Yönetici atama yönetmeliği yeni sorunlar getirdi
MEB'in yayınladığı yeni yönetici atama yönetmeliği memurların büyük tepkisini toplamaya devam ediyor. Eğitim İlke-Sen de eleştirileriyle MEB'e uyarılarda bulundu...
Eğitim İlke-Sen (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası) adına yapılan açıklamada “Eğitim sistemindeki sorunlara yönelik getirilen yarım-yamalak her çözüm, beraberinde yeni sorunları getiriyor. Bu durumda sisteme adalet, ehliyet ve liyakat gibi asgari ölçütlerin herkes için eşit ve şeffaf biçimde sağlanabileceği bir yönetim anlayışının hâkim olmamasının ciddi bir payı var.” denilerek MEB Eğitim Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği eleştirildi.
Açıklamada “Son yönetmelik, yöneticilerle ilgili temel
kıstasları netleştirmek yerine belirsizleştirmiş. Aday seçme
aşamasında kayıt altına alınmayan ve puanlamanın neye göre, nasıl
yapıldığı açıklanmayan sözlü sınavların ülkemizde sadece ‘adam
kayırmacılık, torpil, siyasi görüşe göre tercih' gibi hakkaniyete
uymayan sonuçlara yol açtığı düşünüldüğünde; sözlü sınav puanının
yüzde 30 düzeyinde etkide bulunması adil bir sonuç üretmeyecektir.”
denildi.
Açıklamada yönetmelikle ilgili olarak ayrıca şu değerlendirmeler
yapıldı: “Valiler tarafından en yüksek puana sahip üç adaydan
hangisinin tercih edileceği konusunda şeffaf ve net ölçütlerin
getirilmemiştir… Böyle bir düzende mevcut düzenleme, yönetici
atamalarında kulis faaliyetlerini öne çıkaracak, bunun da
okullardaki mevcut huzursuzları arttırmaktan başka bir sonucu
olmayacaktır. Bu aşamada ‘sendika temsilcilerinin bulunması' şartı
kaldırılmasıyla sürecin sağlıklı işlemesi için önemli olan bir
denetim mekanizması da devre dışı bırakılmıştır. Yöneticileri Atama
ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin detaylarına indikçe sorunların
çoğaldığı, belirsizliklerin arttığı ve sürecin sağlıklı bir şekilde
işlemesinin bazı noktalarda imkânsız bir hal aldığı
anlaşılmaktadır. Şayet Milli Eğitim Bakanlığı, sorun çıkarmak değil
çözüm getirmek istiyorsa, mevcut yönetmeliği bir an önce geri
çekmeli ve başta sendikalar olmak üzere konuyla ilgili kişi ve
kurumların getirdiği eleştiriler ışığında acilen yeni bir
düzenlemeye gitmelidir.”
Basın Açıklamasının Tam Metni
Yönetici Atama Yönetmeliği Çözüm Değil Sorun
Getiriyor
Eğitim sistemindeki sorunlara yönelik getirilen yarım-yamalak her
çözüm, beraberinde yeni sorunları getiriyor. Bu durumda sisteme
adalet, ehliyet ve liyakat gibi asgari ölçütlerin herkes için eşit
ve şeffaf biçimde sağlanabileceği bir yönetim anlayışının hâkim
olmamasının ciddi bir payı var. Eksik veya yanlış girişimlerin
sorunları derinleştireceği 28573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları
Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ile bir kez daha
ortaya çıkmıştır.
Okul yönetimlerinin bürokrasi- öğretmen-öğrenci-veli-sosyal
çevre-bütçe çemberinde birçok sorumlulukla uğraşmak zorunda
kaldığı; bu sebeple yönetim görevinin üstlenenlerin bu sorumluluğu
taşıyacak ölçütleri sağlayabilmesinin önemli olduğu bir gerçektir.
Buna karşı hazırlanan son yönetmelik, yöneticilerle ilgili temel
kıstasları netleştirmek yerine belirsizleştirmiş.
Aday seçme aşamasında kayıt altına alınmayan ve puanlamanın neye
göre, nasıl yapıldığı açıklanmayan sözlü sınavların ülkemizde
sadece ‘adam kayırmacılık, torpil, siyasi görüşe göre tercih' gibi
hakkaniyete uymayan sonuçlara yol açtığı düşünüldüğünde; sözlü
sınav puanının yüzde 30 düzeyinde etkide bulunması adil bir sonuç
üretmeyecektir.
Benzer bir sakınca, valiler tarafından en yüksek puana sahip üç
adaydan hangisinin tercih edileceği konusunda şeffaf ve net
ölçütlerin getirilmemesinde de söz konusudur. Kanaatimiz şu ki;
müdür atamalarında valilere yetki verilmesinin, yönetimde
bürokratik merkeziyetçiliğin ortadan kalktığı şeklinde
değerlendirilmemelidir. Valilerin hâlâ siyasi atamayla göreve
gelmektedirler. Bürokrasinin hâlâ yukarıdan aşağıya belirleyici
olup, tabanın tercihlerinin çoğu zaman ihmal edildiği yönetim
anlayışı geçerliğini korumaktadır. Böyle bir düzende mevcut
düzenleme, yönetici atamalarında kulis faaliyetlerini öne
çıkaracak, bunun da okullardaki mevcut huzursuzları arttırmaktan
başka bir sonucu olmayacaktır.
Değerlendirme ve seçim aşamasında kurulması öngörülen komisyonlarda
eski yönetmelikte yer alan ‘sendika temsilcilerinin bulunması'
şartı kaldırılmış, böylece sürecin sağlıklı işlemesi için önemli
olan bir denetim mekanizması devre dışı bırakılmıştır.
Yönetmeliğin hazırlanmasında okul türlerindeki farklılıkların
dikkate alınmaması ve genel-özel şartların açıklanmaması da
belirsizliği arttıracak diğer bir unsurdur. Örneğin zorunlu yer
değiştirme aşamasında değerlendirme puanı üstünlüğünü dışında
getirilen ‘hizmet süresi'nde hangi sürenin dikkate alınacağı net
ifade edilmediğinden, kasıt tam olarak anlaşılamamaktadır. Şayet
yöneticilik dışındaki hizmet süresi buna dâhilse, bu durumda da
sınavlardan alınan puanların değerini yitirmesi gibi başka bir
sorun yaşanacaktır.
Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin detaylarına
indikçe sorunların çoğaldığı, belirsizliklerin arttığı ve sürecin
sağlıklı bir şekilde işlemesinin bazı noktalarda imkansız bir hal
aldığı anlaşılmaktadır. Şayet Milli Eğitim Bakanlığı, sorun
çıkarmak değil çözüm getirmek istiyorsa, mevcut yönetmeliği bir an
önce geri çekmeli ve başta sendikalar olmak üzere konuyla ilgili
kişi ve kurumların getirdiği eleştiriler ışığında acilen yeni bir
düzenlemeye gitmelidir.
EĞİTİM İLKE-SEN