Eğitim veren doktor sürgün edildi!
Isparta’nın Sütçüler İlçesinde görevli Doktor Ö.D. acil servisteki doktorlar ilk yardım eğitimi vermesi nedeniyle il dışına sürgün edildi.
Aktif Sağlık-Sen bu konu hakkında bir açıklama yayımladı.
İŞTE O AÇIKLAMA
Isparta’nın Sütçüler İlçesinde görevli Doktor Ö.D. kurumdaki sağlık personellerinin yeni mezun veya tecrübesizliği nedeniyle yaşanan sorunları ve can kayıplarını idareye bildirmiş, ancak başhekimin duyarsızlığı nedeniyle sorunlar devam etmiştir. Bunun üzerine Dr.Ö.D. sağlık personellerine “İlk Yardım ve Acil Müdahale Eğitimi” vermiştir. Bu duruma bozulan başhekim, ilçe kaymakamı olan eşinin de desteğiyle “idareden habersiz eğitim verdiği gerekçesiyle” Dr.Ö.D. hakkında disiplin soruşturması başlatmıştır.
Sipariş üzerine hazırlanan düzmece rapora dayanarak Doktor Ö.D’ye hem kınama cezası verilmiş hem de Isparta dışına başka bir İl’e sürgün edilmiştir. Memleketin selameti için O’nu gönderdik! Diyen yetkililer; “Yaptığınız bu sürgün sayesinde O memleketin hastanesinde hiç doktor kalmamıştır. Taşıma suyla değirmen döndürmeye çalıştığınız “O hastanede” artık sürgün edebileceğiniz başka bir doktor kalmadı. Ne kadar övünseniz azdır. Ayrıca; Sürgünün dayanağı olan raporda;
Emsali bulunmayan bu kararla birlikte; Sütçüler’de eğitim yasağı resmen başlamıştır. Sütçüler’e iki kaymakam gelmiş! Birisi, Nobel ödüllü alan bir yazarın “Orhan PAMUK” bütün kitaplarını yasaklamış, diğeriyse daha öteye giderek eğitimi yasaklamış hatta cezalandırmıştır. Bu durum İlçeye gelen kaymakamlar kitap veya eğitim düşmanı mı? Sorun Sütçüler’demi? Yoksa İbişler’demi? Sorusunu akıllara getirmektedir. http://www.haber32.com.tr/bayram-aygun/ispartaya-gelenlere-ne-oluyor-kose-yazisi-2353y.html
Daha öncede aynı hastanede 450 Flakon (dört yüz elli kutu) aşı bozulmuş, olayda ihmali veya kusuru bulunanlara yönelik hiçbir işlem veya soruşturma yapılmamıştır. Aksine hastane idaresi “130 adet aşı bozulmuştur!” şeklinde yalan, yanlış ve sahte evraklar düzenlemiş, il sağlık müdürlüğünün de marifetiyle olaylar örtbas edilmiştir. Daha da kötüsü kamu malına sahip çıkarak durumu Sağlık Bakanlığına bildiren ve olayda kusuru bulunan şirket personeli “Se.De.” ile bazı idarecileri şikayet eden kişi hakkında soruşturma açılmış, “kurumun beceriksiz yöneticilerini küçük düşürdüğü ve huzurlarını bozduğu” gerekçesiyle başka bir ilçeye sürgün edilmiştir. Isparta İdare Mahkemesi yapılan sürgünü haksız ve hukuksuz bularak Yürütmesini Durdurmuştur. Ne tuhaf ki; Her iki olayında soruşturmacısı ve sipariş üzerine düzmece raporlarını hazırlayan aynı kişidir.
