Doktorlar tam gün çözümü için ne diyor?
Hekimlerin üniversite ve kamuda çalışma esaslarını içeren ''Tam Gün Yasası''nda taraflar, düzenleme yapılmasından yana tavır gösteriyor.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun mevcut tam gün uygulamasına ilişkin yeni bir düzenleme yapılacağını belirtmesi ve taraflarla bir araya gelmesiyle konu tekrar tartışılmaya başlandı.
SAĞLIK BAKANI'NIN TAM GÜN İÇİN ÇÖZÜM
FORMÜLÜ
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi (YBÜ) Dekanı
Prof. Dr. Selami Akkuş, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, daha önce muayenehanesi olduğunu bildirerek,
''Üniversitede de özel muayene yaptım, özel muayene olmadan da
çalıştım. Hiçbir şey yapılmadan, bir revizyon gerçekleştirilmeden
eski sisteme geri dönüş yapılması mevcut durumu daha da kötüye
götürür'' değerlendirmesinde bulundu.
Devlet hastanelerindeki hekimlerin muayenehane açmasına karşı
olduğunu ifade eden Akkuş ''Üniversiteyle eğitim ve araştırma
hastanelerinde görev yapan hekimlerin durumları farklı. Onlar için
mesai saatinden sonra çalışabilmelerine olanak tanıyan bir istisna
getirilebilir. Çünkü iyi hocaların üniversitelerde tutulması
gerekiyor'' dedi.
Akkuş, bazı hastaların muayenehanelerin kapatılmasından
memnun olmadığını gözlemlediğini vurgulayarak şöyle devam
etti:
''Çünkü bizzat hastalardan duyduğum şu; 'Şu doktor benim
hastalığımı biliyor. Kronik hastalığım var. Ben hep ona gidiyordum
şimdi gidemiyorum' veya 'daha iyi koşullarda istediğim hekime
gitmek istiyorum. Ama artık o hekime muayene olamıyorum'
açıklamasında bulunuyor.
Selami Akkuş, son yıllarda uygulamaya konulan hekim seçme hakkının
henüz istenilen seviyede olmadığını, sistemin tam alarak
uygulanmasıyla özellikle ikinci basamak hastanelerde sorunun
çözüleceğini ifade etti.
Üniversite hastanelerinde daha önce özel muayenenin uygulandığını
hatırlatan Akkuş, ''Bu, hastane için sıcak para sağlıyordu, hasta
memnun kalıyordu, devlet gelir elde ediyordu, hekim ise düşük bir
oran da olsa katkı alıyordu. Hocalarımız özel muayene yaparak
emeklerinin karşılığını az da olsa alabiliyorlardı. Bu oranlar
değiştirilebilir, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde
özel muayene çalışma saatleri ayarlanabilir. Bu sistem revize
edilerek tekrar uygulanabilir'' dedi.
YBÜ Dekanı Prof. Dr. Selami Akkuş, mevcut uygulamada
üniversitelerdeki hocaların muayenehane açabilme hakları
bulunduğunu, buna karşın eğitim ve araştırma hastanelerindeki
hocaların ise muayenehanelerini kapatmak zorunda kaldığını, bu
durumun üniversitedeki hocalarla bakanlığa bağlı eğitim araştırma
hastanelerinde görev yapan hekimler arasında ''haksız bir
rekabete'' neden olduğunu savundu.
Akkuş, ''Mevcut durumda muayenehanesi olan hocalarımız hastanede
hasta bakamıyor ama belli bir saate kadar hastane de durmak zorunda
kalıyor. Baktığı hastalar başka bir kişi üzerinden, bir uzman
üzerinden sisteme giriliyor. Bu, uygun değil. Takip ettiği hastaya
bir ilaç yazamıyor, raporuna imza atamıyor'' diye konuştu.
BİR TARAFA GELEN UYGULAMA DİĞER TARAF İÇİN DE GEÇERLİ
OLMALI
Sağlık Bakanlığı'nın eski bürokratlarından Medipol Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın da uygulamanın Sağlıkta Dönüşüm
Programı'yla hiç uyum sağlamadığını öne sürerek mutlaka düzenleme
yapılması gerektiğini söyledi.
