Öğretmenlere KPSS yerine mülakat geliyor

Son günlerde dershanelerin kapatılması ve KPSS'siz öğretmen atamaları gibi eğitim alanında büyük değişiklikler yapılacağının sinyalini veren MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, dershane öğretmenlerini yakından ilgilendirecek açıklamalar yaptı.

Yeni Şafak Gazetesi'nden Nil Gülsüm'ün sorularını cevaplayan MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, çok tartışışacak açıklamalarda bulundu.
 
Dershanelerle ilgili düzenleme uzun zamandır gündemdeydi. Şu an ne aşamadasınız?

Çalışmalarımız uzunca bir zamandır devam ediyor. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı'nda bile buna ilişkin öngörüler uzun zaman önce kararlaştırılmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştı. Bu nedenle bu konunun, yeni bir konu olduğu iddiaları son derece yersizdir. Kanun taslağı çalışmalarında artık sona yaklaştığımızı söyleyebilirim. Bu taslağı olgunlaştırıp birkaç gün içinde Başbakanlığa gönderecek duruma geleceğiz. Ardından da Hükümetimizin görüşleri neticesinde son halini alacak ve TBMM'ye kanun tasarısı olarak sevk edilmek üzere Bakanlar Kurulu'nun onayına sunulacak ve süreç olağan yasal-prosedürel seyri içinde devam edecek.

Dershanelerin kapatılması için verilen son tarih ne zaman?

Taslakta, dershanelerin faaliyetlerine Haziran 2014 tarihi itibarıyla son verilmesi öngörülmektedir.

HABERLER DOĞRU DEĞİL

Kapatılmayan dershanelerin astronomik cezalara tabi tutulacağı haberleri gündemde. Bir ceza uygulaması olacak mı?

Kamuoyunu kışkırtma amacını taşıyan bu doğrultudaki haberler hiçbir biçimde gerçeği yansıtmıyor. Taslakta, dershanelere yönelik hiçbir cezai işlem kesinlikle sözkonusu değil.

Kapatmak için verilen son tarih geldiğinde kapanmamış dershanelere nasıl bir yaptırım uygulanacak?

Taslağın mevcut haliyle, özel dershanelere iki ayrı seçenek sunuyoruz. Bu seçeneklerden birincisi özel okula dönüşme, diğeri ise iki yıl boyunca açık lise olarak faaliyetlerini sürdürme ve bu süre içinde özel okula dönüşme şeklinde. Bu kurumların Haziran 2014'te dershane olarak faaliyetleri sona erecek. Özel dershaneler bu tarihten itibaren, dönüşmek istedikleri eğitim kurumu şeklinde faaliyetlerini sürdürecekler. Özel okula dönüşme ehliyeti olan dershaneler faaliyetlerini bu doğrultuda devam ettirecekler. Diğerleri ise açık lise şeklinde faaliyetlerine devam edecek ve bu kurumlara özel okula dönüşme kriterlerini sağlamak üzere iki yıl süre verilecek. Ancak özel dershanelerin bu sürece daha rahat şekilde entegre olmalarını sağlamak üzere, birtakım eğitim-öğretim teşvikleri de verilecek. Örneğin bu kurumlardan Bakanlığımız tarafından hizmet satın alınabilecek ve Bakanlar Kurulu kararıyla başka teşvik tedbirleri de devreye sokulabilecek.

YANLIŞ BİLGİLER YAYILDI

Basında yer alan taslak, bakanlığın dershanelerle ilgili yol haritasını belirleyecek bir metin mi? Bu taslak bakanlık tarafından mı hazırlandı?

Kamuoyuna yansıyan taslak metin büyük oranda eksik ve yanlış bilgiler içeriyor. Özel dershanelerin dönüştürülmesi konusu yeni bir konu değil. Biz bu taslağın üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz. Bu konu Bakanlığımızın Stratejik Planında da dile getirilmiş ve Hükümetimizin de sürekli olarak gündeminde yer etmiş bir konu. Bu denli önemli ve üzerinde hassasiyetle çalışılan bir konunun başka amaçlarla manipüle edilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Çalışmalar tamamlanınca, Bakanlığımız yetkilileri tarafından kamuoyu en doğru şekilde bilgilendirilecektir.

