Senin yerine ben düşünürüm!
Ülkemizde 700'den fazla üniversite öğrencisi tutuklu.Peki suçları ne? Basın açıklaması yapmak, mitinge katılmak. Neredeyse üniversite öğrencisinin düşünmesi yasak! Öğrencilerin sadece öğrencilik yapmasını isteyen büyükler, onların yerine düşünmeye kararlı
Tutuklu yargılandıkları için eğitim haklarından mahrum kalan öğrencilere yönelik suçlama, "örgüt üyeliği" olsa da, dava dosyalarında, katıldıkları basın açıklamaları ve mitinglerden başka bir faaliyete katılmışlıkları yok. Yani bir suç delili yok.
Öğrencilere yöneltilen bu suçlamalardan ve üzerlerinde bulunan eşyalardan bile onları terör örgütü üyesiymiş gibi gösteren tutumdan rahatsız olduğunu dile getiren Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Gülşah Kurt bu durumu eleştirdi:
“TMK’deki terör tanımının muğlaklığı ve ‘propaganda’ teşkil eden faaliyetlerin genişletilmesiyle, her türlü fiilin içine sokulabildiği suçlamalarla karşı karşıya kalınması sonucu ortaya çıkıyor. Öğrencilerin katıldığı her tür muhalif eylem suç olarak nitelendirilebilmekte. Bazen ders notları, yasak dahi olmayan kitaplar ve dergiler, çeşitli renkteki atkılar, şemsiye gibi eşya ‘suç delili’ olabiliyor.
"Parasız eğitim istiyoruz" yazılı pankart açtıkları gerekçesiyle 8 yıldan fazla hapis cezası alan iki üniversite öğrencisinin bu mahkumiyetinden sonra başbakan tarafından harçların kaldırıldığını anlatan Kurt, “Burada başka bir mesele var” diyor ve ekliyor:
“Bu öğrencilerin ortak noktasını araştırdığınızda, hepsinin siyasi faaliyetler içinde olduklarını görüyorsunuz. Düşünen, eleştiren, kendilerine dayatılmak istenen kalıpların dışına çıkmaktan çekinmeyen, tepki göstermekten, ses çıkarmaktan geri durmayan, diğer bir ifadeyle ‘muhalif’ olan ve bunu çoğu zaman belirli bir örgütlenme içerisinde gerçekleştiren öğrenciler. Politik bilinci olmayan belli bir insan prototipi yetiştirilmek istenmesi de bu sürecin bir parçası.”