YÖK LYS'nin kaderi için ne düşünüyor?
YÖK Başkanı Çetinsaya "Bana göre vakıf üniversiteleri kendi öğrencilerini seçebilir. Devlet üniversitelerinde sosyal eşitlik için sınav gerekli” dedi.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya her yıl yaklaşık iki milyon öğrencinin kaderini belirleyen üniversite sınavlarının geleceğini Star gazetesine anlattı.
Çetinsaya, “Bana göre vakıf üniversiteleri kendi öğrencilerini seçebilir. Sosyal eşitlik açısından da, 1 milyon 800 bin kişinin girdiği sınavda Diyarbakırlı öğrenci Boğaziçi’ni kazanabiliyorsa bunun devam etmesi gerekir” dedi. Sınavsız üniversite için çeşitli formüller üzerinde durulduğunu ifade eden Çetinsaya, şunları anlattı:
8Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu kararı var. 2014 yılının sonuna kadar bizler başta YÖK olmak üzeri ilgili paydaş kuruluşlar MEB, ÖSYM ve TÜBİTAK dahil, nasıl mevcut sistemde eleştiri konusu olan şeyleri nasıl giderebiliriz diye çalışma yapıyoruz. Şu anda tamamen tartışma aşamasında çalışmalar. Nihai karar yok.
‘Hayat 180 dakika mı?..’
- Sınavın yılda birkaç kez yapılması, açık uçlu yapılması dahil birçok konu gündeme geliyor.
- Sınav olmayabilir mi, sınav sonucuna göre üniversiteler öğrencilerini kendi alabilir mi diye soruluyor.
- Bütün ön çalışmalarımız bize mevcut sistemin tüm eleştirilerine rağmen ki ben de ‘Hayat 180 dakika mıdır’ eleştirisine katılıyorum, bunun için getirilecek çözüm önerileri arasında ÖSYM sınavı dışında üniversitelerin öğrencilerini kendisinin almasına, Türkiye’de sosyal hayatı etkileyen bu kadar önemli bir olayda alternatif çözüm yollarının kolay olmayacağını söylüyor.
- Üniversitelerin öğrencileri kendi alması konusundaki şahsi görüşüm, belki vakıf üniversiteleri için kendi öğrencilerini alması savunulabilir.
- Devlet üniversitesi olarak baktığımızda Türkiye’nin bugünkü sosyal gelişmiş yapısının toplumsal eşitlik açısından meseleye bakıyorum.
81 milyon 800 bin öğrencinin girdiği sınavda 800 bin öğrencinin yerleştiği sistemde Diyarbakırlı bir öğrenci Boğaziçi’ni kazanabiliyorsa, bu sistem toplumsal hareketliliğe imkan veriyor. Buna da göz ardı etmemeliyiz.