Zayıf karne, iyi karne ve ailenin karnesi!
Bir karne dönemi daha geldi. Okuldaki başarılarıyla yüzleşecek çocuklarımız. Kiminin karnesi iyi olacak, kimi teşekkür alacak, kimi zayıf. Peki ne yapmalı, çocuklara karşı nasıl davranmalı?
Çocuğunuzun karnesi zayıfsa, ne yapmanız gerekiyor? İyi not getiren çocuğunuzu ödüllendirmeli misiniz, yoksa kendi haline mi bırakmalısınız? Anne Olunca Anladım sitesi editörleri, bu soruların cevabını uzman kişilerde aradı.
Karne! “Karne nedir, ne değildir” konusunu cevaplandıran uzmanların açıklamalarından çıkarılacak o kadar çok ders var ki..
Çocukların pek çoğu için karne dönemleri gergin ve stresli geçiyor. Karneyi beğenmeyen velilerle çocuklar arasındaki anlaşmazlıklar ya da çocukların kaygı ve endişe yüklenmesi ile istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor.
TEŞEKKÜR VE TAKDİR 4. SINIF NASIL HESAPLANIR
Uzmanlar, velilerin çocuklarını suçlamak yerine çözüm aramaları gerektiğini söylüyor ve karnenin sadece çocukların öğrenme düzeyini gösteren bir belge olduğunu hatırlatıyorlar. Karnedeki düşük notların sadece kendilerini değil, asıl çocuğu da üzüp kırdığı unutulmadan, çözüme yönelik bir tatil planı yapmak gerektiği de tavsiyelerin başında geliyor.
KARNE SORGULAMA YAPARKEN BUNLARA DİKKAT |
En iyisi, öncelikle çocuğunuzun başarısını da başarısızlığını da sevgiyle kabul edin. Okul başarısını etkileyen yüzlerce faktör var, ona doğru ortam ve sağlıklı bir yaklaşım sunup sunmadığınız konusunda bir özeleştiri vermenin zamanı gelmiş olabilir.
ÇOCUK İÇİN "KARNE" NE
DEMEK?
Anne, baba ve yakın çevrenin bilerek ya da
bilmeyek verdiği mesaj, "okul başarısı önemlidir" oluyor. Bu da
çocukta okul başarısının belgelendiği karne ile somutlaşıyor. İyi
bir karne çocuk için bir motivasyon kaynağıdır. Karnenin
çocuk tarafından nasıl değerlendirildiğini anlayabilmek için
ailenin ve öğretmenin karneyi nasıl değerlendirdiğine bakmak
gerekir. Karne hakkındaki bu düşünceler de çocuğun
kendisiyle ilgili algısını, okula karşı ilgisini ve genel
motivasyonunu etkiler.
KARNESİ ZAYIFSA?..
Zayıf bir karne getiren çocuk, bunu bazen hayatının tümünü
etkileyecek bir başarısızlık olarak görebilir. Zayıf karne
hem çocuğun kendi benlik algısını hem de çevresinin kendisine karşı
bakışını olumsuz etkileyebilecek bir faktördür. Pişmanlık,
üzüntü, hayal kırıklığı ve kendine olan güvenini yitirme gibi ağır
duygular geliştirebilir.
KARNE SORGULAMA YAPARKEN BUNLARA DİKKAT EDİN
Bazı çocukların bu başarısızlıktan sonra vurdumduymaz davranışlar sergilediği gözlense de, bu çocuğun üzülmediği ve bu tür duygularla boğuşmadığı anlamına gelmez. Bu durumda anne ve babanın çocuklarına güvendiklerini hissettirmeleri ve başarıları için gerekirse yardım edebileceklerini ifade etmeleri çok önemlidir. Yüksek notları olan dersler hakkında konuşarak diğer dersler konusunda yönlendirici olabilirler. Öğretmenin de bu süreçte bazı destekleri çocuğa sunmasında fayda vardır. Ona güvendiğini; eğer çabalarsa başarılı olabileceğini karneyi çocuğa teslim ederken bildirmesi ve beraberinde desteğini sürdürebilmesi önemlidir.
KARNESİ İYİYSE?..
