Hastanelerde şiddettin tek sorumlusu hasta yakını mı?
'Hastanelerde Doktor ve Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet' konulu çalıştayın sonuçlarına göre son dönem yoğunlaşan şiddet vakalarında sağlık çalışanlarının rolü de sorgulandı.
Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD)'nin geçen ay Ankara'da düzenlediği 'Hastanelerde Doktor ve Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet' konulu çalıştayın sonuçları açıklandı.
Bildirgenin en dikkat çekici kısmı şiddete uğrayan sağlık çalışanlarıyla ilgili. Raporda; hasta ve yakını ile empati kuramayan sağlık çalışanlarının şiddete davetiye çıkardığı belirtilirken, bıçak parası gibi etik olmayan davranışların şiddet eylemini tetiklediğine vurgu yapılıyor.
TATD'nin, 9 Mart'ta Ankara'da düzenlediği; acil sağlık hizmetlerinde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sebepleri ve çözümlerinin tartışıldığı çalıştaya; Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden 112 Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Mehmet Akif Güleç, TATD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Avşaroğulları ile birlikte Türkiye'nin çeşitli illerinden 30 kişi katıldı.
Çalıştayın ardından hazırlanan sonuç bildirgesi, Türkiye Acil Tıp Derneği'nin internet sitesinden kamuoyuna duyuruldu. Raporda, şiddetin muhtemel nedenleri şöyle sıralandı:
-Ani gelişen sorunların kişileri hazırlıksız yakalaması ve bunun çaresizlik, kontrol kaybı, öfke duygularına sebep olması, kronik hastalıklara sahip kişilerin yakınlarında ise bıkkınlık, stres, hastanın bakımını nasıl yerine getireceğini bilememe, yeterli imkânlara sahip olmama ve buna bağlı endişenin artması.
-Hasta başına düşen zaman çok az olduğundan yeterince ilgilenilmiş hissetmeme, değersiz hissetme, sorunlarının tam olarak çözülmediğini düşünme.
- Hastane ve sağlık sisteminden beklentilerin artmış olması, kişilerin hastanedeki imkânlarla verilemeyecek kalitede bir hizmet beklentisi içinde olması.
- Acil servis işleyişinin hastanedeki diğer bütün bölümlerden farklı olduğunun anlaşılamaması.
- Acil sağlık hizmetlerinin kapsamının ve acil serviste yapılacak, yapılamayacak işlemlerin bilinmemesi ve uygunsuz taleplerde bulunulması.
- Acil olmayan hastaların da acil serviste hızlı ve öncelikli hizmet almak istemeleri veya protokol hasta gibi kişilerin sağlık durumları acil olmamasına rağmen durumu acil olan herkesten önce hizmet almak istemesi.
- Sağlık çalışanlarının normal insani ihtiyaçlarının karşılanmasının bile anormal karşılanması (örneğin; çay içmesi, tuvalete gitmesi, espri yapması gibi).
- Bekleme süresi ne kadar kısa olursa olsun kişilere yeterli gelmemesi, acil serviste bekleme süresinin sıfır olmasının istenmesi, sabırsızlık, tetkik ve işlemlerin olağan süresinin bile uzun bulunması.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ YETERSİZ
Acil servislerdeki güvenlik önlemlerinin yetersizliğine vurgu yapılan raporda, sorunlar şöyle sıralandı:
-Acil Servislere girişte silah kontrolü yapılmıyor.
-Polisin görev tanımı yetersiz, otoritesi vatandaşta tanınmıyor.
-Acilin ve işleyişinin özelliklerini bilen sabit güvenlik görevlisi yok.
-Güvenlik görevlilerinin yetkileri yetersiz, caydırıcı değil.
-Hasta yakınları fiziksel bir engelle karşılaşmadan acil servisin tüm birimlerine rahatlıkla ulaşabiliyorlar
-Çok fazla hasta yakını acil servise alınıyor.
