Fındık fıstık yerine antibiyotik!
TÜRKİYE’nin ilk ciddi ilaç raporu her Türk’ün 15 günde bir 1 kutu ilaç kullandığını ortaya koydu. Ülkemizde yılda yaklaşık 2 milyar kutu ilaç tüketiyor. İlaca yılda ödediğimiz para ise 16 milyar 300 milyon lirayı buluyor.
Ağustos 2014’te hazırlanan raporu, sağlık bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Sağlık Teknolojileri Değerlendirme biriminin, Türkiye’de 2008 ile 2013 yılları arasında ilaç piyasasındaki gelişmeleri incelemek için hazırladı. Rapor özellikle kamu kaynaklı düzenlemeler eşliğinde değerlendirilmesi ve ilaç politikaları hakkında daha nesnel kriterlere dayalı bir değerlendirme yöntemi oluşturması nedeniyle önem taşıyor.
Rapora göre, tüketiğimiz ilacın çok önemli bir bölümü ise ithal. Türkiye’de 2008’de ithal ilaca ödedeğimiz bedel yüzde 49’unu oluştururken bu oran 2013’de yüzde 54’e ulaştı. Yani yerli ilaç kullanımı son beş yılda 5 puan azalarak yüzde 46’ya geriledi. İthal ilaca 2008’de ödediğimiz bedel 1.7 milyar lira olmuştu. 2013’te bu 2.5 milyar liraya yükseldi. Yerli ilaca harcadığımız para ise aynı sürede 1.1 milyar liradan 850 milyon liraya geriledi.
DIŞA BAĞIMLIYIZ
TÜİK verilerine göre 2000’de eczacılık ürünleri ihracatı 101 milyon
dolar, ithalatı 1 milyar 35 milyon dolar iken 2011’de sırasıyla 567
milyon dolar ve 4 milyar 697 milyon dolara yükseldi. İthalat
ihracat farkı ise 2000’de 934 milyon dolar iken 2011’de fark 4
milyar 131 milyon dolara fırladı. İthalatın ihracatı karşılama
oranı; 2000 ile 2009 yılları arasında yüzde 10 düzeyinde iken
2013’te yüzde 18’e ulaştı. Çoğu ilaçlardan oluşan eczacılık
ürünlerinde dışa bağımlılığımız ortaya çıktı.
DEVLETİN SAĞLIK HARCAMASI DÜŞÜK
OECD verilerine göre Türkiye’de toplam sağlık harcamasının Gayri
Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) oranı 2008 yılı için yüzde 6.1. 2011
yılı için ise ABD yüzde 17.7 ile en fazla sağlık harcaması yapan
ülke iken Türkiye’de sağlık harcamaları 2011 yılı için yüzde 9.3
olan OECD ortalamasının ve yüzde 9 olan Avrupa Birliği(AB)
ortalamasının altında gerçekleşti.
Rekor antibiyotikte
AKILCI ilaç kullanını eylem planında antibiyotiklerin öncelikli
grup olduğu belirtilen raporda Reçete Bilgi Sistemi’nden
yararlanılarak birinci basamakta, 2011’de düzenlenmiş reçeteler
değerlendirildiğinde, toplam 439 milyon kutu ilacın reçeteye
yazıldığı ve bunun yüzde 12.7’sinin yani 56 milyon kutusunun
antibiyotiklerden oluştuğu tespit edildi. Düzenlenmiş reçetelerin
maliyet analizleri yapıldığında ise
genel maliyetin yüzde 14.1’ini
antibiyotikler oluşturuyor.
AR-GE MERKEZİ İHTİYAÇ
RAPORA göre incelenen ilk 100 ilaçta, orijinal (referans) ilaç hâkimiyeti bulunuyor. Orijinal (referans) ilaçların yüzde 58.9’unun jenerikleri (eşdeğer) piyasada mevcut. İncelenen 100 ilacın 40’ını imal, 60’ını ise ithal ilaçların oluşturduğu düşünüldüğünde, Türkiye’de ilaç Ar-Ge ve üretim politikalarının hızla gözden geçirilmesine ihtiyaç olduğu belirtildi.
