Rektörler endişeli!
YÖK tarafından hazırlanan ve tartışmaya sunulan yeni yükseköğretim yasa tasarısı rektörleri endişelendiriyor. Bu konuda açıklama yapan rektörlerin tespitleri oldukça şaşırtıcı.
215 üniversite yönetcisi Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde yapılan toplantıya katılarak görüş bildirdi.
Toplantı basına kapalı gerçekleştirildi, her bir rektörden yazılı olarak görüş ve öneri alınan toplantı basına kapalı olarak gerçekleşti.
Rektörlerin en büyük endişesi yasa taslağındaki belirsizlik. Rektörlük alanının genişletilmesini isteyen rektörlerin bir başka istedği de yasayla getirilecek olan üniversite senatosunun yetkilerinin tartışılması gerektiği.11 üyeden oluşacak ve rektör seçimi başta olmak üzere birçok yetkiyi elinde barındıracak bu senatonun üniversitenin özerkliğini tehlikeye atacağını vurguladılar: “Konseyin 2 üyesinin Bakanlar Kurulu tarafından seçilmesi kuralı, siyasallaşmaya yol açabilir. Yine konseyin 2 üyesinin YÖK tarafından seçilmesi, merkezileşmeye neden olur.”
YÖK tarafından açıklanan yeni yasa tasarısına göre, en az 10 yıllık geçmişe sahip üniversitelerde, üniversite konseyleri kurulması planlanıyor. Mevcut sistemdeki üniversite senatosu ve öğrenci konseyinin yerine düşünülen bu birimin, 11 kişiden oluşması ve rektörü seçmesi öngörülüyor. Üyelerden 5’inin farklı fakültelerden bölüm başkanı ve üzeri herhangi bir idari görevi olmayan öğretim üyeleri arasından; 2’sinin Bakanlar Kurulu tarafından; 2’sinin YÖK tarafından seçilmesi düşünülüyor. Bu 9 üye ise üniversitenin mezunları arasından 1 kişiyi ve yine üniversitenin bulunduğu ilde en çok vergi verenler arasından veya üniversiteye en çok bağışta bulunanlardan 1 kişiyi senatoya üye olarak seçebiliyor. Üniversite senatosu, aynı zamanda dekanları atama, ihaleler, alım satımlar, akademisyenlere verilecek ek ücretler dahil her türlü konuda yetkili.
Üniversite rektörlerinin yeni yasada düzeltilmesi konusunda görüş birliği sağladığı bir diğer madde, akademisyen atama ve yükseltme süreciyle ilgili. Yasaya göre, doktoradan sonra bekleme süresi yardımcı doçentlik için 2 yıl olacak. Akademisyenin doçent olmak içinse 5 yıl beklemesi gerekecek. Halihazırda üniversitelerde büyük oranda akademisyen eksikliği bulunduğuna dikkat çeken rektörler, “Yeni uygulama bu sorunu büyütebilir. Yardımcıdoçentlikte bekleme süresinin olması, bu eğitimin amacına uygun değil. Bu nedenle yardımcı doçent ve doçentlik için kriterler belirlenmeli. Bu kriterleri taşıyan adaylar süreye bağlı olmaksızın atanabilmeli.” görüşünde birleşti. Ayrıca doçentliğe kadroya bağlı olmadan geçilebilmesi gerektiği belirtildi.
Vakıf Üniversiteler Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu da taslakta yer alan yabancı üniversitelerin Türkiye’de fakülte açabilmesi konusunu riskli buluyor. Bu sistem nedeniyle dünya üzerinde bazı ülkelerde öğrencilerin mağdur edildiğini hatırlatıyor. Kültür Üniversitesi Rektörü Dursun Koçer, rektörlerin öğretim üyelerinin iradesiyle seçilmemesini talep ederken, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Mahmut Özer, öncelikle eğitime katkı sağlayacak, yükseköğretime yeni ivme kazandıracak bir reform yapılması gerektiğini vurguluyor. Marmara Üniversitesi Rektörü Zafer Gül de yasanın bu şekliyle YÖK’ü daha merkeziyetçi hale getirireceği uyarısında bulunuyor. YÖK’ün rapor hazırlayıp sunan, eğitimi artırıcı bir kurul olmasını istiyor.
Rektörlerin diğer talep ettiği konular şöyle: “Yasada birçok konuda belirsizlik var. Ayrıntılar netleştirilmeli. Yeni yasayla hayata geçecek olan Rektörler Kurulu’nun yetkileri artırılmalı. Zira yeni yasanın ortaya çıkma sebeplerinden biri de YÖK’ün yetkilerinin dağıtılmasıydı. Yabancı üniversiteler, Türkiye’deki yerel üniversitelerle işbirliği yapmadan kampüs açamamalı. Mevcut vakıf üniversitelerinin ‘özel’e dönüşmesinin önü açılmalı. Üniversitedeki demokratik ortamın bozulmaması için rektör atamalarında seçim kaldırılmamalı. Rektörlük süresi tartışılmalı. Akademisyen yetiştirme konusu dikkatle ele alınmalı. Akademisyenlere unvana göre değil, performansa göre ücretlendirme yapılmalı. Meslek yüksekokullarının statüsü tartışılmalı. Bu kurumlar üniversiteden ayrı meslekî eğitim merkezleri olarak yapılandırılabilir. Üniversitelerin akademik, idarî ve malî denetimleri YÖK bünyesinden çıkarılarak bağımsız hale getirilmeli. Kalite ve performans kriterleri belirlenmeli.”