İyi karne getirmiş olan çocuk ise bu durumu elbette ailesinin
tepkisi ile değerlendirecektir. Ailenin başarı çıtasının yüksek
olması kimi zaman teşekkür almış bir öğrencinin bile kendisini kötü
hissetmesi için önemli bir neden olabilir. İyi karne karşısında
genellikle aile gururlanır ve mutlu olur. Çocuk için de bu durum
mutluluk verici olarak algılanacaktır. Çocuğun başarısı fark
edilmeli ve bu olumlu durum hep birlikte konuşulmalıdır.
Dolayısıyla, o anki motivasyonu pekiştirilmelidir. Ancak çocuğa her
durumda mutlaka onun yanında olunacağı mesajı verilmelidir. Bu
açıklama, çocuğun yaşayacağı bir başarısızlık karşısında daha
kontrollü ve yapıcı davranması için sağlam bir temel oluşturur.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Bengi
Semerci:
"KARNE ÇOCUĞU TANIMANIN BİR YOLU..."
"Okul karnesi okulda yapılanların ve yapılamayanların geri
bildirimidir. Yarıyıl karneleri, karneyi alan çocuklara ve
ailelerine nelerin eksik olduğunu, nelerin tamamlanması gerektiğini
anlatır. Ayrıca karnelerin verildiği okullara ve okulların
öğretmenlerine kaç öğrenciyi iyi ele alabildiklerini, kaçını gözden
kaçırdıklarını, bunları değerlendirerek daha iyi nasıl eğitim
verebileceklerini anlama şansı tanır.
Ama biz karneyi sadece çocuğun başarısı ya da başarısızlığı olarak görürsek, durum değişir. Karne günü bazı ailelere mutluluk getirirken, bazıları için üzüntü ve kızgınlık günü olmaktadır. Zayıflara kızılır, tehditler yapılır, cezalar verilir. Anne babalar iyi okul seçtikleri, çalışmaları için gerekli herşeyi aldıkları, her istediğini yaptıkları için çocuklarının zayıfsız karne getirmeleri gerektiğini düşünürler ve emeklerinin boşa gittiği hissiyle kızgınlıkları artar.
Zayıf olan karnelere kızmadan önce durup bir düşünmemiz gerekir. Anne baba olarak, en başından çocuğumuzu yetiştirirken kendi sorumluluğunu bilecek, ödevini, dersini sahiplenecek bir çocuk olması için gerekli temeli onlara verdik mi? Onlar için en iyi şeyleri istediğimiz kesindir. Ama okullarını seçerken onların özelliklerini, yeterliliklerini değerlendirdik mi? Yoksa kendi hırslarımızın kurbanı mı olduk? Başarılı, iyi gelecekleri olsun diye uygun olduğunu, daha iyi gelecek sağlayacağını düşündüğümüz eğitim sistemini, okulu, öğretmeni mi seçtik? Bunlara yanıtımız yoksa, karneyi alıp kızmak değil, düşünme zamanıdır.
Yarıyılda yapılacak çok şey olabilir. İyi gelen karnelerin başarısını kutlamak, maddi bir armağan alarak yapılması gereken bir durum değildir. Sorumluluklarını, yapması gerekenleri öğrenmiş, yapması gerekenleri kendi için yaptığının bilincine ulaşmış, bunlar için alacağı en iyi karşılığın kendi başarısından alacağı haz olduğunu fark etmiş her birey, kaç yaşında olursa olsun karnesi, başarısı için armağan beklemez. Çocukların bunu yapabilmeleri için her zamanki gibi örnek olabilecek büyüklere ihtiyaçları vardır. Görevlerini yerine getirdikleri için, hatta yarım yamalak yaptıkları ya da hiç yapmakları halde karşılık bekleyen bunca erişkinin iyi örnek olduğu söylenemez."
Uzman Psikolojik Danışman Ece Akın:
"ÇOCUĞUN BAŞARISIZLIĞININ NEDENLERİ
ARAŞTIRILMALI"
"Öncelikle çocuğun başarısızlığının nedenlerini son ana bırakmadan
anlamaya çalışmak ve daha başarılı olması için etkili yöntemler
araştırmak, karneyi bekleyip zayıf nota kızmaktan daha etkili
olacaktır. Birçok problemin çözümü için olaydan sonra tepki vermek
yerine, önleyici yöntemler denemek gerekir. Eğer çocuğunuzun risk
altında olduğunu düşünüyorsanız, onun okuldaki performansını
yakından takip etmeniz daha da önem kazanır. Takip etmek, sadece
sınav notlarını öğrenmek, sınav tarihlerinden önce ders çalışma
öğütleri vermek anlamına gelmez. Anne babaların, okul ile işbirliği
içine girerek çocuğun yaşadığı başarısızlığın olası nedenlerini
araştırmaları ve uygun yaklaşımları yıl sonunu beklemeden
uygulamaya başlamaları önemlidir.
