Okullarda öğrencileri bekleyen 3 tehlike
Türk Tabipler Birliği “Okullarda öğrencileri bekleyen üç tehlike uyuşturucu, salgın hastalıklar ve beslenme bozukluklarıdır” dedi.
- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yönetim Kurulu üyesi Dr. Hüseyin
Demirdizen'le eğitim öğretim yılının başlaması nedeniyle okullarda
öğrencilerin arasında rastlanan sağlık sorunları hakkında
açıklamalarda bulundu.
Dr. Demirdizen “Sağlık sorunlarını üç ana başlık altında toplamak
mümkün; bunlar madde bağımlılığı, bulaşıcı hastalıklar ve beslenme
sorunlarıdır” dedi.
»Eğitim öğretim yılının başlamasıyla beraber öğrencileri
ne gibi sağlık sorunları bekliyor?
Okula alım yaşının düşürülmesi, muhafazakar nesil yetiştirme
çabası, taşımalı eğitim, öğretmenlerin yaşadıkları eğitim
sistemindeki sorunlar sağlık problemlerinin kaynağını oluşturuyor.
Toplumda bağımlılık yapıcı madde kullanımı gittikçe yükseliyor.
Özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük semtlerdeki okullara giden
çocukların arasında uyuşturucu bağımlılığının çok yaygın olduğu
gözleniyor. Madde bağımlılığı en temel sorunlardan biri. Buradaki
kaygı verici nokta, uyuşturucu kullanma yaşı düştükçe bağımlılık
ilişkisi yükseliyor. Yeni eğitim politikaları nedeniyle özellikle
büyük şehirdeki öğrenciler kendi semtinden kilometrece uzaktaki
okullarda eğitim görüyor. Çocuklar günlerinin büyük bir bölümünü
okulda ve yolda geçiriyor bu da onlarda fiziksel, ruhsal ve sosyal
sorunların ortaya çıkmasını tetikliyor.
»Günümüzde öğrencilerin okullarda bulaşıcı hastalıklara
yakalanma riski nedir?
Toplumdaki yoksulluk ve yoksunluğun artması sağlık problemlerinin
çoğalmasına neden oluyor. Bulaşıcı hastalıklar bakımından en riskli
yerlerden biri de okullar. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre
geçtiğimiz dönemde kızamık ve çocuk felci gibi biri gerçekleşen
biri risk olan vakalar yaşandı. Okullarda bulaşıcı solunum yolları
hastalıkları ile beslenmeden kaynaklanan sindirim sistemi
hastalıklarında artış görülmektedir. Ayrıca sağlıklı su kullanmak
çok önemli, biliyorsunuz Yalova'da önemli bir su krizi yaşandı.
Düzenli ve sürekli su verememenin yanı sıra sağlanan suyun
bakteriyolojik ve kimyasal olarak sağlıklı olup olmaması gibi
sorunlar yaşayabiliriz.
»Okullarda yapılan sağlık taramaları hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Geçmişte okullarda daha sık sağlık taramaları yapılıyordu fakat
günümüzde göstermelik olarak gerçekleştiriliyor. Hükümetin koruyucu
sağlık hizmetleriyle ilgili aman aman bir perspektifi yok. Tarama
toplumda sıkça görülen veya beklenen hastalıkların önceden
bulunması ve sorun haline gelmeden önlenmesidir. Önemli bir ağız
diş sorunu var, beslenmeye dayalı kansızlık, boy kilo sorunu,
parazit gibi problemler var. Şimdi bunlarla mücadele etmek daha
kolay hem tedavi yöntemleri gelişti hem de medyayla insanları
bilgilendirmek kolaylaştı, tabii doğru kullanıldıklarında.
»Hükümet sağlık sorunları yaşandığında nasıl bir tutum
sergiliyor?
Sağlık sorunlarını görmezden gelen, yok sayan bir hükümet var.
Tıpkı iş cinayetlerini görmezden geldiği gibi, görenleri susturmaya
çalıştığı gibi. Geçtiğimiz yıl boyunca ısrarla kızamık salgını yok
dendi. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye kızamık açısından bir risk
ülkesidir diye belirttikten sonra aşılamadaki sorunları gidermeye
çalıştılar. Çünkü hastalıkların bir bölümü eğitim yoluyla, bir
bölümü bağışıklama yoluyla, bir bölümü tedavi ve yaşam koşullarının
iyileştirilmesi gibi eylemlerle korunabilir. Hepsi için ortak bir
yol yok. Çevresel sorunlarının da hızla artması bu dönemi yakından
takip etmemizi gerektiriyor.
»Sağlıkla ilgili yayınlanan kamu spotları hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Kamu spotları tek başına işlevli değildir. Başka verilerle başka
kanallarla, başka yöntemlerle desteklenmedikçe, sürekli hale
getirilmedikçe bazen ne yazık ki reklammış etkisi yaratıyor. Bizim
genel olarak gördüğümüz içeriklerindeki sorunlardan daha çok
kamunun yaygın olarak izleyecekleri saatlerde değil de çoğu zaman
insanların uyudukları saatlerde yayınlanması. Bu spotları
destekleyecek sivil toplum kuruluşlarıyla ortak hareket etmek
istememe gibi bir alışkanlığı var hükümetin. Çünkü bazı spotlar
biraz daha görünür hale geldiğinde yaşam biçiminde değişiklik
yapmanız gerekiyor. Örneğin beslenme zincirindeki bir takım sorun
obeziteyi tetikliyor. Günümüzde endüstiriyel olarak hazırlanan
besinlerin içeriğinde daha çok karbonhidrat, vitamin, hormon yer
alıyor. Ayrıca raf ömürünün uzatılması için kullanılan katkı
maddeleri de sağlık yol açabiliyor. Çok yediği için ya da yetersiz
beslendiği için sağlık sorunları yaşayanlar var. Sadece obezite
kötüdür yürüyün demekle olmaz besin zincirinin iyileştirilmesi
gerekir. Sorunun nedenleriyle değil sonuçlarıyla ilgilenmemizi
sağlıyorlar.