İlaç firmaları veya ihale şirketlerinden aldığı rüşvetler ve eşyalarla evleri dolup taşan, aynı hastanede işletmecilik yapan, bu sebeple idareyle menfaati bulunan, sürekli haksız kazanç ve ahlaksızlık peşinde koşan, Ebe K.Y. ve diğer bayanlara sarkıntılık edebilecek kadar bir kişiliğe sahip olanların dürüst olması veya adaletli iş yapması zaten beklenemez. Diğer yandan birisi hariç kurumdaki bütün doktorlar hakkında ön inceleme yapılmış ve Narkotik İlaçların suistimali konusunda “Soruşturma İzni” verilmiş idi. 4483 sayılı Yasa uyarınca yapılan itiraz sonucunda; Antalya Bölge İdare Mahkemesi hastane idaresini suçlu ve kusurlu bularak “Soruşturma İznini iptal etmiştir.” Mahkemenin 2014/295 sayılı kararında;
“Hastane idaresinin, narkotik ilaçların teslim alınması ve teslim edilmesinde, kullanım ve sarfiyatında, kayıtların düzenli şekilde tutulması ve bildirilmesi gibi hususlarda yürürlükteki mevzuat hükümlerine uymayarak bu ilaçların suistimaline sebebiyet verdiği dosya içeriğiyle anlaşıldığından, olayda ihmali ve sorumluluğu bulunan hastane idaresine yönelik hiçbir irdeleme yapılmadan karar verildiğinden, Sütçüler Kaymakamlığının mevzuata ve hukuka uygunluk bulunmayan “SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ” yönündeki 06.03.2014 tarih ve 2014/03 sayılı “KARARININ KALDIRILMASINA” karar verildi demektedir.
Hastanede tutulan defter ve kayıtlarda çok ciddi tutarsızlıklar olduğu, Acil Poliklinik Defterinin sık sık idare katına çıkarıldığı, defter ve kayıtlar üzerinde çeşitli oynamalar yapıldığı herkes tarafından bilinmektedir. Buna rağmen bazı yöneticilerin “KURUNUN YANINDA YAŞTA YANACAK” diye başlayan kişisel hırs ve kaprisleriyle devam eden işin sonucunda kurumdaki bütün çalışanlar zan altında kalmıştır.
Son günlerde; Saraya ve savaşa değil! Sağlığa bütçeden pay isteyenlerin maruz kaldığı üzücü olaylar, Bakanlık ve idareler nezdinde hiçbir sağlık personelinin hiçbir ehemmiyetinin olmadığını göstermektedir. Yaşanan bu kötü örnekler bir kez daha göstermiştir ki; Herhangi bir hekim veya sağlık personeli hakkında sudan sebeplerle soruşturma açmak, uyduruktan bir eylem bulup onlara kulp takmak, bu kulptan tutarak onları il dışına sürgün etmek ya da en ağır şekilde cezalandırmak basit ve sıradan bir iş hatta çocuk oyuncağı haline gelmiştir.
Acil Serviste eğitim veren bir doktorun bu işi idareden habersiz yaptığı için İl dışına sürgün edilmesiyle birlikte Sağlık Bakanlığı’nın adaleti endişe verici hatta dehşete sürükleyici boyutlara gelmiştir. Asıl mesleği fırıncı, kasap, imam, müezzin, spor öğretmeni hatta güvenlik görevlisi olanların sağlık kurumlarına yönetici olarak atanmasıyla birlikte sağlık personeli üzerindeki baskı ve sindirme devri altın çağını yaşamaktadır.
Sağlık personelleri, yıllardır bu tip baskı ve sindirmelerle ve korku imparatorluklarınca yönetilmektedir. Bu sebeple son 10 yıldır sağlık personelinin % 85’i idari soruşturmalara muhatap olmuş veya disiplin cezası almıştır. Personele yönelik sınır tanımayan keyfi muamele ve yargısız infazlar, haksız sürgünler ve kanunsuz işlemlerle birlikte;
Bazılarının ADALETİ! Başkalarının Adaletsizliğini aratır hale gelmiştir.
Aktif Sağlık Sen