Aile hekimliğinde istenilen başarı sağlandı mı?
Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Başak, "Aile hekimliğinde hastayı tanımak, hastayı anlamak klinik görevler kadar önemli. Çünkü birçok rahatsızlığı, ızdırabı ve acıyı bu şekilde dindirebiliyoruz" dedi.
Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Okay
Başak, aile hekimliğinde hastayı tanımak ve anlamının, klinik
görevler kadar önemli olduğunu vurgulayarak, birçok rahatsızlığı,
ızdırabı ve acıyı bu şekilde dindirebildiklerini bildirdi.
Prof. Dr. Başak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki
sağlık sisteminin basamaklandırılmasının 1960'lı yıllarda
başladığını, birinci basamak kuruluşların sağlık ocakları olduğunu
söyledi.
Türkiye'de bugün birinci basamak sağlık hizmetinin aile hekimleri
tarafından verildiğini belirten Başak, ülke genelinde 6 bin
civarında aile sağlığı merkezi, 21 bin 500 civarında da aile hekimi
olduğunu belirtti.
Aile hekimliğinin sağlık ocağı sisteminin geliştirilmiş hali
olduğunu dile getiren Başak, "Aile hekimliği, sağlık ocağı
hekimliğinde eksik kalan, yapılamayan bazı temel işlevlerin yerine
getirilmesi, eksik kalan yönlerin tamamlanmasıdır. Örgütsel ve
finansman anlamında da köklü değişikliklerle beraber olduğu için
aile hekimliği modeli olarak adlandırıldı" dedi.
Daha önce sağlık ocaklarına 50-60 bin kişinin kayıtlı olduğunu
ancak herhangi bir rahatsızlık duyduklarında gidecekleri bir
hekimleri bulunmadığını anlatan Başak, şöyle devam etti:
"Aile hekimliğinde ise hekimlerin listeleri var. Her aile hekiminin
3 bin 500 ortalama kayıtlı nüfusu var. Vatandaşın bildiği, tanıdığı
bir aile hekimi. Dolayısıyla önce o aile sağlığı merkezine ve o
aile sağlığı merkezindeki kendi doktoruna gidiyor. Bu da hekim ile
hasta arasındaki ilişkinin gelişmesinde çok önemli. Çünkü aile
hekimliğinde hastayı tanımak, anlamak klinik görevler kadar önemli.
Birçok rahatsızlığı, ızdırabı ve acıyı bu şekilde dindirebiliyoruz.
Bu sağlık ocaklarında önemli bir eksiklikti. Aile hekimliği
uygulamasıyla bu durum giderilmiş oldu."
Başak, Sağlık Bakanlığının sağlık sisteminin eksiğini gidermeye
yönelik çalışmalar yaptığının altını çizerek, "Aile hekimliği,
sağlık sisteminin diğer basamaklarındaki sorunları çözmek amacıyla
da kullanılmak istenebilir. Bu, iş yükünü artırıyor. İş yükü artan
aile hekimi, bu sefer aile hekimi olarak yapması gereken işlere
yeterli zaman ayıramıyor" diye konuştu.
- "İnsanlar birinci basamak sağlık ocaklarına yönlendirilmeli
Başak, insanların hastaneye gitmesine gerek kalmadan birinci
basamak olarak önce sağlık ocaklarına gitmesine işaret ederek,
sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle kronik diyabet, hipertansiyon, astım, bronşit gibi
hastalıkların birinci basamakta çözümlenmesi isteniyordu. Bu konuda
henüz çok fazla ilerleme kaydedemedik. Çünkü sevk zincirinin
olmaması nedeniyle insanlarımız doğrudan hastanelere gidiyor.
Hastanelerde uzmanları görüyor. Daha sonra ilaç tekrarı söz konusu
olduğunda daha çok aile hekimine geliyor. Bu aile hekimliğinde
beklediğimiz esas faydayı vermemizi engelliyor. Sağlık
politikacıları ve yöneticileri bu konuda irade koyacaklar.
Hastaları birinci basamağa yönlendirecekler. Bu zorunlu olabilir,
sevk zinciri gibi ya da gönüllü olabilir ama bir şekilde bunun
yapılması lazım. Vatandaşın da sağlık yöneticileri tarafından doğru
yönlendirilmesi gerekiyor. Bu konuda sıkıntılar var."