Kürtaj yasak değil ama...
Kürtaj karşıtı söylemlerin nasıl karşılık bulduğu Mor Çatı’nın araştırması ile ortaya çıktı. Araştırmaya göre İstanbul’da 37 hastaneden sadece 3 tanesi isteğe bağlı kürtaj yapıyor
MEMURLAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Her kürtaj bir Uludere’dir’ sözleri ile Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in ‘Kürtaj haram ve cinayettir’ fetvasının uygulamada nasıl karşılık bulduğu Mor Çatı’nın araştırmasıyla ortaya çıktı. Araştırmaya göre İstanbul’da 37 hastaneden sadece 3 tanesi isteğe bağlı kürtaj yapıyor.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfının İstanbul’daki 37 kamu hastanesine, telefon ile ulaşarak yaptığı kürtaj araştırması, hastanelerin yasaları nasıl yok saydığını gözler önüne serdi.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 37 hastaneyi telefonla arayarak “Kürtaj yapıyor musunuz” diye sordu. Yapılan görüşmelerde sadece 3 kamu hastanesi isteğe bağlı kürtaj yaptığını söyledi. Üstelik isteğe bağlı kürtaj yaptığını söyleyen hastanelerden sadece 1 tanesi yasal sınır olan 10 haftaya kadar kürtaj yaptığını ifade ederken, diğer iki hastane ise 8 haftaya kadar kürtaj yaptığını belirtti. Hastanelerden 12’si hiçbir şekilde kürtaj yapmazken, 17’si ise sadece bebeğin ölmesi ya da anneye zarar veriyor olması, bebeğin sakat olması, annede kanama olması ya da düşük olması gibi “zorunlu haller” diye tabir ettikleri hallerde kürtaj yapıyor.
Yaptıkları araştırmaya ilişkin sonuçlarını yazılı olarak açıklayan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, hastanelerin yasal düzenlemeyi değil, hükümet yetkililerinin kürtaja ilişkin kişisel görüşlerini referans aldıklarını çekinmeden ifade ettiklerine dikkat çekti.
Açıklamada iki hastanenin kadın doğum servisine ulaşılmadığı için kürtaj yapılıp yapılmadığına dair kesin bir bilginin alınamadığı belirtilirken, bu hastanelerin her üçünde de telefonu açan santral görevlisinin “kürtaj yapılmıyor” yanıtını verdiği ifade edildi.
Yalnızca zorunlu hallerde kürtaj yapılan hastanelerde “zorunlu hal”in, genellikle bebeğin ölmüş olması ya da annenin ölüm tehlikesinin olması şeklinde tarif edildiği kaydedilirken, “İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile yapılan görüşmede ‘Bebek ölüyse ya da tıbbi nedenler söz konusuysa kürtaj yapılıyor. Onun dışında canlı bebek alınmıyor’ denildi.
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ise isteğe bağlı kürtaj yapılmadığı, tıbbi zorunluluklar olan durumlarda heyet raporuna göre kürtaj yapılıp yapılamayacağına karar verildiği söylendi” denildi. Açıklamada aynı hastanenin kürtaj olmak isteyenleri Üsküdar Devlet Hastanesine yönlendirdiği de belirtilirken, “Bu görüşmenin hemen ardından aranan Üsküdar Devlet Hastanesi ise, Zeynep Kamil Hastanesinin kürtaj olmak isteyen kişileri kendilerine yönlendirdiği bilgisini teyit etti fakat kendilerinin de kürtaj yapmadığını söyledi.
Açıklamada, gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar isteğe bağlı kürtaj yapılabilmesini tanıyan 2827 numaralı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’a rağmen hastanelerin yasal düzenlemeyi değil, hükümet yetkililerinin kürtaja ilişkin kişisel görüşlerini referans aldıklarını çekinmeden ifade ettikleri belirtildi. Açıklamada, yasağın kaynağı olarak kürtaj karşıtı olan devlet söylemlerine işaret edilirken, ücretsiz ve güvenli kürtaj hakkının devlet söylemleri sayesinde ticarileştirildiği de vurgulanarak şöyle devam edildi: “İsteğe bağlı kürtaj hakkı yasada 10 hafta olarak düzenlenmişken şu anda İstanbul’da bu yasaya göre kürtaj yapan sadece 1 tane kamu hastanesi bulunmaktadır. Devlet, hem söylemleri hem de kürtajı zorlaştıran uygulamaları ile bir kamu hakkı olarak düzenlenmiş olan ücretsiz güvenli kürtaj hakkını kamu hastanelerinde fiili olarak yasaklamış durumda.”