SBS'de Kazak modeline uzmanlar ne diyor?
MEB'in SBS'de Kazakistan modeline geçme eğilimi göstermesi üzerine uzmanlardan önemli uyarılar geldi. Uzmanlar Kazak sisteminde sınavın yazılı ve soruların ‘açık uçlu’ olmasının doğru bir yöntem olduğunu, ancak tam uyumun sağlanamayacağı görüşünde
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından SBS’nin yerine uygulanması düşünülen “Kazak Modeli”, sınav uzmanlarınca olumlu karşılandı. Ancak uzmanlar, açık uçlu sınav sisteminde en önemli aşamanın soruların hazırlanması aşaması olduğuna dikkat çekti.
MEB YENİ SBS'DE ARANAN MODELİ BULDU!
Dosya sunmuşlar
Bakanlığa, Kazakistan Modeli’ne ilişkin dosyayı, Kazakistan Milli Eğitim Bakanı ve heyetinin sunduğu öğrenildi. Heyetin Türkiye’de 1 haftaya yakın incelemeler yaptığı da bildirildi. Bahçeşehir Eğitim Kurumları adına Kazakistan’da sistemi incelediğini anlatan eğitim uzmanı Turgay Polat, “Sistem gayet güzel işliyor, herhangi bir sıkıntı yaşanmamış. 6-7 yıldır sistemi uyguluyorlar” dedi. Açık uçlu sorulara çocukların el yazısıyla verdikleri yanıtların özel bir programla bilgisayara aktarıldığını belirten Polat, “Buradan belli kelimeler taranarak cevaplar çıkarılıyor ve puanlanıyor. Kağıtların okunması zor değil, basit bir sistem, önemli olan soru hazırlayabilmek” değerlendirmesi yaptı.
SBS'YE KAZAKİSTAN MODELİ GELİYOR!
Ezberciler için felaket olabilir
Kazak modelinin hayata geçmesinin ilk başta “iyi ve başarılı çocukları” ortaya çıkaracağını ifade eden Turgay Polat, “Bu sistemde analiz ve sentez yeteneği olan yani okuyan, iyi eğitim alan çocuklar hemen kendisini belli eder ve ön plana çıkar. Ancak ezbere dayalı eğitim alanlar için sınav bir felakete dahi yol açabilir.
Sıfırcılar artar
Her sınavdan sonra sıfır çekenler konuşulurken, bu sınavdan sonra sıfırcılar daha da artabilir. Ancak sistem önümüzdeki yıl hayata geçer ve 2. sınıftan itibaren çocuklar ezberden uzaklaştırılabilirse, genel başarı olur. Yoksa ezbere dayalı ders alan çocuklar büyük sıkıntı yaşar. Sentez ve analiz yeteneği maalesef her çocukta yok. Özellikle devlet okulundaki çocuklarda maalesef yok” dedi.
İyi uygulanmalı
Polat, sınava giren öğrenci sayısının Kazakistan’da 200 bin civarında olmasına karşın Türkiye’de 1,5 milyona yaklaşmasına ilişkin olarak ise, “Sistem iyi uygulanırsa kaç kişinin girdiği çok etki etmez, uygulanabilir” diye konuştu.
Açık uçlu soruya donanımlı ekip
Turgay Polat, sınavın en önemli aşamasının açık uçlu soruların hazırlanması olduğunu vurgulayarak, “Kazakistan bu soruların hazırlanması için özel bir sınav sorusu hazırlama komisyonu oluşturmuş. Bu komisyon soruları özenle hazırlıyor. Açık uçlu sorularda en önemli olan ortaya çıkabilecek çıkarımlar. Bir sorudan 15-20, bazen 25’e kadar çıkarım olabilir. Cevap seçeneklerinin tamamı soru hazırlayan ekip tarafından hazırlanmalı. Bunların tamamının tespit edilip puanlamasının yapılması lazım. Eğer bir çıkarım unutulursa, soru tartışmalı hale gelir. Bunun için çok güçlü ve donanımlı bir ekip soruları hazırlamalı. Bir soru bankası da gerekli. Kazakistan iyi bir banka kurmuş, çok sayıda soru depolanmış. Tabi bunda 6-7 yıldır bu sistemi uyguluyor olması da etkili. Ufak tefek itirazlar dışında itiraz gelmemiş sınavın genelinin tartıştıracak bir durum ortaya çıkmamış” dedi.
‘İthal proje çözüm değil’
TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu da açık uçlu soru sisteminin iyi uygulanmaması halinde dershanelerin sayısının artacağını savundu. Pehlivanoğlu, Hindistan’da 8 milyon öğrencinin açık uçlu sorularla sınava girdiğini ifade ederek, “Bu sistem uygulanabilir. Sanıldığı gibi öğretmen kendi yorum yapmıyor. Sınav okuma sistemi ve metodolojisi var. Kazakistan sistemi açık uçlu çok komplike bir model. Bu projeyi 2017 yılına kadar tamamlamayı düşünüyor. Sistemi birebir alırsak başka handikaplar çıkar. İthal projeler çözüm değil” dedi. Pehlivanoğlu, “Bir sistemden 20 yıl sonra sonuç alınır. Bunun için ulusal bir proje geliştirilip uygulamaya koymamız lazım. Beğenmeyip 3 ay sonra değiştirmekle başarılı olunmaz” dedi.
Kazak sınav sistemi nasıl işliyor?
- Öğrenciler üniversiteye girmeden önce 11 yıllık eğitim almak zorunda. İlk 9 yılı mecburi. Üniversiteye gitmek isteyenler 10 ve 11. sınıfı okumak zorunda. Ortaokul 9. sınıfın sonunda bitiyor.
