Üniversiteli kız doçentin bahçesine 3 kez gitti ve...

Doçentin cinsel saldırısına uğradığını iddia eden üniversite öğrencisinin şikayetiyle açılan davada mahkeme kararını açıkladı.

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölüm Başkanı Doç. Dr. A.A.’yı, ’cinsel saldırı’ suçundan ceza almaktan, öğrencisinin 3 kez bahçesine gitmesi kurtardı.

Beraat kararı veren mahkeme gerekçeli kararında, ’bahçede bir kez cinsel saldırıya uğrayan iffetli bir kişinin, tekrarı muhakkak görülen bir eyleme karşı aynı yere 2 kez daha gitmesinin mümkün olmadığını’ belirtti.

Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü’nden geçen yıl mezun olan 28 yaşındaki S.T., 10 Temmuz 2014 günü polise başvurarak Doç. Dr. 42 yaşındaki A.A.’nın cinsel saldırısına uğradığını iddia edip şikayetçi oldu.

HER ZİYARETTE BİR BAŞKA CİNSEL SALDIRI İDDİASI

Öğretim üyesine ait Dadaşkent’teki bahçeyi sulamak için gittiklerini, burada hocasının dudaklarından öptüğünü, oral seks yaptığını, üçüncüsünde ise zorla ters ilişkiye girdiğini ileri süren S.T.’nin şikayeti üzerine Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Kuramı ve Eleştiri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. A.A. tutuklandı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilen S.T.’nin yapılan muayenesinde her hangi bir cinsel saldırı bulgusuna rastlanmaması üzerine, 5 gün cezaevinde kalan Doç. Dr. A.A. tahliye edildi.

ŞİKAYETÇİ S.T. İLK İFADESİNDE NELER DEMİŞTİ?

Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü’nden bu yıl mezun olan S.T., geçen 10 Temmuz’da polise başvurarak hocası Doç. Dr. A.A.’nın kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. Okulunu bitirdikten sonra yüksek lisans başvurusu yapmak için hocası A.A.’nın yanına gittiğini anlatan S.T., ifadesinde şöyle dedi:

'ZORLA TERS İLİŞKİYE GİRDİ'

"A.A. yüksek lisans bölümünde jüriydi. Olaydan yaklaşık 3 hafta önce yanına giderek yüksek lisans konusunda birkaç soru sordum. Bana ’Bu konuları burada konuşmayalım. Benim Dadaşkent’te küçük bir bahçem var, oraya gidelim orada konuşalım. Başkaları görürse yanlış anlar’ dedi. Birlikte bahçeye gittik. Beni bahçedeki kulübeye davet etti. İçeri girdiğimizde ilk önce derslerden konuştuk. Bir süre sonra bana ’Güzel kızsın seni yüksek lisansa almazsak yazık olur. Gözlerin ve dudakların çok güzel’ diyerek dokunmaya başladı. Kendisine kızdım ancak dudağımdan öpmeye başladı. Sonra beni evime bıraktı. Bu olaydan bir hafta sonra hocamın üniversitedeki odasına giderek bir kitap istedim. Beni yine Dadaşkent’teki bahçeye davet etti. Dersim olduğunu söyleyince ’Herhalde yüksek lisana girmek istemiyorsun’ diyerek zorladı ve bahçeye götürdü. Burada zorla oral seks yaptı. Üçüncü kez beni bazı notlar vereceğini söyleyerek okula davet etti. Okula gittiğimde ’Gel bahçeme gidelim. Hem serin olur, hem gül toplarız, hem de sana notları veririm. Okulda bizi kimse görmesin’ diyerek beni yine zorladı. Orada beni kulubeye çağırıp zorla kıyafetlerimi çıkarttı. Zorla ters ilişkiye girdi. Baskı nedeniyle kabul ettim."

’YÜKSEK LİSANS BAŞVURUSUNU KABUL ETMEDİĞİ İÇİN’

’Nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında dava açılan Doç. Dr. A.A.’nın 22.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Öğrencinin yüksek lisans başvurusunu kabul etmediği için iftiraya uğradığını öne süren A.A. geçen 12 Mart günü yapılan karar duruşmasında suçsuz bulundu ve beraat etti.

Mahkeme tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, ceza mahkemesin en önemli ilkelerinden biri olan ’şüpheden sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartının, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikte ispat edilmesine bağlı olduğu vurgulandı. Davaya konu olayda müdahilin yetişkin bir kişi olduğunun belirtildiği kararda, beraat gerekçesi olarak şunlar gösterildi:

"İFFETLİ BİR KİŞİNİN AYNI YERE İKİ KEZ DAHA GİTMESİ MÜMKÜN OLMAMASI"

"Müdahilin hukuki yolları bildiği anlaşıldığı halde ve 3 kez rızasına aykırı olarak cinsel saldırıya maruz kaldığını söylemesine rağmen, sanığın yüksek lisans konusundaki olumsuz tavrının kesin olarak netleşmesinden sonra şikayeçi olması, müdahil 3 defa aynı şekilde sanığın Dadaşkent’teki bahçesine gittiklerini söylemesi sebebiyle, bir kez böyle bir olaya maruz kalan iffetli bir kişinin tekrarı muhakkak görülen bir eyleme karşın aynı yere 2 kez daha gitmesinin mümkün olmaması, müdahilin aşamalardaki beyanlarının çelişkili olması, okuldayken sanığın söylediği iddia edilen ’güzel bir kızsın seni almazsak yazık olur’ sözlerinin müdahil tarafından gösterilen tanık D. ve A. tarafından doğrulanmaması, sanığın son olarak bahçede kendisine anal yoldan ilişki yaşadıklarını söyleyip kıyafetlerini teslim etmesine rağmen, müdahilin iç çamaşırından sanığın meni örneğinin ya da DNA’ya elverişli bir vücut örneğinin çıkmaması, sanığın kendisini aradığını söylemesine rağmen telefon görüşmelerinde aramanın müdahil tarafından yapıldığının anlaşılması, tanık ifadelerinde sanığın mağdura yardımcı olmaması sebebiyle ’Erzurum’u sallayacağım, ona öyle bir oyun yapacağım ki, onun başına çorap öreceğim’ dediği, mağdurun beyanlarının samimi ve tutarlı olmadığı, bu nedenle mahkumiyet hükmüne esaslanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır."

Kararın Yargıtayda onanıp kesinleşmesi halinde, Doç. Dr. A.A.’nın S.T. hakkında dava açacağı belirtildi.