Bebeklerin yüzde 1'i kalp hastası
Medicana Hospital Çocuk Hastalıkları ve Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hasan Güven, doğuştan kalp hastalığı görülme riskinin 100 doğumda bir olduğunu belirtti.
MEMURLAR- Konuyla ilgili açıklama yapan Dr. Güven, Türkiye'de saatte 160, yılda ortalama 1,4 milyon bebek doğduğunu söyleyerek, yılda 14 bin kalp hastalıklı bebeğin dünyaya geldiğini belirtti. Çocuklarda en sık görülen kalp hastalığı belirtilerinin bebeklik çağında hızlı nefes alıp verme, emmede güçlük, aşırı terleme, morarma ve üfürüm duyulması olduğunu ifade eden Güven, kilo alamama, sık hastalanma gibi durumların da doğuştan kalp hastalıklarından kaynaklanabileceğini bildirdi.
Çocuklarda üfürümün bir hastalık değil hastalık belirtisi olduğunu vurgulayan Dr. Hasan Güven, "Çocuğunuzun kalbinde üfürüm duyuluyorsa kalbinde delik de olabilir, tamamen normal de bulunabilir (masum üfürüm). Amerikan Pediatri Derneği masum üfürüm teşhisini Çocuk Kardiyoloji uzmanı tarafından konulması gerektiğini bildirmiştir. Üfürüm duyulan çocukların mutlaka Ekokardiyografi ile değerlendirilmesi gereklidir." dedi.
Yaşamın ilk 30 günü içindeki bebek ölümlerinin yüzde 15'inin doğumsal kalp hastalıklarından kaynaklandığını anlatan Dr. Hasan Güven, şunları kaydetti:
"Özellikle yaşamın ilk bir ayında doğuştan kalp hastalıkları hiç bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle bebeklere ilk 30 gün içerisinde yapılacak bir ekokardiyografik inceleme doğuştan kalp hastalıklarının teşhisinde kesin yöntemlerden biridir. Bu incelemenin annenin ve bebeğin organlarına bir zararı yoktur. Gebelerde de güvenle uygulanır ve işleme Fetal Ekokardiyografi adı verilir. Okul çocukluğu dönemindeki kalp hastalıklarında ise göğüs ağrısı, çarpıntı, çabuk yorulma, baygınlık yine üfürüm duyulması gibi belirtiler ön plana çıkmaktadır. Çocuklarınıza daha önce yaptırmamış bile olsanız okul döneminde yaptıracağınız bir ekokardiyografik inceleme ileride spor sahalarındaki ani ölümleri engelleyebilir."
Dr. Hasan Güven, toplumun yüzde 20'sini etkileyen ritim bozukluğunun anne karnında bile ortaya çıkabildiğine dikkati çekerek, "Bebeklerde ise aşırı huzursuzluk, kalp atışlarının hızlı olması, emmede güçlük, morarma vb belirtiler gösterebiliyor. Bu nedenle anaokulu başlangıcında EKG çekilmesi ve çocuk kardiyoloji uzman hekim değerlendirmesi önemlidir. Çocukluk ve Ergenlik döneminde aşırı tüketilen çay, kahve, özellikle kafein içeren enerji içecekleri ritim bozukluklarına yol açabilir." uyarısında bulundu. Kalp fonksiyonlarını en kötü etkileyen faktörlerden birinin obezite olduğunu vurgulayan Dr. Hasan Güven, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Toplumumuzda çığ gibi artan obezite; çocuklarda hipertansiyon, insülin direnci ve buna bağlı şeker hastalığı, hiperkolesterolemi gibi hastalıklara yol açmaktadır. Damar sertliğinin artık çocukluk çağında başladığı kesin olarak gösterilmiştir. Bu nedenle çocuklarımızı düzenli spor yapmaya ve dengeli beslenmeye alıştırmalıyız. Çocuğunuz Obez ise tansiyonunu ölçtürün, açlık kan şekeri, insülin düzeyi ve kolesterollerine baktırın. Karaciğer yağlanması açısından Batın USG yaptırın. Özellikle takım ve yarışma sporları yapacak çocuk ve gençlerin öncesinde EKG ve ekokardiyografik ile Çocuk Kardiyoloji uzmanı tarafından muayene edilmesi ileride ortaya çıkabilecek istenmeyen olayların erken teşhisi ve tedavisi için gereklidir."
Doğumsal kalp hastalıklarının anne karnında en sık görülen anormallikler arasında ilk sırada yer aldığını ifade eden Dr. Hasan Güven, "Doğumsal kalp hastalıklarının yüzde 90'ı düşük risk grubundaki normal gebelerde ortaya çıkıyor. Ancak yüksek risk grubunda (35 yaş üstü gebelikler, akraba evlilikleri, USG de şüpheli bulgu saptananlar, ritim bozuklukları, tüp bebek vb) olan gebelerde belirgin olarak görülme sıklığı artıyor." diye konuştu. Güven, gebelikte doğuştan kalp hastalıklarının tarama testi olarak fetal ekokardiyografinin (anne karnında bebeğin kalbinin ayrıntılı incelenmesi) 16. haftadan itibaren yapılabileceğini kaydetti. Güven, "Bu işlem çocuk kardiyoloji uzmanları tarafından yüzde 95 başarı ile yapılır. Fetal Ekokardiyografik incelemenin hamile olan tüm kişilere yapılması uygundur." ifadelerini kullandı.