Türk üniversitelerine ABD sistemi geliyor!

Her üniversitenin kendi kriterini belirleyeceği ve merkezi sınavın ortadan kalkacağı yeni sistem şimdiden birçok eğitimci ve uzman tarafından görüş ayrılığı yarattı...

Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni eğitim sisteminin ayrıntıları belli olmaya başladı. Buna göre hem lise geçiş sistemi hem de üniversite geçiş sistemi sil baştan değişiyor.

Akşam'dan Turgay Polat'ın haberine göre. Sistemin taslağına göre öğrenciler fakültelere başvuracak, fakülteler seçecek. Öğrenciler birinci yıl ortak programdan geçecek İlk yılın ardından yeteneklerine göre alana kaydırılacak. Sistemin 2014 yılından itibaren kademeli olarak uygulamaya konulması hedefleniyor.

ABD'DE UYGULANAN MODENE BENZER OLACAK

Buna göre yeni sistem merkezileştirme yerine okulların ve üniversitelerin kendi öğrencilerini seçme esasına dayanıyor. Çalışmalar kapsamında ABD'de üniversitelerin öğrenci kabul sistemi örnek alınıyor. Yeni tasarı YÖK Yasa taslağı ile birlikte ele alınacak. Yeni sınav sistemi 1 ay içinde TBMM'ye sevk edilecek. ABD'de uygulanan modelin benzerine ilişkin sistem üzerinde çalışıldığı, sistemin şu şekilde işleyeceği ifade ediliyor: Hali hazırda öğrencilerin merkezi sınava girmesi ve merkezi yerleştirme ile öğrenci kabul etmesi sistemi kademeli olarak kaldırılıyor.

PEKİ YENİ SİSTEM NASIL OLACAK?

Buna göre öğrenci bölüme değil fakülteye kayıt yaptıracak. Örneğin iletişim fakültesine kayıt yaptıran öğrenciye 1 yıllık temel iletişim bilgileri verilecek. Öğrenci 2. yılında iletişim alanına yönelebilecek. 3. sınıfta da ek dersleri alıp bölüm değiştirme imkânına sahip olacak. Öğrenciler eğitim almak istediği alana göre istediği kadar üniversiteye ön kayıt yaptıracak. Ön kayıt sonucu üniversiteler kendi kriterlerine göre öğrenci alacak. Bazı üniversiteler sınav yapabilecek veya mülakatla öğrenci kabul edebilecek. Öğrencilerin farklı illerde ve farklı fakültelere ön kayıt yapması durumunda oluşabilecek karmaşa uzmanların sisteme kuşkuyla bakmasına yol açıyor.

İTİRAZLAR YÖK'E

Öğrencileri fakültelerde oluşturulacak kurullar seçecek. İtirazlar YÖK'e de yapılabilecek. Üniversiteler sınavlarını ÖSYM ile anlaşarak ÖSYM'nin koordinasyonunda da yapabilecek. Üniversiteler ÖSYM'den sınav talep edebilecek sınavı kendisi uygulayabilecek. Bu durumda sınavlar arasındaki farklılıklar ve uygulamada yaşanacak olumsuzluklar da tartışma konusu olmuş durumda. Fakültelerin oluşturacağı seçim kurullarının nasıl oluşacağı ayrı tartışma konusu.

BU YENİ MODEL PRATİKTE UYGULANABİLİR Mİ?

Ülkemizin yükseköğretim sisteminde son yıllarda önemli değişiklikler yaşandı. Mevcut üniversitelerdeki kontenjanlar yüksek oranda arttı. Açıköğretime yerleşeneleri bir yana bırakacak olursak, ÖSYS'ye başvuran her 100 öğrenciden artık yüzde 40'ı örgün programlara yerleşiyorlar. Vakıf üniversitelerinin yükseköğretim sistemi içindeki ağırlığı gitgide artıyor. Son yıllarda vakıflardaki paralı kontenjanların dolmadığını görüyoruz. Dolmayanlar arasında psikoloji, elektronik mühendisliği, endüstri mühendiliği gibi çok gözde bölümler de var. Böyle bir durumda ister istemez, merkezi yerleştirmeye gerek var mı diye düşünüyor insan.

OBP FACİAYDI

Sınavların üniversiteler tarafından yapılıyor olması, "üniversite" olgusunu zedeleyebilir diye ayrıca endişe taşıyorum. Hiç bir usulsüzlük olmasa bile, yapılan sınav ve öğrenci seçiminin "torpilli" olduğu dedikodusunun kamuoyunda konuşuluyor olması üniversitelere büyük zarar verebilir. Üniversiteye girişte kullanılan OBP (liseden gelen puan) ile ilgili ise 2013'te uygulanacak metodun tam bir facia olduğunu söyleyebilirim. Öğrencinin diploma notunun %60'ı sınav puanına eklenecek. Bilimsel anlamda hiç bir dayanağı olmayan bu yöntem nedeni ile yakın gelecekte her lisede notların bonkörce verildiğini göreceğiz.