Yönetici atama yönetmeliğinde neler oluyor?
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk tarafından yapılan açıklamada, MEB'in hazırladığı yeni yönetici atama yönetmeliği masaya yatırıldı....
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk "Yönetici atama yönetmeliğinde neler oluyor?" diye sordu. İşte Koncuk'un açıklaması:
Yönetici atama yönetmeliğinde neler oluyor? Bugünlerde bir sendika yönetici atama yönetmeliğinde şu olacak bu olmayacak tarzında açıklamalar yaparak ağırlıklı bir sendika olduğu izlenimi yaratmaya çalışmaktadır.
Öncelikle Sayın Nabi Avcı'ya, sonrasında da, bu MEB üzerinde çok ağırlığı olan sendikaya birkaç tavsiyemiz olacak.
Sayın Nabi Avcı siz de diğer bakanlar gibi kapalı kapılar ardında çalışan bir bakan oldunuz. Eğitim çalışanlarının onayı olmaksızın yapılacak çalışmalar verimli sonuç vermemektedir. Bizim de yakından tanıdığımız bir müsteşar yardımcısına talimat verdiğiniz ve söz konusu ağırlıklı sendika ile, bu kıymetli müsteşar yardımcınızın birlikte çalışarak bir yönetmelik hazırladığı konusunda bugünlerde çeşitli internet sitelerinde haberler yayınlanmaktadır.
Bu haberler üzerine söz konusu müsteşar yardımcısı Genel Başkanımız İsmail Koncuk tarafından aranmış, haberlerin doğru olup olmadığı sorulmuş, ilgili müsteşar yardımcısı bu iddiaları reddetmiştir. İster doğru olsun ister yanlış, bu ağırlıklı sendikadan yapılan açıklamada ise, kendi görüşlerini Bakanlığa ilettiklerini, bunun çok tabi olduğunu söyleyerek, bir anlamda MEB ile beraber çalıştıklarını ima etmektedirler. Yönetmelikle ilgili yaptıkları açıklamalar ise, bu beraber çalışmanın doğru olduğunu gösterecek niteliktedir.
Sayın Nabi Avcı, yönetici atama yönetmeliği ile ilgili yaklaşımları sebebiyle gözümüzdeki değerini iyice kaybetmiştir. Olaylara karşı bu kadar kayıtsız, tepkisiz bir bakanla Milli Eğitim Bakanlığı gibi bir büyük bakanlığın bir yere gidemeyeceği açıktır. Gördüğümüz kadarıyla, MEB, eğitim çalışanlarının problemlerini çözmek için değil, sadece seçim dönemleri yaklaşırken, İktidara karşı oluşan tepkileri yumuşatmak için harekete geçmektedir. Sözleşmelilerin kadroya alınması, öğretmen atamalarının seçim dönemlerinde geçmişe nazaran biraz daha artması bunun en belirgin örnekleridir.
Hükümet ve Sayın Başbakan eski Bakan Ömer Dinçer'e karşı oluşan tepkileri iyi okumuş ve yaklaşan seçimlere Ömer Dinçer'le girmeyi göze alamamıştır. Bu sebeple, Bakan değişikliğine gitmiş ve eğitim çalışanlarına daha sıcak duracağına inandığı Nabi Avcı'yı bakanlık koltuğuna oturtmuştur. İnsan ilişkileri son derece üst düzey olan, 60 yaşın kamilliği ile, eleştirilere açık olacağı düşünülen Nabi Avcı, sadec bu özellikleri için bakan yapılmıştır. Ancak, unutulan bir şey olmuştur, MEB işi bilmeyenlerin bakanlık yapamayacağı kadar büyük problemler yaşayan bir bakanlıktır. Üzülerek ifade etmek gerekir ki, Sayın Nabi Avcı, yaşanan problemlere hakim olmadığı gibi, çözüm yollarını bilmekten de uzak bir bakanlık anlayışı sergilemektedir.
Sayın Nabi Avcı'ya tüm samimiyetimizle, yönetici atama yönetmeliğine çok dikkatle yaklaşılması gerektiği Genel Başkan İsmail KONCUK tarafından iki defa ifade edilmiş, ancak Sayın Bakan, etrafındaki iş bilmez bazı bürokratlarının gazına gelmiştir. Yönetmeliği imzaladığında nasıl bir yönetmeliği imzaladığını öngöremeyen Sayın Bakan, Türk Eğitim Sen'in MEB önünde yaptığı eylem ve internet sitelerinde oluşan tepkiler üzerine yönetmeliği değiştireceğini ve talimat verdiğini açıklamıştır. Çok az problem yaşanan ve her kesimin neredeyse mutabakat sağladığı eski yönetmeliği değiştirmek, nasıl bir kafanın ürünüdür, diye sormak hakkımızdır. Yönetici atama yönetmeliğinde, yönetici atamada hiçbir ciddi problem yaşanmazken, akla zarar bir yönetmelik yayınlanmasına izin veren Sayın Nabi Avcı'dan diğer problemleri çözmesini bekleyebilmek çok zordur.