SUÇLULUK, ÜZÜNTÜ VE HAYAL KIRIKLIĞI...
Başarısız bir karne getiren çocuk, belli etmese de bu durumdan
rahatsızdır. Başarısız olmanın getirdiği suçluluk, üzüntü, hayal
kırıklığı, pişmanlık gibi duyguları yaşar. Çocuk eğer anne babanın
göstereceği olumsuz tepkilerden çekiniyorsa, yalan söyleme gibi,
geçici olarak olumsuzluğu ertelemeye yarayacak davranışlara
başvurabilir. Eğer karne başarısı ile ilgili çok fazla beklenti ve
baskı hissediyorsa, istenen karneyi getiremediğinde çok daha ciddi
sorunlar da yaşanabilir: Uyum ve davranış problemleri, evden
kaçmak, kendine zarar verecek davranışlarda bulunmak, hatta intihar
gibi...
İYİ KARNE NASIL KARŞILANMALI?
Başarılı bir karne getirmek kendi içinde oldukça motive edici bir
deneyimdir. Tabii ki bunun diğer bireyler tarafından fark edilmesi
ve onay görmesi, çocuğun başarısından daha fazla haz almasını
sağlar. Karne hediyeleri bütün bir yıl boyunca gösterilen emeğin
somut bir ödülü olarak kabul edilir. Ve tabii ki çocuklar için
somut ödüller her zaman çok daha ilgi çekicidir. Ama somut
ödüllerden daha önemli olan bir diğer etken, anne babanın çocuğun
başarısını fark etmesi ve bunu dile getirmesidir. Olumlu geri
bildirimi ve ödüllendirmeyi sınırsız olarak yapmak, amacından
uzaklaşan bir duruma döner. Çocuğun gösterdiği bir başarının
abartılı şekilde ödüllendirilmesi, gösterilen tepkinin
inandırıcılığını olumsuz olarak etkileyecektir. Ayrıca bu durum,
çocuğu sonraki başarılara yönelik motive etmek yerine, 'başarının'
sadece bu ilgiyi almak için bir araç haline gelmesine neden
olur."
Psikolog İnci Vural:
"KARNE SORUMLULUĞUNU AİLE VE ÖĞRETMEN ÇOCUKLA
PAYLAŞMALI"
"Zayıf bir karnenin sorumluğu sadece öğrenciye yüklenmemelidir.
Aile içerisinde yaşanan sorunlar, çocuğun kendine ait bir çalışma
odasının olmaması, arkadaş çevresi, öğretmenin öğrenci ile
arasındaki sorunlar, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve depresyon
gibi birçok sorun zayıf bir karnenin alt sebepleri olarak
incelenebilir. Ayrıca, öğrencinin gelişim sürecinde olması da
derslerdeki başarıyı düşürürken algılarının başka yönlere kaymasına
sebep olabilir. Çünkü bu süreçte kişi kendini tanımaya ve biyolojik
olarak benimsemeye çalışır. Çevresi ile iletişim halinde olduğu
için derslere olan ilgisi de azalmış olabilir."
ANNE BABALARA TAVSİYELER
- Çocuğunuzu dinleyin, ona birey olarak davranın ve yaşadığı
sorunları küçümsemeyin.
- Öğrencinin karnesini başka ailelerin çocuklarının notları ile
kıyaslamayın. Bu durum çocuğu rencide ederek, aileden ve okuldan
uzaklaşmasına yol açar.
- Baskıcı davranışlar sergilemeyin.
- Öğrencinin yeteneklerini keşfedin ve bu yetenekler doğrultusunda
çocuğunuzu yönlendirin.
- Öğrenciyi ders notlarından dolayı eleştirirken yapıcı olmaya
çalışın, zayıf olan dersleri için de özendirici aktiviteler
geliştirin.
- Ayrıca başarılı karnelerin abartılı şekilde ödüllendirilmesi de
doğru değildir. Ancak ödül verilecekse, bu okul başarısını
destekleyecek bir obje olabilir.
Psikolojik Danışman Dilek Kırcaoğlu:
"AKADEMİK BAŞARI İNSAN HAYATI İÇİN YETERLİ
DEĞİL!"