Rektör, akademisyenlerin iradesiyle seçilmeli
Kültür Üniversitesi Rektörü Dursun Koçer: Kişisel görüşüm, rektörler öğretim üyelerinin iradesiyle seçilmeli. En doğru ve demokratik yol bu. Ayrıca eski YÖK Yasası’nda vakıf üniversiteleri çok az yer alıyordu. Bu yeni yasada da vakıf üniversitelerine dair pek az konu var. Görüşlerimizi YÖK’e sunacağız.
Yabancı üniversiteler öğrenciyi mağdur edebilir
Vakıf Üniversiteler Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu: Yabancı üniversitelerin Türkiye’de fakülte açabilmesi konusu riskli. Bu sistem nedeniyle bazı ülkelerde öğrenciler mağdur edildi. Örneğin New York Üniversitesi, Arap Emirlikleri’nde açtığı fakülteyi ‘koşullar uygun değil’ diyerek kapatıp gitti. Öğrenciler mağdur oldu.
Yasa, bu şekliyle YÖK’ü merkeziyetçi hale getirir
Marmara Üniversitesi Rektörü Zafer Gül: Üniversitelerde akademik özgürlüğün yanında idarî ve malî özgürlük de getirilmeli. YÖK’ün rapor hazırlayıp sunan, eğitimi artırıcı bir kurul olmasını beklerken bu kapsamda hiçbir toparlama yok. Bu şekliyle yasa, sistemi tersine çevirir ve YÖK’ü daha da merkeziyetçi hale getirir.
Yasada eğitimin kalitesini artıracak unsurlar olsun
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer: Rektörlük seçimleri, tartışılması gereken en son şey. Öncelikle eğitime katkı sağlayacak, yükseköğretime yeni ivme kazandıracak bir reform yapılmalı. Yasanın hazırlanma süreci çok hızlı gelişti. Yasa iyi analiz edilip tartışılmaya sunulmalı.
Rektör seçiminde çeşitli elemeler yapılmalı
Eski Arel Üniversitesi Rektörü Ömer Asım Saçlı: Rektör, yapılacak çeşitli elemelerin ardından belirlenmeli. Rektörlük atamasında son karar mercii cumhurbaşkanı olmalı. Üniversite konseyini ise politik uzantılardan uzak tutmak gerekiyor. Yabancı üniversitelerin açılması konusunda iyi bir düzenleme yapılmalı.
Yabancı üniversiteler öğrenciyi mağdur edebilir
Vakıf Üniversiteler Birliği Başkanı Rıfat Sarıcaoğlu: Yabancı üniversitelerin Türkiye’de fakülte açabilmesi konusu riskli. Bu sistem nedeniyle bazı ülkelerde öğrenciler mağdur edildi. Örneğin New York Üniversitesi, Arap Emirlikleri’nde açtığı fakülteyi ‘koşullar uygun değil’ diyerek kapatıp gitti. Öğrenciler mağdur oldu.
Yasa, bu şekliyle YÖK’ü merkeziyetçi hale getirir
Marmara Üniversitesi Rektörü Zafer Gül: Üniversitelerde akademik özgürlüğün yanında idarî ve malî özgürlük de getirilmeli. YÖK’ün rapor hazırlayıp sunan, eğitimi artırıcı bir kurul olmasını beklerken bu kapsamda hiçbir toparlama yok. Bu şekliyle yasa, sistemi tersine çevirir ve YÖK’ü daha da merkeziyetçi hale getirir.
Yasada eğitimin kalitesini artıracak unsurlar olsun
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer: Rektörlük seçimleri, tartışılması gereken en son şey. Öncelikle eğitime katkı sağlayacak, yükseköğretime yeni ivme kazandıracak bir reform yapılmalı. Yasanın hazırlanma süreci çok hızlı gelişti. Yasa iyi analiz edilip tartışılmaya sunulmalı.
Rektör seçiminde çeşitli elemeler yapılmalı
Eski Arel Üniversitesi Rektörü Ömer Asım Saçlı: Rektör, yapılacak çeşitli elemelerin ardından belirlenmeli. Rektörlük atamasında son karar mercii cumhurbaşkanı olmalı. Üniversite konseyini ise politik uzantılardan uzak tutmak gerekiyor. Yabancı üniversitelerin açılması konusunda iyi bir düzenleme yapılmalı.