Öğretmenlerin alan değişikliği çilesi bitmiyor!

Yıllar içerisinde kartopu gibi büyüyerek devam eden öğretmenlerin alan değişikliği problemlerini ele alan ve MEB öğretmenlerinin yaşadığı sorunları anlatan Eğitim Uzmanı Ekrem Aytar, alan değişikliği sırasında ortaya çıkan sorunları anlatıyor.

Eğitim fakültelerinden  mezun olan, fakat bir türlü atanamayan öğretmenlerin sorunlarını anlatan Aytar, öğretmenlerin şu sorunlara dikkat çekiyor...

Ülkemizde kamuda çalışan personelin en kalabalık olduğu grup Milli Eğitim Bakanlığı personelidir. MEB personeli içerisinde de sayıları bir milyona yaklaşan öğretmenler sayıca en fazla olan bölümü oluşturmaktadır. Bu nedenle de doğal olarak kamuoyuna en fazla yansıyan sorunlar öğretmenlerle ilgili olmaktadır. Bu gün yıllar içerisinde kartopu gibi büyüyerek devam eden öğretmenlerin alan değişikliği problemini ele almaya çalışacağız.

Şu an mezun olan ve atanamayan eğitim fakültesi mezunu öğretmen adayları, farklı alanlardan öğretmen olarak atanan üniversite mezunlarını eleştirmektedir. “Bizler dururken bu kişilerin öğretmen olarak atanması doğru değildir.” demektedirler.

“Petrol vardı da biz mi içtik? Yollar yürümekle aşınmaz.” gibi sözleriyle tarihe geçmiş Türk siyasetinin önemli devlet adamlarından, müteaddid defalar başbakanlık yapmış olan 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, 1992 yılında başbakan iken ilk kez alanı dışında mezun olan üniversite mezunlarından formasyon belgesi olanları sınıf öğretmeni olarak atamıştır. Gerekli şartları taşıyıp sınıf öğretmeni olarak atanan bu kişiler, o günün terör şartlarında sadece Olağanüstü Hal Bölgesi’ndeki illere atanmışlardır. Bunun dışındaki illere atama yapılmamıştır. OHAL bölgesi olan bu illerde o zamanki şartlarda okulların çoğu kapalı ve yıllardır lise mezunu vekil öğretmenlerce idare edilmekteydi. Bölgede bu şartlarda çalışıp emekli olmayı hak eden vekil öğretmenler bile mevcuttu. O zamanki şartlarda atamaya en çok bu vekil öğretmenler karşı çıkmıştı. Fakat o günün şartlarında medya imkânları kısıtlı olduğu için seslerini pek de kimselere ulaştıramamışlardı.

Bu şekildeki atamalar o dönemdeki öğretmen ihtiyacını karşılamış, aynı zamanda üniversite mezun genç işsizlere de bir iş kapısı olmuştur. Bu tip atamalar özellikle sınıf öğretmenliğine olmak üzere 2000’li yılların başına kadar devam etmiştir. Bu günün şartları ile olaya bakanlar bu nedenle yanılacaktır. Onun için olayları kendi tarihi dönemlerine göre değerlendirmek gerekmektedir.

MEB 4+4+4 eğitim sistemine geçişte oluşan sınıf öğretmeni fazlalığını ve branş öğretmeni eksikliğini; 2012 yılında bünyesindeki öğretmenler arasında alan değişikliği formülü ile çözmeye çalışmıştır. Sınıf öğretmeni olup mezuniyette diplomasında yan alanı olanlara MEB 2012 yılında alan değişikliği imkânı vermiştir. Bu durumda yan alanı olmayıp zihinsel engelliler ile teknoloji ve tasarım öğretmenliğine geçen öğretmenlerin atamaları, Danıştay tarafından iptal edilmiştir.

Şimdi de MEB öğretmenleri içerisinde mezuniyet alanı ile farklı alanlarda öğretmenlik yapan bir çok kişi bulunmaktadır. Bu farklı alanlarda çalışan öğretmenler, haklı olarak mezuniyet alanlarında çalışmak istemektedirler. Bu konu meclis gündemine getirilmekte, sendikalar bu konuda öğretmenlerin taleplerini yüksek sesle dile getirmektedirler.

MEB bu konudaki talepleri göz önüne almakta ve çok kısa sürede öğretmenlere alan değişikliğini, kılavuzun tamamlamasından sonra açacaktır.

Bu konuda haklı olarak en çok sesi çıkan öğretmenler; fizik, kimya, biyoloji, tarih ve coğrafya alanlarından mezun olup şu an sınıf öğretmeni olarak çalışan öğretmenlerdir. Kılavuzda bu kişilere hem ortaokul hem de liseler de branşlarına uygun olan alanlara atama hakkı verilmelidir. Çünkü daha önceki dönemlerde bu alan mezunlarının bazılarına sadece liseler ve meslek liselerine atanma hakkı verilmişti.  

Yine felsefe grubu mezunu olup, sınıf öğretmeni olarak çalışanlara branşlarına ve rehber öğretmenliğine geçiş hakkı tanınması da talepler arasındadır.

Ayrıca 2012 yılında sınıf öğretmenliğinden alan değiştirip, geri eski branşı olan sınıf öğretmenliğine dönmek isteyen kişilere de bir geri dönüş hakkı verilmesi bazı sorunları