Okul başarısını etkileyen pek çok değişken var. Başarılı olmak için
'çok çalışmak' değil 'etkili çalışmak' gerekir. Başarı kavramı tek
başına ele alınmamalıdır. Yalnızca akademik başarı, insan hayatı
için yeterli değildir. Başarıyı, kişinin o an bulunduğu noktadan
bir adım daha ileriye gidebilmesi olarak algılamak gerekir.
Fizyolojik, psikolojik, duygusal, toplumsal pek çok durum ve
koşullar başarı kavramının içinde yer alır ve etkide bulunur.
Başarı her kişi için kendi içinde değerlendirilmeli, başarıya giden
yol üzerindeki küçük aksamalar, öğrenmenin bir şekli olarak
düşünülmelidir.
OKUL BAŞARISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Okul başarısını etkileyen en önemli faktörleri şöyle
sıralabiliriz:
- Çocuğun duygusal durumu.
- Öğrenmeye karşı ilgi, merak ve isteği.
- Uygun çalışma ortamı.
- Verimli çalışıp çalışmadığı.
ÇOCUK ÖNCE BAŞARACAĞINA İNANMALI!
Benlik algısı, başarı üzerinde çok önemlidir. Çocuğunuz
başaramayacağına inanıyorsa, şartlar ne olursa olsun başarıyı
sağlamak çok zor olabilir. Çocuğunuzun sorumluluk sahibi olması,
planlama yapması, geleceğe ait hedeflerinin olması da başarı
üzerinde önemlidir. Yeterli olgunlaşmaya sahip olmak, dikkatini bir
konu üzerinde toplayabilmek ve odaklanabilmek de başarıyı etkiler.
Motivasyon, kendine güven, pozitif düşünmek, etrafından pozitif
destek görmek, ilgi ve yeteneklerinin farkında olmak, başarının
belirleyicisi olan diğer faktörlerdendir. Sizin tutumlarınız,
çocuğunuzun başarısı üzerinde direk etkilidir. Sizin ya da eşinizin
çocuğunuz ile ilgili negatif tutumu; onun öğrenme isteğini ve
merakını, benlik algısını, değer duygusunu etkileyecek, çocuğunuzda
da negatif tutumlar ve duygular geliştirmesine neden olur.
AŞIRI BEKLENTİ ÇOCUĞUN MOTİVASYONUNU BOZAR
Çocuğunuzun başarı çıtasını fazla yüksek belirlemesi, motivasyon
kaybına yol açar ve asla ulaşamayacağı bir hedef gibi görmeye
başlar. Dolayısıyla, bu konuda çocuğunuza yardım etmelisiniz.
Çocuğunuzun kaygı düzeyi başarıyı etkileyen diğer bir etkendir.
Sınavlara karşı tutumu ve heyecan durumu, bilgi düzeyi yüksek olsa
bile çocuğunuzu etkiler. Sınav öncesi ya da sınav sırasında yaşanan
fizyolojik etkiler, sınav performansı üzerinde rol oynar.
Öğrencinin sınava karşı düşünceleri, kendisini yetersiz hissetmesi,
sınav neticesinde 'başarısız' olacağı korkusu; sizin,
öğretmenlerinin ya da arkadaş çevresinin, bu başarıya göre
kendisine değer vereceği düşüncesi sınav performansını olumsuz
yönde etkiler.
Çocuğunuzun hayat başarısı ile ilgilenirken, onun kişilik gelişimlerini akademik başarılarından daha fazla önemsemeli, sadece yüksek not alması için değil, etkili insan olabilmesi, kendisini doğru olarak ifade edebilmesi, başkalarını anlayabilmesi, problem çözücü olması ve insani değerlere sahip olması için de çaba göstermelisiniz."
"BAŞARI" İÇİN AİLELERE ÖNERİLER
- Karne dönemlerinde, başarısı düşük olan çocuğa, onun kendisi
hakkında kötü düşünmesine neden olacak sözler söylemeniz bir yarar
getirmez. Bunun yerine "Durumu nasıl çözebiliriz, nasıl
düzeltebiliriz?" sorularına odaklanın.
- Çocuğunuzun olumlu benlik algısı geliştirmesine yardım edin. "Sen
başarısızsın, sen yapamazsın, sen tembelsin, dikkatin dağınık" gibi
cümleler kendisini kötü, olumsuz olarak algılamasına neden
olur.