-Yöneticiler çalışanların güvenliğine yeterince özen göstermiyor.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI ŞİDDETE KATKI YAPIYOR
Çalıştayın sonuç bildirgesinde, sağlık çalışanlarının da şiddete katkı yaptığının altı çizildi. Sağlık çalışanlarında iletişim becerileri, öfke yönetimi, saldırgan hasta ile baş etme konusunda eğitim eksikliği olduğu vurgulanan çalıştayda, bilgilendirmenin önemi bilinmesine rağmen çeşitli sebeplerle yetersiz bilgilendirme yapılmasının da şiddete yol açtığına dikkat çekildi. Bildirgede sağlık çalışanlarının şiddete katkısına ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı:
-Hasta ve yakını ile empati kuramama.
- Ekip çalışması yapmayı bilmemek, bütün işleri daha çömez olan kişilerin sırtına yüklemek, asistan hekimlerin hasta bakımında yalnız kalması.
- Konsültan hekimlerin nasıl olsa acil serviste bir bakan var diye düşünerek, hastanın sorumluluğuna katılmaması ve gecikmesi.
- Sağlık çalışanlarının hukuksal mevzuatlar açısından eksiklerinin, hukuksal haklar konusunda bilgilerinin ve hak arama bilincinin eksik olması.
- Etik olmayan davranışlarda ve taleplerde bulunma (bıçak parası gibi).
SAĞLIK POLİTİKALARI DA SUÇLU
Çalıştay Sonuç Raporu'nda, şiddet ve tacizin ortaya çıkmasına katkı sağlayan toplumsal ve sağlık politikalarından kaynaklanan sebepler de araştırıldı. TBMM'de birçok kez medyaya yansıyan görüntülerin de örnek gösterildiği raporda, toplumun bütün kesimlerinde şiddetin bir sorun çözme biçimi olarak kabul edildiği belirtildi. Sağlık hizmetine ulaşmada son yıllarda artış sağlansa da hak edilen kaliteli sağlık hizmeti alamayan ve sağlık sorunlarına defalarca gidip gelmesine rağmen çözüm bulamayan hasta ve yakınlarının, bunun sebebi olarak sağlık çalışanlarının görülmesinin de şiddete yol açtığı belirlendi.
Bildirgede, politikaların diğer sonuçları şöyle belirtildi:
-Sağlık sektörü ile ilgili sürekli sadece olumsuz haberlerin yayımlanması, bu yayınlarda sistem sorunlarının değil, sağlık çalışanlarının işlenmesi
- Kahramanlık hikâyelerine hiç yer verilmemesi, haberlerin yanlı verilmesi ve başarılı olaylarda bile başarısızlık var gibi gösterilmesi
- Şiddet haberlerinin sürekli verilmesi ama karşılığında alınan cezaların ve sonuçların medyada yer bulmaması
- Sağlık konusunda bilgi kirliliği olması, yapılan bazı iyileşmelerin Sağlık Bakanlığı tarafından kamuoyuna sanki sistemdeki bütün sorunlar çözülmüş gibi anlatılması, oluşan sorunların sağlık personelinden kaynaklanıyor gibi bir hava yaratılması
- Toplum genelinde bazı doktorların yanlış davranışlarının bütün bir meslek grubuna mal edilmesi (bıçak parası, kötü muamele vs.) ve dolayısıyla bilinç altlarında sağlık çalışanlarına karşı bir reaksiyon gelişmesi
- Sosyal devlet çerçevesindeki bazı hizmetlerin yetersizliği, hasta bakımının tamamen ailelerin üzerine bırakılması
- Kimsesiz, evsiz kişilerin bakımının kurumsal olarak yapılmaması ve bu sebeple böyle kişilerin acil servisten taburcu edilememesi
- Sağlık çalışanlarına karşı görev başındayken işlenen suçların cezasının yetersiz kalması ve caydırıcılığının olmaması, paraya çevrilmesi, ertelenmesi
- Acil servis çalışmasının bayram ve tatilleri, geceleri de kapsaması, yeterli dinlenme ve deşarj zamanı olmaması, aile ve arkadaşlarla vakit geçirme, spor, seyahat gibi aktivitelere hiç zaman ya da para olmaması
- Performans uygulamalarının acil serviste yapılan ücretlendirilmede haksızlığa yol açması, bunun mesleki doyumu azaltması
Sonuç bildirgesinde. acil servislerin mimarisinin ve mekândan kaynaklanan diğer sorunların da hasta ve yakınlarını şiddete yönelttiği belirtilen raporda, kurumsal eksiklikler de vurgulandı. Acil servislerin aşırı kalabalık, iş yükünün çok fazla, ancak personel sayısının yetersiz olduğu belirtilirken, kesintisiz uzun çalışma saatlerinin ve sürekli fazla mesai yapılmasının şiddete yol açtığı belirtildi.
