Okula dönüş kabus olmasın
Uzun bir yaz tatilinin ardından milyonlarca öğrenci okul için geri sayıma başladı. Peki, pek çok çocuk için özgürlük anlamına gelen tatilin bitmesi nasıl duygusal değişimler meydana getiriyor?
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü Uzman Psikolog Şeyda Özdalga’dan okula dönüşte hem öğrencilerin hem de ailelerin psikolojisini rahatlatacak öneriler veriyor..
Okulların kapanması ile başlayan uzun yaz tatilini birçok öğrenci, ya aileleri ya da aile büyükleri ile dinlenerek, eğlenerek geçirdi. Yurt içi ve yurt dışında yaz kamplarına, okullarına giderek; spor, sanat, yabancı dil etkinliklerine katıldı. Denizin, havuzun, güneşin, sokakların keyfini çıkardı. Çoğunluğu, istedikleri saatte yatıp, istedikleri saatte kalktı. Yemek düzenlerini değiştirdi. Ancak tatil yakında sona eriyor. Üç ay boyunca öğrencilerin alıştığı özgürlük günleri bitiyor. Düzen, program, çalışma demek olan “okul dönemi” artık kapıda.
ÇOCUKTA NE GİBİ DEĞİŞİMLER OLUR?
Bilinen yeni düzene geçişte çocuklarda, okulun başlamasıyla
ilgili davranışsal ve duygusal sorunlar görülebildiğini anlatan DBE
Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü Uzman Psikolog
Şeyda Özdalga; ödevlerini erteleyen, yapamayan, arkadaş
ilişkileriyle ilgili sosyal sorun yaşayan, akademik başarılarıyla
ilgili öğrenme, dikkat problemi olan, öğretmenle ve okulla ilgili
olumsuz anıları olan çocukların, şikâyetlerini dile getirmeye
başlayabileceklerini belirtiyor.
Özdalga, “Yaz tatili boyunca çocuklar, televizyonun
kumandasına daha çok sahip oldu, bilgisayar oyunlarıyla daha
sınırsız oynadı. Bazıları tatil ödevlerini hemen bitirdi, bazıları
bitirmek üzere, bazıları ise sonraya ertelediği için yetiştirememe
telaşında. Bu nedenle; yüklü bir sınav temposuna hazırlananlar,
tatilin eğlencesine doyamayanlar, isteksizler ve dersler,
arkadaşlar, okul, öğretmenler gibi konularda endişe taşıyanlar bu
dönemde sıkıntı yaşayabiliyor” diyor.
UYUM SAĞLAMANIN DA KURALLARI VAR...
Keyifli ve rahat dönemden, sınır, disiplin, kurallar, sınav
maratonu dönemine geçişte uyum sağlamanın da bazı koşulları
olduğunu anlatan Özdalga, “Öğrencilerde görülebilecek,
derslere adapte olamamak, dikkat, konsantrasyon ve ders
performansıyla ilgili davranışsal sorunlar ile öfke, yorgunluk,
isteksizlik gibi duygusal sorunların düzenlenmesi bazı koşullara
bağlıdır. Okulu ve dersleri sevmeyenler, öğrenme, dikkat ve sosyal
sorunlar yaşayanlar; okul kaygısını ve fobisini daha çok
yaşamaktadır. Tatilde, planladıkları gibi hem dinlenip hem
eğlenenler hem de ödev sorumluluklarını yerine getirenler daha
rahat olurlar” diyor.
Uzun yaz tatili sonunda öğrencilerin; okulunu, arkadaşlarını,
öğretmenlerini, sınıfını merak ettiğini, özlem gidermenin ve tatil
anılarını paylaşmanın heyecanını da yaşadığını anlatan Özdalga,
“Çocuklar bu dönemde, yavaş yavaş sıkılmaya başlayıp boş geçen
zamanlarının yerine, okul dönemi boyunca uygulayacakları yeni
kararlar almaya da başlar. ‘Arkadaş ilişkilerine daha
dikkat edilecek, dersler daha dikkatli dinlenecek, ödevler daha
düzenli yapılacak, sınav maratonu için hedeflere uygun çalışılacak’
gibi kararlar, onların okula uyum süreçlerinin destekleyicisi
olur” diyor.
Peki, tatil sonrası en az birkaç hafta süren uyum sürecinin
öncesinde ve sonrasında aile, öğrenci ve öğretmenler nelere dikkat
etmeli? İşte DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç
Bölümü Uzman Psikolog Şeyda Özdalga’nın önerileri…
• Okul dönemi saatine bedenin alışması için yatma ve kalkma
saatleri; aşamalı olarak okul dönemindeki düzene sokulmalıdır.
• Okul kıyafetleri, kırtasiye ihtiyaçları öğrenci ile birlikte
seçilerek, keyifle alınabilir.
• Tatil ödevlerini bitirmek, okula hazır hissetmesine yardımcı
olacaktır.
• Ailelerin okul ile ilgili yorumları olumlu olursa, öğrencilerde
bu bakışı benimsemeye alışır.
• Yeni okula başlayanlar, okulu önceden ziyaret edebilir.
• Son hafta, yazlık evden kışlık eve dönülmesi uygundur.
• Alınan kitapları, kırtasiye malzemelerini, odasındaki masa ve
dolaplara kendisinin yerleştirmesi teşvik edilebilir.
• Odasında ve çalışma masasında daha çok zaman geçirebileceği
aktiviteler yapabilir.
• Bir üst sınıfın kitaplarından, işleyeceği konuları gözden
geçirebilir.
• Okul başladıktan sonra dersler ve günlük yaşam
programlanabilir.
• Ders temposu her gün arttırılarak, ders çalışma veriminin de
artması sağlanabilir.
• İstek olmasa da derse oturmak, derse başlamak öğrenciye yardım
edebilir.
• Unutulan konularla ilgili paniklemeden, hatırlatıcı kaynaklardan
yararlanılabilinir.
• Öğrencinin, aldığı yeni kararları odasında her zaman görebileceği
bir yere yazıp asması, uygulamasına yardımcı olabilir.
• Öğretmenler ilk haftalarda daha esnek ve toleranslı
davranabilir.
• Televizyon ve bilgisayar oyunlarını, ödev sonrası kendilerine
ödül olarak vermeleri, sorumluluklarını ertelemelerini
önleyecektir.
• Devam eden akademik ve duygusal sorunların tespiti ve terapisi
için bir uzmandan yardım alınabilir.