Tabipler Birliği'nden 'Şehir Hastaneleri' isyanı
"Şehir Hastaneleri" projesine isyan eden Türk Tabipler Birliği, Başbakan Erdoğan'a seslendi, "Bunu sağlıkçılara yapamazsınız" dedi...
Türk Tabipleri Birliği, Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen "Şehir Hastaneleri" projesi için Başbakan Erdoğan'a seslendi. “Şehir hastanesi” projelerine ilişkin bütün gerçekleri biliyor musunuz?" diye soran Tabipler Birliği tasarıdaki sakıncalara dikkat çekti.
İşte Tabipler Birliği'nin "Sayın Başbakan Bunu Sağlıkçılara Yapamazsınız" dediği açıklama metni:
“9 yıllık hayalim” dediğiniz“Şehir Hastanelerine” ilişkin TBMM'ye gönderdiğiniz Tasarı bu günlerde Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor.
Biz de orada tutanaklara geçen resmi açıklamalardan çok şey öğrendik. Öğrendiklerimizden hayretler içinde kaldık, onun için size sesleniyoruz;
Sayın Başbakan “Şehir hastanesi” projelerine ilişkin bütün gerçekleri biliyor musunuz?
Örneğin Tasarıdaki bazı ibarelerin gün olur Türkiye'de Sağlık Bakanlığı kaldırılırsa diye eklendiğini biliyor musunuz?
45 bin yeni yatak yapılacağını söylediğiniz halde “şehir hastanesi” projelerinin mevcut hastanelerin kapatılması, yatak sayısının azaltılması şartıyla yapıldığını biliyor musunuz?
“Dışarıda sedyelerde insanlar olmasın, bizim istediğimiz bu” diyerek anlattığınız hayaliniz ile bu Tasarının bir ilgisinin olmadığını biliyor musunuz?
Tasarı'daki bir madde ile hekiminden teknisyenine ebesinden hemşiresine tüm sağlık çalışanlarının taşeron işçisi haline getirileceğini biliyor musunuz?
Bu devasa “şehir hastanelerinde” çalışacak binlerce kişinin işyerine gelmek için kullanacağı servisten, çocuklarını bırakacakları kreşe kadar her yerin “ticari alan” olacağını biliyor musunuz?
Morg ve gasilhanenin de şirkete devri mümkün “ticari alan” olarak sayıldığını biliyor musunuz?
Türkiye'nin en büyük şehirlerine yapılacak bu hastanelerin tamamlanmasından sonra o şehirde neredeyse başka “Devlet” Hastanesi kalmayacağını mevcutların kapatılıp yerlerinin şirketlere verileceğini biliyor musunuz?
İhaleyi alan şirketlere kredi verecek çok uluslu finans kuruluşlarının, uygun görmeleri durumunda Hastanelere el koyup yöneteceklerini biliyor musunuz?
Şehir hastanesi ihalelerini alan şirketlere sanki otoyol işleteceklermiş gibi toplumu hasta etmek üzerinden yüzde 70 doluluk oranı vaat edildiğini biliyor musunuz?
İhale alan şirketlerin alacakları kredilere ve bunların her türlü ek masrafına doğrudan Hazine garantisi verildiğini, her türlü Damga ve Harçtan vareste, KDV'den muaf olduklarını biliyor musunuz?
Bugünden yarına büyük yatırım bütçesi isteyen bu “projeleriniz” için finansman sağlayacağı söylenen kamu özel ortaklığı yönteminin Tasarı sayesinde en küçük birime kadar yayıldığını, hastanelerin dış cephe yalıtımını yaptırmak için bile tıbbi hizmet satınalınarak yapılacağını biliyor musunuz?
Bu hastanelerde Sağlık Bakanlığı'nın kiracı olacağını biliyor musunuz?
Hatta Sağlık Bakanlığı'nın Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun kendi binalarında şirketlerin kiracısı olacaklarını biliyor musunuz?
Bizleri, çocuklarımızı, hatta torunlarımızı yarım asır süreyle borçlandıracağını; bugüne kadar yapılan ihalelerle bile şimdiden 60 katrilyon lira borçlandığımızı biliyor musunuz?
Sayın Başbakan, bütün bunları öngörerek, isteyerek bu Tasarıya imza atmış olamazsınız?
Yüzbinlerce sağlık çalışanını güvencesiz taşeron işçisine dönüştürme, katrilyonlarca lira tutarında kamu kaynağını kredi şirketlerine aktarma, devlet hastanelerini alışveriş merkezi ya da rezidans yapsınlar diye şirketlere verme, o şehirde vatandaşların gideceği başka bir hastane bırakmama esasına dayalı bir projeniz yoksa…
Eğer hayallerinizi süsleyen proje bu anlattıklarımıza benzemiyorsa -ki benzemiyor- bu Tasarıyı geri çekin.
Türk Tabipleri Birliği