ACİL SERVİSLER SÜRGÜN YERİ OLMAMALI
Çalıştayın sonuç bildirgesinde, çözüm önerilerine de yer verildi. Önemli tespitlerin yapıldığı çözüm önerilerinde, 'Nereden gelirse gelsin şiddetle gerçekten sıfır toleransla mücadele edilmesi' gerektiğini altı çizildi. Kamu bilgilendirilmesinin çözüm konusunda önemli olduğu belirtilirken, toplumsal bilinç ve sempati uyandırılmasının şiddeti azaltacağı, toplumda sağlık çalışanına olan güven ve saygının tekrar kazandırılması gerektiği ifade edildi. Acil servislerde gerginliği azaltıcı şu düzenlemelerin yapılması istendi:
-Hastanenin girişinden itibaren stresi azaltacak önlemlerin alınması, tabela, otopark düzenlemesinin yapılması
- Acil serviste yeterli sayıda refakat, danışma personelinin bulundurulması
- Hastanede çalışan tüm personelin görev tanımlarının belirgin olması
- Acil servislerin fiziksel koşullarının iyileştirilmesi, hastalar, yakınları ve çalışanlar için uygar alanlar oluşturulması
- Acil servislerin kendi laboratuarlarının, USG, BT ve bazı merkezlerde örneğin; inme merkezleri MR'ının olması
- Acilde çalıştırılacak elemanların ortama uygun karakterde olması (Acil servisler sürgün yeri olmamalı).
Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılardan sonra, saldırganların hemen serbest bırakılması sağlık çalışanları tarafından eleştirilirken, çalıştay raporunda şu hukuki düzenlemelerin yapılması gerektiği de belirtildi:
-Şiddet uygulayanlara hapis yerine kamu hizmeti verilsin ve bu ceza acil serviste çalışma cezası olsun,
- Sağlıkçılara karşı işlenen şiddet suçları kesinleştiğinde verilen cezalar para cezasına çevrilemesin,
- Gözaltı süreleri uzatılsın, savcılar kişileri hemen serbest bırakmasın,
- Şiddet olaylarını takiben kurumsal dava açılsın,
- Hukuksal destekler kolay ulaşılabilir olsun ve bürokratik engeller kalksın.
Açıklamanın sonuç bölümünde acil serviste çalışan personelin sorunlarına da yer verildi. Raporda, çalışma şartlarının iyileştirilmesinin de çözüm konusunda hayati öneme sahip olduğu belirtildi. Acil çalışanlarının düzenli olarak sağlık ve psikiyatrik kontrollerden geçirilmesi gerektiği belirtilen Rapor'da, çalışanlara yıpranma payı eklenmesi ve performans sisteminin hakkaniyetli ölçüde dağıtılması gerektiği ifade edildi.
Yapılan araştırmalara göre, sağlık alanında hizmet verenler, diğer iş alanlarında çalışanlara göre 16 kez daha fazla saldırıya uğruyor. Sağlık Bakanlığı 'Beyaz Kod Birimi'ne gelen bildirimlere göre ise Türkiye'de sağlık alanında günde en az 21 şiddet vakası yaşanıyor. Sağlık alanındaki şiddet olaylarının ise en fazla acil serviste görüldüğü belirtiliyor.