EĞİTİME DARBE YOK

Dünyadaki örneklerden bahsedecek olursanız neler söylersiniz? Dünyadaki dershanecilik sistemi bizdeki gibi mi?

Dershaneciliğe ilişkin oldukça farklı yaklaşımlardan bahsetmek mümkün. Özel dershaneleri yasaklayan ülkeler olduğu gibi, bu kurumları tanıyıp çeşitli düzenlemelerle kontrol altına alan ülkeler de bulunuyor. Örneğin bazı Uzakdoğu ülkelerinde özel dershanecilik çok yaygın bir sektör haline gelmişken, İngiltere ya da Kanada'da bu sektörün yeterince gelişmediği görülmektedir. Hatta Avrupa Birliği ülkelerini baz aldığımızda dahi ortak bir uygulamadan söz etmemiz olası görünmüyor. Zira özel dershanecilik İskandinav ülkelerinde çok gelişkin bir sektör değilken, Güney Avrupa ülkelerinde özel dershaneye gitme oranlarının görece yüksek olduğu söylenebilir. Yapılan araştırmalara göre bu ülkelerde sosyal rekabet, okul performanslarının sıralanması, sınav temelli öğrenme gibi etkenler sonucunda oluşan sosyal baskı, özel ders ve dershane sektörünün yaygınlaşmasında etkili olmaktadır. Özel dershane sayısı az olan Kuzey Avrupa ya da İskandinav ülkelerinde ise normal okulların genel olarak ailelerin beklentilerini karşılamada yeterli olduğu değerlendirilmektedir.

Dershanelerin tedricen kapatılmasının eğitim sistemine darbe olduğu da dillendiriliyor. Cevabınız ne olur?

Bu görüşe katılmadığımı ifade etmek istiyorum. Zira biz eğitim alanının rasyonel bir şekilde organize edilmesi için çabalıyoruz. Bu kurumların ürettiği katma değeri hesaba katmadan, sadece olumsuzluklar üzerinden hareket etmeyi yanlış buluyoruz. Bir taraftan özel dershanelerin eğitim sisteminde yol açtığı olumsuzlukları gidermeye çalışırken, diğer taraftan da bu kurumların sağladığı personel istihdamı ve ürettiği pedagojik birikimi mümkün olan en doğru şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Yaptığımız düzenlemenin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

BİR TERCİH YAPACAKLAR

Dershanelerin özel okula dönüşeceği ifade ediliyor. Ancak dershanelere giden öğrenciler halihazırda bir okulun öğrencisi durumundalar. Bu okullara kimler gidecek?

Bu kurumlara devam eden öğrencilerimiz bir tercihte bulunacaklar. Biz, öğrencilerimizi iki farklı eğitim kurumuna gitmek zorunluluğundan kurtarmak üzere bu uygulamayı hayata geçiriyoruz. Özel okula dönüşmüş olan kurumlara gitmek isteyen öğrenciler bu tercihleri doğrultusunda hareket edebilecekler. Gitmek istemeyenler ise, yine halen devam etmekte oldukları okula devam edebilirler.

ÖĞRETMENLERİ MÜLAKATLA İŞE ALACAĞIZ
 
Dershaneler kapatıldığı zaman bu sektörde istihdam edilen kişilerin akıbeti ne olacak? Bir mağduriyetin yaşanması nasıl engellenecek?

Cevaplarım taslak metin üzerinden olacak. Faaliyetleri sona eren özel dershane ve etüt merkezlerinde belli bir süre sigortalı olarak çalışan eğitim personeli, belli bir yaş sınırını geçmemiş olmak kaydıyla, KPSS sınavına girmeksizin mülakat süreci sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı'nda istihdam edilebilecek. Böylece hem olası mağduriyetlerin önüne geçilecek hem de bu kurumlarda çalışan eğitimcilerin tecrübelerinden okullarda istifade edilecek.