Sağlık çalışanlarını bekleyen büyük risk!
Türk Biyokimya Derneği'nin düzenlediği sempozyumda, sağlık kuruluşlarında güvenlik kültürü, iğne batma vakaları, laboratuvar güvenliği ve kazaları, kan alma ve kan alma hataları gibi çeşitli konular ele alındı.
Sağlık çalışanlarının karşılaştıkları en sık yaralanma olarak gösterilen "iğne batması", virüs bulaşmasına bağlı "ölüm" riski taşıyor.
Verilere göre, dünyadaki 35 milyon sağlık çalışanı, her yıl
Hepatit B, C ve HIV ile sonuçlanan 2 milyon iğne batma yaralanması
ile karşılaşıyor. Tüm vakaların yüzde 40 ila 75'nin raporlanmadığı
ifade edilen veriler, her üç yaralanmadan birinin HBV, her 30
yaralanmadan birinin HCV, her 300 yaralanmadan birinin ise HIV ile
sonuçlandığını gösteriyor. Son yıllarda bu virüslere, Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi (KKKA) ve Kuş Gribi de eklendi.
Türk Biyokimya Derneği (TBD) tarafından geçtiğimiz günlerde
düzenlenen 2. Hasta ve Çalışan Güvenliği Sempozyumu'nda, sağlık
kuruluşlarında güvenlik kültürü, iğne batma vakaları, laboratuvar
güvenliği ve kazaları, kan alma ve kan alma hataları gibi çeşitli
konular ele alındı.
AA muhabirinin sempozyum sonrasında yetkililerden aldığı bilgiye
göre, mesleki kazalar ve sonuçları dünyada olduğu gibi Türkiye'de
de 450 bin sağlık çalışanını yakından ilgilendiriyor. Bu tür kaza
ve yaralanmalar, hem sağlık hem de ekonomik açıdan ciddi zararlara
yol açıyor. Mümkün olan en güvenli çalışma ortamına ulaşmak, iğne
ve kesici-delici cisimlerle yaralanmaları önlemek için bütünsel bir
yaklaşım oluşturulması gerekiyor.
Sağlık çalışanları için hastanelerdeki en büyük tehditlerden biri
"iğne batmaları" olarak gösterilirken, AB'ye üye ülkelerde sağlık
kuruluşlarında bu tür yaralanmaları önlemek amacıyla yasa
çıkarıldı. 11 Mayıs 2013'de yürürlüğe giren yasa, mümkün olan en
güvenli çalışma ortamına ulaşmak amacıyla eğitim verilmesi,
gereksiz iğnelerin ortadan kaldırılması, etkili bir kesici-delici
cisim atık sistemi, iğne kapağının tekrar kapatılmasını men etme,
aşılama, kişisel korunma araçlarının kullanımı, risk değerlendirme
temelinde güvenlikli koruma mekanizmalarını birleştiren tıbbi
cihazların sağlanması, uygun gözetim, takip ve müdahaleyi
içeriyor.
Verilere göre, "Tüm dünyadaki 35 milyon sağlık çalışanı, her yıl
Hepatit B, C ve HIV ile sonuçlanan 2 milyon iğne batma yaralanması
yaşıyor"
İğne batması sonucu yaralanmalarda ölüm riski
Avrupa'da her yıl bir milyondan fazla iğne batma yaralanması olduğu
düşünülüyor. Bu da günde 2 bin 700'den fazla yaralanmaya karşılık
geliyor.
Tüm dünyadaki 35 milyon sağlık çalışanı, her yıl Hepatit B, C ve
HIV ile sonuçlanan 2 milyon iğne batma yaralanması yaşıyor. Ancak
bu rakam, raporlanma sayılarıdır ve araştırmalar, tüm vakaların
yüzde 40 ila 75'nin raporlanmadığını gösteriyor. Yaralanma sonucu,
Hepatit B (HBV), Hepatit C (HCV), Hepatit G (HGV), HIV (AIDS),
herpes, ebola gibi patojenler bulaşabiliyor. Bulaşabilecek
patojenlerden en tehlikelisi, iğne batma yaralanması sonucu virüsün
vücuda girdikten sonra tehlike arz edebilir antikor oluşturması
şeklinde oluyor. Buna göre, her üç yaralanmadan biri HBV, her 30
yaralanmadan biri HCV, her 300 yaralanmadan biri HIV olarak
sonuçlanıyor. Son zamanlarda bu virüslere, Kırım Kongo Kanamalı
Ateşi (KKKA) ve Kuş Gribi (H5N1) de eklendi.
