Üniversitelerdeki profesör sayısı ve Türkiye'de eğitim!

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'nın Türkiye genelinde 45 bin öğretim elemanı açığı olduğunu açıklamasından sonra bazı üniversitelerin kendi kadrosunda hiç profesör olmadığı gözler önüne serildi.

TÜRKİYE'de vakıf ve devlet toplam üniversite sayısı 184'e çıktı. Öğretim elemanı açığı 45 bine dayandı. Öğretim üyesi başına 48, öğretim elemanı başına 21 öğrenci düşerken, bazı üniversitelerde bu sayı daha da fazla. 5,5 milyon üniversitelinin olduğu Türkiye'de, öğretim elemanı sayısı ise 133 bin. Doçent sayıları 10'u bulmayan, kendi kadrosunda profesör olmadan eğitime devam edenler var.

HİÇ PROF. YOK

Bunlardan en dikkat çekeni ise Gümüşhane Üniversitesi. YÖK'ün internet sitesinde yer alan öğretim elemanları istatistiklerine göre, 2008'de kurulan Gümüşhane Üniversitesi'nin, rektör de dahil olmak üzere hiç kadrolu profesörü yok. 592 kişilik akademisyen kadrosunun 235'ini araştırma görevlileri oluşturuyor. Doçent sayısı ise 34. Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın'ın kadrosu Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde. Doğu'daki devlet üniversitelerinden Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nin kadrolu profesör sayısı 2. Toplam 6 fakülteden 5'inin dekanı üniversite dışından görevlendirmelerle çalışıyor. 2007 yılında kurulan üniversitenin Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan'ın kadrosu da Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi'nde. Doçent sayısı 8, araştırma görevlisi sayısı 165. 
2008'de kurulan ve kadrolu 3 profesörü olan bir diğer yükseköğretim kurumu ise Hakkari Üniversitesi. İldeki tek üniversitenin 329 akademisyen kadrosu var ve bunlardan 165'i araştırma görevlisi.

KİMSE MÜRACAAT ETMİYOR

Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın bu konuyla ilgili açıklama yapmazken, Hakkari Üniversitesi Rektörü de son günlerde yaşanan olaylar nedeniyle yaralarını sarmaya çalıştıklarını ve açıklama yapamayacağını söyledi. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yücel Ünal, üniversitenin iki kadrolu profesöründen biri olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Şu an itibarıyla üniversitemizde kadrolu 2 profesör var. Ancak profesörün olmaması, üniversitede büyük bir eksiklik anlamına gelmez. Ülkemizde çok sayıda üniversite var ve büyük şehirler daha çok tercih ediliyor. Zaman zaman profesör ilanı veriyoruz fakat, kimse müracaat etmiyor. Maalesef akademik özgürlük ve değişim var yani akademisyenler daha çok periferlerde master doktora yapıyor. Doktorası biten başta vakıf üniversiteleri olmak üzere büyük şehirlerimizdeki üniversitelere gidiyorlar. Zira muvafakat şartı yok, bu nedenle de istifa edip diğer üniversitelerde göreve başlayabiliyorlar. Kaldı ki bu durum vakıf üniversiteleri için biçilmiş kaftan oluyor, yani hazır yetişmiş eleman anlamına geliyor ve bu durumun değiştirilmesi gerek. Bir sene öncesine kadar hiç kadrolu profesörümüz yoktu. Profesörlüğü gelen veya doçentlik unvanı alan arkadaşlar başka üniversitelere gidiyorlar. Bizim gibi kurumları ise, üniversitelerde 72 yaşına kadar çalışma imkanı olduğu için, daha çok 67 yaşını doldurmuş profesörler tercih ediyor. Üniversitemizdeki dekanlar ise profesörümüz olmadığı için diğer büyük üniversitelerden atanıyorlar. Bölüm başkanları öğretim üyesi olmak zorunda ve kadrodaki öğretim üyeleri arasında unvanı en üst düzeydeki kişi bölüm başkanı oluyor. Haliyle üniversitemizde bölüm başkanları da doçentler ve yardımcı doçentlerden oluşuyor. Bu gibi yerlerin bir şekilde bence maddi ve sosyal açıdan daha cazip hale getirilmesi gerekiyor."

BAKANLIK KURULMALI

Öğretim Elemanları Sendikası Başkanı Vahdet Özkoçak bu üniversitelerde profesör sayısının az olmasının nedeni hem altyapı, hem de fiziki açıdan yetersiz olmaları. Akademisyenlerin buralara gitmesi için lojman, yol yardımı gibi teşvikler verilmeli. Aynı zamanda ek ders ücretlerinin daha fazla olması lazım. Cazibe merkezi haline getirilmeliler. Bir profesör gideceği üniversitenin kütüphanesinin yerleşip yerleşmediğine, lisans üstü eğitim verilip verilmeyeceğine, kampus ortamının ve sosyal yaşantı alanlarının olup olmadığına bakar. 2005 sonrasında kurulan üniversitelerin birçoğunun kampüsü bile yok. Bunların çözülmesi için de Yükseköğretim Bakanlığı'nın kurulması artık şart oldu. Çünkü Maliye Bakanlığı ile bu işleri çözecek bir bakanlık gerekiyor.

YÖK BAŞKANI: 45 BİN ÖĞRETİM ELEMANINA İHTİYAÇ VAR

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, geçtiğimiz mayıs ayında katıldığı Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) toplantısında 'Büyüme, Kalite, Uluslararasılaşma: Türkiye Yükseköğretimi için Bir Yol Haritası' başlıklı raporunu açıkladı. YÖK Başkanı Çetinsaya, her yıl yaklaşık 18 bin 500 öğretim elemanının sisteme dahil edilmesi gerektiğini belirterek, "20 bini doktoralı olmak üzere 45 bin öğretim elemanına ihtiyaç var. Öğretim üyesi açığını telafi etmenin yolu nitelikli doktora mezunu yetiştirmekten geçiyor. Türkiye'de her yıl 4 bin 500 civarında doktora mezunu veriliyor" dedi.

10'dan az profesörü olan üniversiteler

-Gümüşhane Üniversitesi: 0 profesör

-Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi: 2

-Hakkari Üniversitesi. 3

-Türk Hava Kurumu Üniversitesi: YÖK verilerine göre 3, üniversiteden alınan bilgiye göre 7

-Iğdır Üniversitesi: 4

-Türk-Alman Üniversitesi: 4

-Muş Alparslan Üniversitesi: 5

-Tunceli Üniversitesi: 5

-Süleyman Şah Üniversitesi: 6

-İpek Üniversitesi: 6

-Nuh Naci Yazgan Üniversitesi: 7

-Siirt Üniversitesi: 7

-Şırnak Üniversitesi: 8