Öğrencilere 'sanal' rahatlık uygulaması

Yabancı dil derslerinde hata yapıp arkadaşlarına ''gülünç duruma düşmekten'' çekindiği için konuşmaktan kaçınan öğrenciler, sanal ortamda başarılı...

İZMİR - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Buca Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bahar Baran, yüksek lisans öğrencileri Çiğdem Bezir ve Barış Çukurbaşı ile sanal ortamların yabancı dil eğitimine katkısını görmek amacıyla Anadolu Lisesi öğrencileri üzerinde çalışma yaptıklarını belirtti.       

Yrd. Doç. Dr. Baran, yabancı dil öğreniminde gramer öğrenmekten çok konuşmada sorun yaşandığını, öğrencilerin pratik yapmaması nedeniyle öğrenimin istenilen düzeyde sonuçlanmadığını vurguladı. Çekingenliğin yabancı dil pratiğinin önündeki en önemli engel olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Baran, şunları söyledi:        

''Belki 10 yıl gramer eğitimi alıyoruz, grameri çok iyi öğreniyoruz ama konuşmayla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Sınıf ortamında gençler utanıyor, sıkılıyor, 'Bir kelimeyi yanlış telaffuz edersem arkadaşlarım bana güler' diye düşünüyor. Yanlış yapıp, arkadaşlarına karşı gülünç duruma düşmek istemeyen öğrenciler sınıfta yabancı dilde konuşmaktan kaçıyor. Bunu nasıl çözebiliriz diye düşündük, farklı iki lisedeki öğrencileri, çok kullanıcılı sanal ortamlardan birinde buluşturduk. Öğrencilerden kendi kullanıcı resmini oluşturup, diğer okuldan tanımadığı öğrencilerle, tanımadıkları bir öğretmen gözetiminde İngilizce iletişim kurmasını istedik.''        

Öğrencilerin önce yazarak sohbet etmeyi tercih ettiğini aktaran Baran, bir süre sonra rahatlayan öğrencilerin bilgisayarlara bağlı mikrofonlar aracılığıyla sesli sohbete başladıklarını ifade ederek, şunları anlattı:        

DİL EĞİTİMİNDEKİ ÇEKİNGENLİK ENGELİ SANAL ORTAMDA AŞILABİLİYOR
''Anadolu Lisesi öğrencisi oldukları için yabancı dil altyapıları vardı. Ama yanlış bir şey yapmaktan çekinmeleri nedeniyle de konuşamadıklarını söylüyorlardı. İngilizce ya da başka bir yabancı dil öğrenirken, öğrenilenin kullanılması, kelimelerin telaffuzunu hem duymaları, hem de pratik etmeleri gerek. 6 hafta süren çalışmamız süresince öğrenciler, karşısındakinin kim olduğunu bilmeden, yalnızca konuştuğu kişinin sanal resmini görerek konuşmaya çalıştı. Onlara konular verdik, sanal ortamda sunum yaptılar. Öğrenciler, sanal fotoğraflarıyla  gezdikleri ortamda çekinecekleri kimse olmadığı için daha rahat davrandı. Güveni yerine gelen öğrenci, öğrendiklerini daha rahat uygulamaya, konuşmaya başladı. Gördük ki, dil eğitimindeki çekingenlik engeli sanal ortamda aşılabiliyor.''   
     
Baran, çalışmayla ilgili öğrencilerle mülakat yaptıklarını belirterek, öğrencilerin ''Karşımdakini tanımıyorum. Sınıfta olsaydım, 'Arkadaşlarım bana güler mi' diye çekinirdim. Burada karşımdakinin ne yaptığını göremiyorum. Karşımdaki bana gülüyorsa bile tanımadığım biri olduğu için etkilenmiyorum. Ayrıca ortamdaki öğretmen, dersimize giren öğretmen olmadığı için not korkumuz da olmadı. Bu nedenle hiç sıkılmadım, rahattım. Telaşa kapılmadım'' dediğini söyledi.        

Ders dışı bu çalışmayı seven öğrencilerin, evlerinde de çok kullanıcılı sanal ortama bağlanıp, yurt dışından insanlarla konuşmaya başladığını anlatan Baran, bir öğrencinin ''Artık yabancı ülkeye gitsem konuşmaktan korkmam, çünkü konuşabileceğimi gördüm'' dediğini aktardı.