İğne batması sonucu hastalık bulaşan sağlık
çalışanları
İğne batması sonucu çeşitli hastalıkların bulaştığı sağlık
çalışanları, tedavilerinin yanı sıra hukuki açıdan da mücadele
vermek zorunda kalabiliyor.
Amerikan Kızıl Haç'ının 13 yıllık hemşiresi Diane Mawyer, iğne
batma yaralanmaları, vücut sıvılarına maruz kalma gibi olayları sık
sık yaşarken, 1993'te HCV teşhisi konulan Mawyer, 2 karaciğer ve
bir böbrek transplantasyonu geçirdi. Son zamanlarda haftada 3 kez
diyalize giren Mawyer'in, tedavi masrafları yaklaşık bir milyon
doları buluyor.
Sağlık çalışanı Lisa Black ise 1997'de , Nevada'da AIDS'in son
fazında olduğu bilinen bir hastaya ait iğnenin batması sonucu
yaralandı. Yaralanmadan 9 ay sonra Lisa Black'e semptomların ortaya
çıkması ile HIV ve HCV teşhisi konuldu. Tazminat ödemeleri, eldiven
takmadığı gerekçesiyle yüzde 25 oranında kesintiye uğrayan Black,
çok genç yaşta hayata gözlerini yumdu.
Türkiye'de de hemşire N. K., 2006 yılında İzmir Alsancak Devlet
Hastanesi'nde, hastadan kan aldığı şırınganın eline batması sonucu
eline battı ve Hepatit C'ye yakalandı. Şırınganın batmasının
ardından hemen kan tahlili yaptıran ve o sırada test sonucu negatif
çıkan 25 yıllık hemşire N.K.'nin kan testi, 3 ay görev yaptıktan
sonra pozitif tespit edildi. Tedavisi, Ege Üniversitesi
Hastanesi'nde devam eden N.K'ya haftada bir iğne yapılıyor.
"Her üç yaralanmadan biri HBV, her 30 yaralanmadan biri HCV, her
300 yaralanmadan biri HIV olarak sonuçlanıyor. Son zamanlarda bu
virüslere, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve Kuş Gribi de
ekleniyor"
Hemşire Nazlı Yazıcı da 2007 yılının Temmuz ayında Çorum Kadın
Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi'nde kene ısırması sonucu gelen
bir hastadan kan örneği almaya çalıştığı sırada iğnenin eline
batmasıyla tedavi altına alındı.
Olaydan bir süre sonra fenalaşan Nazlı Yazıcı, Ankara Numune
Hastanesi'ne sevk edildi. Yapılan tüm müdahaleye rağmen, Yazıcı
hayatını kaybetti.
Yaralanmalar, güvenlikli davranış ve güvenli ürünle yüzde
80 oranında azaltılabilir
İğne batmasıyla yaralanmaları azaltmak için koruyucu tedbirlerin
uygulanması önem taşıyor. Bu tedbirler, “Risk değerlendirme,
bilgilendirme, farkındalık yaratma, eğitim, gözetim, standart
önlemler ve güvenli enjeksiyon politikası” olarak sıralanıyor. İğne
batmasıyla yaralanmaların yüzde 30'undan fazlasının, eğitimlerle
verilen davranış değişiklikleri ile önlenebileceğinin altı
çiziliyor. Bu değişiklikle birlikte daha güvenli tıbbi araç ve
cihazların kullanımı, genel maruz kalmalarda, vakaların yüzde 50
azalması öngörülüyor.
İçi kanla dolu olan iğnelerin batmasıyla oluşan, en fazla
enfeksiyon riski taşıyan yaralanmaların, güvenlikli davranış ve
güvenlikli ürünlerin birleştirilmesiyle, yüzde 80 oranında
azaltılabileceği belirtiliyor. Bu konuda önlemler alan ülkelerden
İtalya, iğne başlıklarının tekrar takılmasını 1990 yılından bu yana
yasaklandı. Kesici-delici cisim atık kutuları her yerde bulunuyor,
fakat farklı yerleştiriliyor. Bazı yerlerde her odaya, bazı
yerlerde hemşire istasyonlarına, en sık ve en uygun olarak da
tekerlekli servis arabalarına yerleştiriliyor.