Aydın, ''Benim gözlemime dayanarak söyleyeceğim şudur; ortada bir
eşitsizlik, dengesizlik var. Hekimlerin bir kısmını serbest bırakıp
bir kısmını bırakmayarak onları huzursuz eden, hakkaniyet duygusunu
zedeleyen tablo var. Bunun en kısa sürede düzeltilmesi gerekiyor''
diye konuştu.
Revizyon kapsamında, üniversite ve devlet hastanesindeki hekimler
arasında farklılık yaratacak, hakkaniyet duygusunu zedeleyici bir
düzenleme yapılmaması gerektiğini vurgulayan Aydın, bir tarafa
getirilen uygulamanın diğer taraf için de geçerli olması
gerektiğini anlattı.
Üniversite hekimleri düşünülerek yapılan kısıtlayıcı tedbirlerin
bütün öğretim üyelerini kapsadığını ve sorunlara yol açtığını ifade
eden Aydın, ''Üniversitede kanunla kısmi statü kaldırıldı, tüm
öğretim üyeleri için kaldırılmış oldu. Bunun da çeşitli sorunlar
doğurduğuna inanıyorum'' dedi.
Gelecekte Türkiye'de esnek çalışma yönteminin
uygulanabileceğini dile getiren Aydın, şunları
kaydetti:
''Güçlenen sağlık sistemleri, hekimleri az sayıda müessesede
sorumlu hale getirmeye çalışır. Türkiye sağlık sistemi bu derece
güçlüyse doğal olarak böyle bir yola istemesek de girilecektir.
Gücü olmaması halinde ise hekimleri sistemde tutabilmek için
kapıları aralayıp, sistemde var gibi gösterecek ve onların geçimini
başka yerden sağlamasına göz yumacaktır. Nitekim geçmişte yapılan
budur.
Üniversitelerde esnek çalışma modelleri, daha fazla verim alabilmek
için dünyada teşvik edilen bir modeldir. Bu, bir kurumda saat
17.00'a kadar öğretim üyelerini atıl durumda tutup, 17.00'dan sonra
muayenehanede hasta bakacağı anlamına gelmez. Hekimin değerli olan
vaktini uygun yerde kullanacak esnek çalışmadan söz ediyorum.
Sözleşmeye dayalı esnek çalışma kendine güvenen kurumların
başvurduğu bir yöntemdir. Gelecekte Türkiye'de de bu yöntemin önü
açılabilir.''
YARGININ KARARI UYGULANMALIDIR
Türk Tabipleri Birliği de (TTB) kendi sitesinde ''14 Mart'a 14 Acil
Talep'' başlığı altında ''Daha önceki Tam Gün uygulamaları
nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kalan hekimlerin eski
görevlerine dönebilmeleri için gerekli yasal düzenlemeler
yapılmalıdır'' talebinde bulundu.
Öte yandan TTB Merkez Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Osman Öztürk de
düzenlemenin sadece üniversite hastanelerinde görev yapan hekimler
için değil, kamuda çalışan hekimleri de kapsaması gerektiğini
belirterek, ''Anayasa Mahkemesi'nin Tam Gün Yasası'yla ilgili
verdiği iptal kararından sonra hem kamuda hem üniversitelerde
çalışan hekimlerin muayenehane açmasının önünde engel yoktur.
Yargının kararı uygulanmalıdır. Muayenehane açmak isteyen hekime
yönelik engelleyici tutumlardan vazgeçilmelidir' değerlendirmesinde
bulundu.
Osman Öztürk, hekimlerin tam gün çalışmasından yana olduklarının
altını çizerek, ''Ancak, bu performans gibi ücretlerle değil,
emekliliğe yansıyan ücret düzenlemesiyle yapılmalıdır'' dedi.
Dışarıda muayenehanesi olan hekimlerin üniversite hastanelerinde
çalıştığı saatler içerisinde çalışma prensibiyle ilgili olarak
Öztürk, ''Hekimin hasta muayene etmemesi, reçete yazamaması, raporu
imzalayamaması kabul edilemez. Bu, mutlaka değiştirilmelidir''
dedi.