- Çocuğunuzun başarısını başkaları ile mukayese ederek değil, kendi
gelişimindeki ilerlemeleri gözönüne alarak değerlendirin.
- Çocuğunuzun hata yapmasına izin verin. Başarısının düştüğü bazı
anları öğrenme sürecinin bir parçası olarak görün.
- Mutlaka çocuğun amaç edinmesine yardımcı olun. Bu amaçlar
doğrultusunda hedeflerini oluşturmasına ve onlar için mücadele
etmesine destek verin.
- Çocuğunuzun sürekli "başarısızlık" duygusu içinde değil, "başarı"
duygusunu hissetmesine yardımcı olacak şekilde davranın.
Olumsuzluklara değil, pozitif gelişmelerine odaklanın.
- Çocuğunuza güç ve otorite kullanmayın. Bunun yerine, sorun
çözebilmeye, hatalarını görebilmeye, akıl yürütmeye odaklanın.
- Karşılıklı sevgi, saygı, iletişime dayalı bir ilişki geliştirin.
Çocuğunuzun gelişimine mutlaka duyarlı olun ve takip edin. Onu
daima anlamaya çalışın.
- Okul yaşantısının sadece iyi bir meslek seçmek ve çok para
kazanmak için olmadığını, okulun hayata hazırlanabilmek için iyi
bir yer olduğunu çocuğunuza öğretin.
- Çocuğunuzu sadece akademik bilgi bakımından değil, sosyal ve
psikolojik bakımdan da hazırlayın. Öğrenmenin sadece para kazanmak
için olmadığını, yaşamın her noktasında öğrenme kavramı olduğunu,
öğrenmenin keyif vereceğini anlatın.
- Çocuğunuzu tüm özellikleri ile birlikte kabul edin. Sizin her
istediğiniz konuda yetenek göstermek zorunda olmadıklarını,
herkesin değişik özellikleri olduğunu, dezavantaj gibi görünen
özelliklerin avantaja nasıl dönüştürülebileceğini araştırın.
Onların mutlaka başarı gösterebilecekleri alanlar vardır. Önemli
olan bunları kendisinin keşfetmesine yardımcı olabilmek ve ona yol
göstermektir.
- Çocuğunuza uygun çalışma ortamı sağlayın.
- Ödül ve ceza yöntemleri kullanmayın. Onun yerine davranışlarının
olası sonuçlarını görmesine ve kavramasına yardım edin.
- Onun düşüncelerine saygı gösterin. Her ne kadar size uçuk kaçık
gelseler de önemseyin.
- Çocukta bıkkınlık, isteksizlik yaratacak söylemlerden
kaçının.
Uzman Klinik Psikolog Sevil Usanmaz:
"KARNE, BİZE ÇOCUĞUN İHTİYAÇLARINI SÖYLER"
Karne, bütün yıl boyunca çocuğun derslere katılımının ve öğrenme
isteğinin, hangi dersleri sevdiğinin ve nelere ilgisinin olduğunun,
ayrıca anne baba, öğretmen tutumlarının da göstergesidir. Karnede
sadece notlar üzerinde durmazsak, çocuğumuzun özelliklerini ve
gerçekten neye ihtiyacı olduğunu görebiliriz.
Karneyi değerlendirmeye öncelikle iyi notlarla başlamak sonra
düzelttiği dersleri üzerinde durmak ve en son zayıf derslerle
ilgili konuşmak en doğrusudur. Yorumlar sert ve ağır olduğunda,
tehdit ve yaralayıcı ifadeler taşıdığı zaman çocukların psikolojisi
tepkisel olduğundan -özellikle ergenlik döneminde bulunan lise
öğrencilerinde- istenmedik olumsuz davranışlar ve sonuçlarla
karşılaşabiliriz. İlköğretim seviyesinde ise okula ve öğrenmeye
karşı isteksizlik, dikkat sorunları, depresif duygulanım, kendine,
kardeşine zarar verme davranışlarını görebiliriz.
Karneye ait yorumlar özellikle geçmişten geleceğe doğru yapılmalı, birinci dönemden ikinci döneme ve önümüzdeki yıl için ne yapabiliriz şeklinde değerlendirilmelidir. Bir çocuğun matematik dersi başarısızlığı, sosyal bilgiler veya Türkçe dersindeki başarısının önüne geçmemelidir. Çocukların ilgileri ve yeteneklerinin farklılığı bilinen bir gerçekken bazen anne babalar bunu unuturlar.