Kapalı kapılar ardında sayın müsteşar yardımcısı ile birlikte yeni yönetmelik yaptığını ve görüşlerini sunduğunu söyleyen çok ağırlıklı sendikaya da şunu sormak gerekmez mi? Sunduğunuz raporu kapalı kapılar ardında değil sadece bakanlığa değil, tüm kamuoyuna açıklayın. Şunu her eğitim çalışanı iyi bilmelidir, mevcut ucube yönetmeliği değiştirilecek hiçbir tarafı bulunmamaktadır, çünkü bu yönetmeliğin her tarafı eğri büğrüdür.
Türk Eğitim Sen'in yeni bir yönetmelik teklifi olmayacaktır, üstünde bir mutabakat olan eski yönetmelik birkaç küçük düzeltme ile yeniden uygulanmalıdır. Eski yönetmelik yaşanan bir çok kargaşa ve karmaşadan sonra ortaya çıkmış bir yönetmeliktir. Bu yönetmelikten vazgeçmeye hiç niyetimiz yoktur.
Bu sebeple Türk Eğitim Sen ucube yönetmeliğe karşı eylem yapmış, hemen hemen tüm maddelerine dava açmıştır. Türk Eğitim Sen, tüm yöneticilere mülakat uygulamasına karşıdır. Yönetmeliği beğenmediğini söyleyen, ancak ne eylem yapan ne de dava açan MEB üzerinde çok ağırlıklı sendikanın, mülakatın kökten yanlış olduğuna dair resmi bir açıklaması da bulunmamaktadır. Yapılan eski müdürlük görevlerini hiç saymayan, müdür yetkiliği görmezden gelen, torpilin önünü tamamen açan bir yönetmeliğe itiraz etmeyen veya timsah göz yaşları dökmekten başka hiçbir şey yapmayan, kendilerinin de geçmişte kabul ettikleri yönetmeliğin, uygulanmasına devam edilmesi konusunda hiçbir açıklama yapmayan, bu çok ağırlıklı sendika neyin çalışmasını yapmaktadır.
Bu ağırlıklı sendikayı çok iyi tanıyoruz, öyle iyi tanıyoruz ki, bunlar kendilerine teslim olmayanlara, fırıncılarla ortaklığı olsa, ekmek dahi verdirmez. Bunların, kendinden olmayanların insan haklarına yönelik, adaletten yana, ahlaktan yana bir tek emeği, iddiası dahi yoktur. Son yapılan şube müdürlüğü görevlendirmelerinde, kendilerinden olmayan kaç kişi görevlendirilmiştir?” Görevlendirme yapmayın, asaleten atama için şube müdürlüğü sınavı yapın.” diye, tek bir açıklamalarını duyan, gören var mıdır? Yeter ki, bunların adamı olsun, yeter ki bu adamlar bunların değirmenine su taşısın. Hakmış, hukukmuş, alın teriymiş, bu kelimeler, bunlar için sözlüklerde kalmış ifadelerdir.
Sayın Nabi Avcı, uğurlar olsun, yandaşlarınla birlikte yönetmelik yapmaya devam, ucube yönetmelikler yaparak eğitim çalışanlarını mutsuz ve huzursuz etmeye devam. On binlerce öğretmen norm kadro fazlası olmuş ne gam. Zorla alan değiştirenler, zorla memur yapılanlar feryat etsin ne gam. Eş, sağlık ve öğrenim özrü yerlerde sürünsün ne gam. Eğitim çalışanlarının görev tanımı olmasın, tayinleri için bir yönetmelik dahi çıkarmayın, görevde yükselme sınavı bile yapmayın, ne gam. Yandaşlarınız şube müdürü olsun, hak edenler de kimmiş, onların hakkının, hukukunun ne önemi var, haksızlık batağı içinden çıkılmaz olmuş ne gam. Öğretmenler, akademisyenler ek ödeme alamamış ne gam.
Türk Eğitim Sen olarak diyoruz ki, AYARINI BOZDUĞUNUZ KANTAR, GÜN GELİR SİZİ DE TARTAR.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