İLAÇTA FİYATLANDIRMA POLİTİKASI YANLIŞ
Raporda, “Ülkemizde izlenen ilaç fiyatlandırma ve ödeme
politikaları yoluyla yapılan müdahaleler daha çok imal ilaçlar
üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Çok uluslu firmaların ruhsat
sahibi olduğu ithal ilaçlar ise
genellikle müdahalelerden ya hiç etkilenmemiş veya anlık olarak
etkilenmiştir. Bu durum cari açık üzerindeki baskıyı artırmaktadır”
denildi.
Akılcı ilaç KULLANIMI YETER Mİ?
ASIL konumuza gelmeden bazı rakamları hatırlamakta yarar var.
OECD’nin geçen yılki verilerine göre, Türkiye’de kişi başına yıllık
ilaç harcaması 121 dolar. Bu oranın OECD ortalaması 497 dolar. İlaç
harcamasının tutarı gelişmişlikle de ilgili. Örneğin ABD’de kişi
başına yılda 995, Kanada’da 752, Fransa’da 641, İrlanda’da 648,
Japonya’da 652. İsviçre’de 474, İspanya’da 536 dolar. 33 OECD
ülkesi içinde kişi başına en az ilaç harcaması yapan ülkeyiz. Bize
en yakın ülke yılda kişi başına 197 dolar harcama yapılan Şili.
Öte yandan, yıllar içinde kişi başı kutu ilaç tüketimi artışı
inanılmaz. 2002’de kişi başına yılda 10 kutu kadar ilaç
tüketilirken, 2013’de bu oran 23 kutuyu geçti. 2013 yılının ilk 11
ayında 305 bin 879 reçete yazıldı. 2008’de toplam ilaç harcaması
14.5 milyar TL iken 2014 sonunda bu rakamın 18.27 milyar TL’ye
ulaşması bekleniyor. 2017 yılı öngörüsü ise 23 milyar TL.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, ilaç
tüketimindeki “çılgın” artışın ilaç maliyetlerine yansımadığını
hatırlatıyor. Gerçekten de Sağlık Bakanlığı’nın ilaçta referans
fiyat uygulaması çok büyük düşüşlere yol açtı. Buna rağmen hala
ilaç maliyetlerini konuşuyorsak başka yerlere de bakmamız
gerekiyor. Yılda ortalama 8.2 kez doktora başvuruyoruz. Oysa OECD
ülkelerinde bu rakam ortalama 6.5. Dr. İlhan, “Sağlıkta Dönüşüm
Programı ile çok fazla doktora gidilen ve çok ilaç tüketilen bir
ülke haline geldik. Hastalar doktor doktor geziyor. Her doktor da
reçete yazıyor. Hastalar buna rağmen tedavi olamıyor. Hastaneler,
aciller, doktorlar tıklım tıklım dolu. Hastasına yeterli zaman
ayıramayan doktorlar çok fazla sayıda ilaç vermek zorunda kalıyor”
diyor.
EN BÜYÜK BASKI DOKTORA
Sağlık hizmetlerinin tüketim nesnesi haline dönüştürüldüğünü,
kamudaki doktorun performans, özeldekinin ise ciro baskısı altında
ezildiğini söyleyen Dr. İlhan, “İlaç fiyatları baskılandığı için
bazı kanser ilaçları ve antibiyotikler piyasada yok. Ucuza ilaç
üretiliyor ama sektör ilaç kalitesinde düşme olduğuna dair
açıklamalar yapıyor. Tüm bunlar bozuk sağlık sisteminin
yansımaları” diyor. Peki Sağlık Bakanlığı’nın Akılcı İlaç
Uygulamaları Programı işe yarar mı? Dr. İlhan, “Akılcı olmayan bir
sistemde akılcı ilaç kullanılmaz” diyor.
AKILCI İLAÇ KULLANIRSAK
Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, ilaçların yüzde
50’sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçeteleniyor, temin
ediliyor veya satılıyor. Tüm hastaların yarısı ise ilaçlarını doğru
şekilde kullanmıyor. Hiç kuşku yok ki bu da maliyetleri arttıran
bir etken. Bunun için doğru sağlık politikaları kadar, doktor,
eczacı, hasta ve hasta yakını, ilaç sektörü, ilgili meslek
örgütlerine kadar herkese akılcı ilaç kullanımı için toplum bilinci
oluşturulmasında rolü var.