Bebek ölümlerinde rekor düşüş!

Türkiye'de 2006'da binde 16,5 olan bebek ölüm hızı 2013'te 7,8'e gerilemesi sevindirdi.

MEMURLAR- Türkiye'de 2006'da binde 16,5 olan bebek ölüm hızı 2013'te 7,8'e geriledi.Bebek ölüm hızı Doğu Marmara Bölgesi'nde bin canlı doğumda 5,5 iken Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 11,9 çıktı.

Hükümetin 2015 yılı programında, Sağlıkta Dönüşüm çerçevesinde yapılan uygulamalar hakkında bilgi verildi.

Yeni programa göre, kişi başı hekime müracaat sayısı 2002'de 3,2 iken 2013 yılında 8,2'ye yükseldi.

Sağlık personeli sayısı 378 binden 735 bine, aşılama oranı ise yüzde 77'den yüzde 98'e çıktı. Bu iyileşmeler doğrultusunda sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyet oranı 2013 yılında yüzde 74,7 olarak belirlendi.

Yaklaşık 10 bin kişiye düşen yatak sayısı 2006 yılında 25,1, 2012'de 26,5 ve 2013'te 26,4 oldu. Yaklaşık 100 bin kişiye düşen hekim sayısı ise 2006'da 151 iken, 2012'de 172'ye ve 2013'te 175'e yükseldi.

Hemşire sayısı ise yüz bin kişiye 2006'ta 119 , 2012'de 178 ve 2013'te 182 oldu.

Hekim başına düşen hemşire sayısı da 2006'da 0,79, 2012 ve 2013'te 1,04 olarak belirlendi.

Bebek ölüm hızı, annenin eğitim düzeyiyle orantılı azalıyor.

Bebek ölüm hızı 2006'da binde 16,5 iken 2013'te 7,8'e geriledi. 2013 yılında bebek ölüm hızı Doğu Marmara Bölgesi'nde bin canlı doğumda 5,5 iken Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 11,9 çıktı. Bu oran, 2012 yılında OECD'de ortalama bin canlı doğumda 4, 2011'de ise AB'de bin canlı doğumda 4 olarak kaydedildi.

Bebek ölüm hızının, gelir seviyesi ve annenin eğitim düzeyiyle orantılı olarak azaldığına dikkat çekildi.

Anne ölüm oranları da yüz bin canlı doğumda 2006'da 28,5'den 2013'te 15,9'a düştü.

-SEZARYENLE DOĞUM YAKLAŞIK İKİ KAT ARTTI

2003 ve 2013 yılları arasında doğum öncesi bakım alma oranı yüzde 81'den yüzde 98'e, doğumun sağlık kuruluşunda yapılma oranı ise yüzde 78'den yüzde 98'e yükseldi. Sezaryenle yapılan doğumların oranının AB, OECD ve dünya ortalamasının üzerinde çıktığı vurgulandı.

2003 yılında yüzde 21 olan sezaryenle yapılan doğum oranı 2013 yılında yüzde 50,4'e yükseldi. Bu oran 2011 yılında AB'de yüzde 26,8, 2012 yılında OECD ülkelerinde ise yüzde 27,3 olarak gerçekleşti.