere maruz bırakılsa ve zaman zaman yükseköğretimin taşralaşmasıyla itham edilse de bu aşamanın yükseköğretim sistemimizin hayati tıkanıklığının aşılmasına yardımcı olduğu aşikardır. Şimdi yatay gelişmenin yanı sıra derinleşmek durumdayız. Derinleşmeyle daha çok bilim ve teknoloji üretmeyi, daha nitelikli eğitim yapmayı, ülkemize daha iyi yükseköğretim hizmeti vermeyi ve Türkiye'nin geleceğine daha çok kaktı yapmayı kastediyoruz. Yakın gelecekte büyük illerimizin yanı sıra Anadolu bozkırlarında da dünya çapında bilim ve teknoloji üretileceğinin güçlü umudu ve beklentisi içerisindeyiz."

Yükseköğretim sistemiminin sorunları bulunduğunu vurgulayan Saraç, yükseköğretimin yönetimi, rektörler ve tüm akademik camianın sorumluluk bilincinde olduğunu dile getirdi.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı öncesinde YÖK üyeleriyle basına kapalı görüşme gerçekleştirdi.

Milli Eğitim Bakanı Avcı:

- "İnşallah önümüzdeki dönemde, 7 Haziran seçimlerinden sonra yapılacak anayasa değişikliğiyle bu konular da bir düzene girecek ve yükseköğretim düzenimiz o zaman bütün bu dar gömlekten, dar elbiseden kurtulmuş olarak daha büyük sıçramaları da gerçekleştirme şansını inşallah yakalayacak"

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "İnşallah önümüzdeki dönemde, 7 Haziran seçimlerinden sonra yapılacak anayasa değişikliğiyle bu konular da bir düzene girecek ve yükseköğretim düzenimiz o zaman bütün bu dar gömlekten, dar elbiseden kurtulmuş olarak, daha büyük sıçramaları da gerçekleştirme şansını inşallah yakalayacak" dedi.

Avcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Yükseköğretim Kurulu'nda (YÖK) rektörlerle gerçekleştirdiği buluşmada, ziyaretin sadece üniversitelere değil maarif davasına verilen önemin nişanesi olduğunu belirtti.

Yükseköğretimde, 1980'den bu yana üniversite sayısı, türleri, öğrenci ve öğretim üyesi sayısı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı ve alt yapılar gibi ölçülebilir bütün değişkenler açısından önemli mesafeler katedildiğini anlatan Avcı, bütün bu başarıların, 1980 darbesinin bir ürünü olan bir yasaya rağmen gerçekleştirildiğini söyledi.

Bakan Avcı, "Yükseköğretimde de günün şartlarına uygun, 27 üniversiteye göre hazırlanmış değil, 200'e yaklaşan üniversiteye göre tasarlanacak ve her üniversitenin kendi ihtiyaçlarını karşılayabileceği esnek, minimalist bir çerçeve yasayla inşallah önümüzdeki dönemde bu sorunları daha kolay aşabileceğimizi ümit ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Böyle bir yasal değişikliğin minimalist, esnek, çerçeve biçiminde olması ve yeni anayasayla düzenlenmesinin önemine işaret eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden böyle yapanlar, bunu kendilerine göre farklı gerekçelerle doğru yapmışlar. Çünkü, pek çoğu askeri dönemlerin düzenlemeleri. Ve o dönemde bu düzenlemeler yapılırken, 'Birgün siviller, yani halk, yani millet iktidara gelirse kolay kolay bunlar değiştirilmesin' diye yasa konusu olması gerekenleri, anayasaya almışlar, yönetmelik konusu olması gerekenleri yasalara almışlar, teamüllerle yönetilebilecek olan pek çok konu da yönetmeliklere bağlanmış. Biz gücümüz yettiğince, siyasi idare olarak, yasalarda yapılmış olanları düzeltmeye çalıştık ama anayasa değişikliği farklı bir yaklaşım gerektiriyor."

Bu konuda, bundan önceki teşebbüslerden bütün iyi niyetli gayretlere rağmen netice alamadıklarını vurgulayan Avcı, "İnşallah önümüzdeki dönemde, 7 Haziran seçimlerinden sonra yapılacak anayasa değişikliğiyle bu konular da bir düzene girecek ve yükseköğretim düzenimiz o zaman bütün bu dar gömlekten, dar elbiseden kurtulmuş olarak daha büyük sıçramaları da gerçekleştirme şansını inşallah yakalayacak" diye konuştu.