Öğrenme süreklilik gösterir, bu nedenle karne notu da değişebilir. Öğrenmede amaç, bu yıl ve bu karne odaklı değil, ilerideki yıllara yönelik olduğunda sonuç mutluluk verici ve tatminkar olur.
PAHALI HEDİYELERİN BAŞARIYA KATKISI OLMAZ!"
Bütün çocuklara tatil hediyesi verilebilir. Hediye öncelikle sözel
ödül olmalı, daha sonra çocuğun istediği, yaşı ve sınıfı ile uyumlu
bir maddi ödül olabilir. Maddi ödülün değerinden çok sembolik
anlamı önemlidir. Özellikle ilkokul seviyesinde olan çocuklar için
karmaşık olmayan basit oyuncaklar, boya kalemleri, top, bisiklet,
giysi, büyük ebeveyn ziyaretleri, deniz tatili, köy ziyaretleri,
sinema ve müze gezileri yararlı olacaktır. Karne hediyesi olarak
bilgisayar, çok pahalı oyuncaklar, değerli takı, cep telefonu,
evcil hayvan alınmasını önermiyoruz. Anne baba ve çocuk arasında
yapılan hediye anlaşması ya da pazarlığının öğrenme ve okul
başarısına hiçbir katkısı olmaz.
Çocukların tatilin başlamasıyla önce dinlenmeleri gerekiyor, ders tekrarı gerekiyorsa bunun okul açılmasına yakın zamanlarda başlatılması daha yararlı olabilir. Tatil sadece dinlenmek, eğlenmek ve boş vakit geçirme zamanı değil, tam tersi dinlenirken ve hoş vakit geçirirken de öğrenme zamanıdır. Yüzmeye gitmek, top oynamak, satranç öğrenmek, kitapçı ya da markette çalışmak, basit ev işlerinde yardımcı olmak yaşantısal öğrenmedir ve okul öğrenmesinin iyileşmesinde önemlidir. Tüm çocuklar güzel, mutlu bir tatili hak ediyorlar."
Uzman Psikolojik Danışman Cem Ceylan:
"KARNE SİZİN DEĞİL, ÇOCUĞUN KARNESİ"
"Çocuklarının başarısızlıkları karşısında sert tepki gösteren ve
cezalandırma yolunu seçen aileler uzun yıllar onarılamayacak
hasarlara yol açabiliyor. Karne sizin karneniz değil, çocuğunuzun
karnesidir. Ve, karneler genel olarak çocuğunuzun akademik
performansını değerlendirir, kişiliğini değil. Ailenin bir bütün
olduğu ve çocukların böyle zamanlarda ebeveynlerinin desteğine
ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır. Bazen veliler çocuklarının
karnesi ile kendi statülerini değerlendirir. Böyle düşünen
velilerin karne dönemlerinde çocuklarına verdikleri tepkiler de
abartılı olabiliyor. Ayrıca karnesinde zayıf notu olan bir öğrenci
ile ilgili olarak üzerinde durulması gereken konu kişiliği
olmamalıdır. Çocuğun o dersten başarısız olmasına neden olan
akademik, sosyal ve duygusal nedenler araştırılmalıdır. Zayıfsız
bir karneyle gurur duyan ebeveynlerin kırık notlarda da sorumluluğu
paylaşması gerekir.
EĞER SİNİRLİYSENİZ SAKİNLEŞMEYİ BEKLEYİN
Ona güvendiğinizi hissettirin ve motive edin, konuşmak için acele
etmeyin, eğer sinirliyseniz sakinleşmeyi bekleyin, öncelikle
başarılı olduğu dersler hakkında konuşun ve onu takdir edin.
Başarısız olduğu derslerle ilgili düşüncelerini dinleyin, kendisini
ifade etmesine izin verin. Daha sonra uygun bir şekilde kendi
fikirlerinizi söyleyin. Tatil döneminde dinlenmesine mutlaka izin
verin. Çocuğunuzla birlikte derslerini ve okuldaki sorumluluklarını
aksatabilecek faktörleri belirleyin. Okul ile işbirliği yaparak,
ikinci dönem için uygulayabileceği bir çalışma programı hazırlayın.
Bu süreçte kendi yaklaşımlarınızı ve sorumluklarınızı da mutlaka
gözden geçirin."