- Öğrenciler, birinci sınıf hariç her bir sınıf sonunda, aldıkları derslerden okullarının hazırladığı sınava tabi tutuluyor. Yıl içinde aldığı performans puanları ve sınav sonucuna göre göre öğrenci 1 ila 5 arasında puan alıyor. Öğrenci; 3, 4 ve 5 puan alırsa üst sınıfa geçebiliyor. 1 ve 2 alırsa sınıfta kalıyor ve sınıfı yeniden okuyor. Sınavlar açık uçlu yapılıyor.
Matematik ve sosyal bilimler iki soru örneği
Açık uçlu sorularda cevap seçeneği bulunmuyor, yönlendirici bilgi de verilmiyor.
Sorular adayın “analiz”, “sentez” ve “değerlendirme” yeteneklerine ulaşmayı hedefliyor. Bazı örnekleri şöyle:
- Açık uçlu matematik sorusu: Ayşe pazardan 6 limon alacaktır. 1 satıcı 2 limonu 75 kuruşa, diğer satıcı ise 4 limonu 1 TL’ye satmaktadır. Merve hangi satıcıdan 6 limon alırsa daha mantıklı davranmış olur, neden?
- Açık uçlu sosyal bilimler sorusu: Akut, Türk Kızılayı ve Sivil Savunma Örgütünün ortak amaçları nelerdir?
Her dersten sınav yok seçmeli sorusu da var
- Merkezi devlet sınavı ise “açık uçlu” sorulardan oluşuyor ve 4 dersten yapılıyor; Matematik, Kazakça ya da Rusça, Seçmeli ders ile hangi alanı derinleştirerek okuduysa o dersten. Öğrencinin her yıl aldığı puan ile genel sınavdaki başarı puanı ile 10. ve 11. sınıfa geçebiliyor. Sınavlar da yazılı yapılıyor.
- Öğrenciler Matematik, Kazakça ve 9 yıllık eğitimi boyunca en fazla aldığı alan ile ilgili sınava giriyor. Örneğin öğrenci fizik, kimya biyoloji ya da felsefe gibi bir alana girdiyse bu derslerden birisiyle ilgili sınava giriyor. Ayrıca istedikleri ve eğitimini gördükleri bir seçmeli dersten de soru sorulabiliyor.
‘Bilgisayarla yazılı olmaz’
Sadık Gültekin (Eğitim Uzmanı) “Son yıllarda kaç sınav modeli ve kaç geçiş sistemi uygulandı kimse bilmiyor. Açık uçlu sınavın üniversitiye giriş veya SBS’de uygulanması imkansız. Türkiye’de her yıl 1 milyon 200 bin öğrenci SBS’ye, 1 milyon 900 bin öğrenci de üniversite sınavına giriyor. Bu kadar yoğun bir kitleye açık uçlu yazılı nasıl yapacaksınız. Teste dayalı sınav sistemi olabilir ancak yazılı sınavı bilgisayara sokmak diye bir şey olmaz. Çocukları ilköğretim ve lisede sınıfta bırakma şansımız yok. Kazak sistemi bize uygun değil. Açık uçlu sorular bilgisayar ortamında değerlendirilemez.”
‘MEB model geliştirebilir”
İrfan Erdoğan (Eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı) “Milli Eğitim Bakanlığı kendi bünyesinde yılların tecrübesine dayanarak en iyi modeli oluşturabilir. Başka bir ülkenin eğitim sisteminden alıntı yapmaya ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Yazılı sınava geçmek şu aşamada çok zor. Türkiye’deki öğrenci sayısı çok fazla. Aslında Kazak modeli diye sunulan yaklaşımlar SBS’nin ilk modelinde ileri sürülen görüşlerdi. SBS, ilk ortaya çıktığında öğrencinin ders dışı faaliyetlerini dikkate alan davranış notu vardı. O sistem geliştirilmiş olsa bugün uygulanıyor olacaktı. Sınavların yazılı olarak yapılması oldukça güç. Eğitimde Kazak modeline gerek yok. SBS eksiklere rağmen sürmeli.”
‘Test gençleri köreltti’
Cem Gülan (Özel Okullar Derneği Başkanı) “İşin doğru ve mantıklı olanı Kazak sistemi denen eğitim modeli. Her öğrencinin okul hayatındaki başarılarının takip edilmesi gerekiyor. Ancak not sistemimiz standart değil. Notların standart hale getirilmesi gerekli. Hakkari’de bir dersten 70 alan öğrenci ile İstanbul’da 70 alan maalesef ki bir olmuyor. Çoktan seçmeli sorular son 30 yıldır geleceğimizi kararttı ve gençlerin yaratacılığını köreltti. Karşı çıktığım bir konu var. Yeni sistemde öğrencilerin sosyal hayatları, sinema, tiyatro, bale gibi etkinliklere katılımının değerlendirilmesi deniyor. Doğudaki çocukların böyle bir şansı yok. Açık uçlu yazılı ve okul notu uygulaması da doğru bir tercih. ”
‘Sınav tümden kalkmalı’
Ünsal Yıldız (Eğitim-Sen Genel Başkanı)“10 yıllık eğitim sisteminin ne durumda olduğu ortada. Kazak modeli diye sunulan sistem velilerin tepkisini dindirmek için gündeme getirildi. Yeni sistemde ucu açık soru değerlendirmesinin nasıl olacağı belli değil. Her eğitim sistemi kendi kültürü üzerine gelişir. Kazaklar’a uygun olan bize uymayabilir. Test veya yazılı; sınavcı sistemlere tümden karşıyız. Her yeni sistem aslında yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Yazılı veya test sınavcı eğitim eşitsizlik demektir.”