Uzmanlardan ebeveynlere karne uyarısı

Öğrenciler ve aileleri, yaklaşan yarıyıl tatilinin heyecanını yaşıyor ancak uzmanların, çocukları kötü karne getirebilecek ailelere uyarıları var.

Velileri, çocuklarının getireceği kötü karnelere karşı uyaran Uzman Psikolog Melis Tümer Süyür, olumlu ya da olumsuz bir sonuç için tek bir kişiyi suçlamanın doğru olmadığını ifade etti.

Süyür, “Dönem boyunca iyi koordine olmak çok önemlidir. Bu da aile üyelerinin desteği ile olur. Karnenin çocuğun öğrenme süreçleri ve davranışlarının bir geri bildirimi olduğu bilinmelidir” dedi ve kötü karne getiren çocuğa yaklaşım hakkında şunları söyledi:

ÇOCUKTA 'BAŞARILIYSAM, DEĞERLİYİM' DÜŞÜNCESİ GELİŞİR

“Kişiselleştirme ile karnesi zayıf gelen çocuğa, zayıf öğrenci muamelesi yapılmamalıdır. Çocuğun sadece karnesi zayıftır, kişiliği değil, kişiliğine genelleme yapılması doğru değildir. Kişiliğine yönelik olumsuz davranışlarla karşılan çocuk yalnızca, ‘başarılıysam değerliyim ve yeterliyim, başarısız olursam kimse beni sevmeyecek’ gibi işlevsel olmayan gerçek dışı düşünceler geliştirebilir. Bu durum çocukta, özgüven eksikliğine ve dolayısıyla ikinci döneme de motivasyonu düşük başlamasına neden olabilir. Ayrıca, ‘sadece başarılı olursam toplumdan onay ve değer görebileceğim’ inancı ile yalan söyleme ya da kaçınma davranışları gibi yollara başvurabilir. Kimi çocuk matematikte iyiyken kimisi resimde, el becerisinde iyi olabilmektedir. İlgi ve beceriler her çocukta farklıdır."

OKULDAKİ BAŞARISIZLIĞIN NEDENLERİ

Çocuğun okul başarısızlığının nedenlerine değinen Melis Tümer Süyür, bunlardan bazılarının çocukların kendilerine has kişisel özellikler olduğuna vurgu yaparak, başarısızlığın sebepleri konusunda da tüyolar verdi:

“Bilinmelidir ki her çocuk aynı değildir. Her çocuğun, şahsına özel becerileri vardır. Önemli olan okul ve aile arasındaki uyumdur. Her iki gözlemci de çocuğun neye yeteneği olduğunu gözlemlemelidir ve o alanda çocuklarımız desteklenerek, geleceğimizin mirasları, özgüvenli çocuklar yetiştirilir. Başarısızlığın ikinci sebebi, aileden kaynaklanan sebeplerdir. Şöyle ki; anne-babanın sağlıklı model olması, kültürel seviyenin, ders çalışma ortamının sağlanması, ailenin disiplini, başarıyı olumlu etkileyen faktörlerdir.

ÇOCUK-AİLE VE OKUL İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ

Diğer bir sebep ise okuldan kaynaklı olabilir. Okuldaki eğitim ve öğretim programının, çocukların gelişim seviyelerine uygun zenginleştirilmiş programlar olmasına karşın çocuğun akademik başarısı beklenenin altında ise öncelikle bir araştırma yapılmalıdır. Çocuk-ergen ve psikoloğundan yardım alınmalı, çocuğun gelişim düzeyini, öğrenme biçimlerini ve dikkat becerilerini anlamayabilmenize yardım edecek, birtakım çocuk değerlendirme testleri vardır. Çocuk-aile ve okula yönelik bir çalışma düzenlenmelidir. Bu üçgen kurulabilirse, sorunu çözmeye adım atmış oluruz.”

AİLELER NE YAPMALI?

Süyür, karne alan çocukların hem karne hem de tatil heyecanını da birlikte yaşadığını hatırlatarak, ailelere şu önerilerde bulundu:

“Önemli olan karne heyecanını, karne sendromuna çevirmemektedir. Karne almak, çocuklara tatilin geldiğini çağrıştırmalıdır. Çocukların tatilde bol bol dinlenmesine ve tatilin keyfini çıkarmasına fırsat tanıyın. Tatil zamanını birlikte vakit geçirebileceğiniz, çocuğunuzun yeni dönem için enerji depolaması için bir olanak olarak görün. Çocuğunuz düşük notlar getirmiş olsa da onun da tatile, okul düzeninden uzaklaşamaya ihtiyacı olacağını unutmayın. ‘İyi’ notların olduğu karneler genellikle ödüllendirilir ancak çocuğunuz sadece iyi notlar aldığında ödüllendirildiğini hissetmemeli, mümkün olduğunca maddi değeri az olan veya manevi değeri olan (ailecek bir şeyler yapmak gibi) hediyeleri, gösterdiği çabası için vermeniz en uygunudur. Bu sebeple çocuğunuz elinden gelenin en iyisini yaptığında, düşük notu olsa bile ona da bir ödül vermeniz, onu motive edecektir.