Bedenler ölümden bir yıl sonra bile hareket eder! Bilim dünyasının aydınlığa kavuşturduğu 15 ilginç keşif!
Uzayın son sınır olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bir de insan vücudunu deneyin. İnsan vücudu her dakika o kadar harika şeyler yapıyor ki, bazılarından henüz haberdar bile değiliz.
İnsanlar kıkırdaklarını yeniden büyütebiliyorlar.
Ekim ayında Science Advances isimli dergide yayınlanan teze göre, tıpkı kertenkelelerin kuyruklarının yeniden büyüdüğü gibi, insanlar da kıkırdaklarını yeniden büyütme yeteneğine sahipler. Kuzey Carolina'daki Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden doktor, tıp, ortopedi ve romatoloji alanında uzman patoloji profesörü Virginia Byers Kraus şöyle diyor; "İnsan kıkırdağının iyileşebileceğini ve bunu en iyi bilekte, dizde orta bir seviyede ve kalçada alçak bir seviyede yapabildiğini keşfettik." Aşınmaya bağlı ekrem iltihaplarının ya da kireçlenmenin kalçalar ve dizlerde bileklere oranla daha sık görülmesinin nedeni bu olabilir. Araştırmacılar ayrıca kertenkelede hücreleri yenileyen mikroRNA isimli moleküllerin insanlarda da kıkırdak iyileşmesi sürecini kontrol ettiğini keşfetti. "Bu çok önemli çünkü bu mikroRNA'ları artırmanın dünyada ve ABD'deki en yaygın aşınma türü olan kireçlenme tedavisinde yeni bir yaklaşım olabileceği anlamına gelebilir."
Bedenler ölümden bir yıl sonra bile hareket eder.
Bilim insanları öldükten sonra insan vücuduna olan acayip şeylerin hepsini hala bilmiyor. Fakat araştırmacıların zamanaşımı fotoğrafçılığı kullandığı ve suç soruşturmacılarına yardımcı olabilecek bir keşifte, bedenlerin ölümden bir yıl sonra bile hareket edebildiği ortaya çıktı. Ölüm sonrası zaman aşımı fotoğrafçılı üzerine yaptığı araştırmayı bu yılın başında Forensic Science International Synergy'de yayınlayan Avustralya'daki Central Queensland Universitesi'nden adli bilim öğrencisi Alyson Wilson, "Araştırmam boyunca çürümenin erken aşamalarında, mesela karnın şiştiği zamanlarda ve ölüm katılığıyla hareketlilik görmeyi bekliyordum. Araştırmanın ortaya çıkardığı şey ise vücudun bütün uzuvlarının araştırmanın sürdüğü 16 ay boyunca hareket etmeye devam etmesi oldu. Bu beklenmedik bir sonuçtu ve hareketlerin oranı hayrete düşürücüydü" dedi. Mesela, vücudun yanında dümdüz duran kollar tamamen dışa doğru hareket edebiliyordu. "Bildiğim kadarıyla hiçbir çalışma insanın ölümden sonraki hareketlerinin miktarını belirlemedi. Ölüm anında vücudun pozisyonu ölümün nedenini ve ölümü çevreleyen durumları anlamak için çok önemli. Ölümden sonra gerçekleşen herhangi bir hareket adli araştırmalar için oldukça önemli bir yer kaplıyor."
Bir "acı organımız" olabilir.
İster inanın, ister inanmayın ama bilim insanlarını vücudunumuz içinde oldukların habersiz oldukları yeni organlar bile keşfediyorlar. Science isimli dergide Ağustos ayında yayınlanan araştırmaya göre, bu sefer derimizin içinde ızgaramsı ağ şeklinde acıyı hisseden hücreler keşfettiler. Acının sinir uçları tarafından hissedildiğine dair yaygın inanışın tersine, "araştırmamız bu sinirlerin derideki daha önce bilinmeyen bir tür hücre ile kaplı olduğu ve bu hücrelerin de acı hissiyatını başlatabilen acı uyaranlarına cevap verdiğini gösteriyor" diyor Stockholm, İsveç'teki Karolinska Institutet'ten tıbbi biyokimya ve biyofizik profesörü Patrik Ernfors.
Bu hücreler "sinirlerle birlikte ağımsı bir ızgara oluşturarak derinin tam dış katmanının hemen altında zararlı uyaranların hissedilmesinde aktif bir rol oynayan duyusal uç organlar inşa ediyor." Bu bulgular kronik ağrı bozuklukları için önemli anlamlara sahip olabilir. "Bu şu an üzerinde çalıştığımız fakat henüz cevabımızın olmadığı bir şey."
Beynimiz kalabalıkta nasıl dinlediğimizi kontrol ediyor.
Kalabalık ve gürültülü bir restoranda otururken beyninizin nasıl tek bir kişinin söylediklerine odaklanabildiğini hiç merak ettiniz mi? İşitme cihazı teknolojisinde yeni gelişmelere yol açabilecek bir keşifte, bilim insanları beynin hangi sese odaklanacağını nasıl seçtiği konusuna açıklık getirdiler. Neuron isimli dergide Ekim ayında yayınlanan bulgular hakkında New York'taki Columbia Üniversitesi Zuckerman Enstitüsi'nden neromühendis Dr. Nima Mesgrani "Hepimiz gürültülü seslerle dolu bir odada olup bu seslerin hepsini yok sayabilir ve sadece dinlediğimiz kişiye odaklanabiliriz." diyor. "İşitme korteksimizin farklı kısımlarının bu zor bilişsel problemin çözümünde nasıl görev aldığını araştırdık ve bu bölgeler arasındaki etkileşimin hedef konuşmanın seçilmesine nasıl olanak sağladığını ortaya çıkardık."