Çalışma Bakanı'ndan kıdem tazminatı için yeni açıklama!
NTV canlı yayınında soruları yanıtlayan Çalışma Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı, intibak davası, madenlerdeki iş güvenliği gibi konularda açıklamalar yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, canlı yayında NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.
Kıdem tazminatında bazı konuları netleştirelim. Siz sayın Başbakan'la yapılan toplantıdan sonra seçimden önce gibi bir ifade kullandınız ama takvimlere bakarsak sanki seçimden önce Meclis'te bir adım atılması zor gibi görünüyor.
Bir kere seçime gidiyor Türkiye ve bu konuların tartışılmasından rahatsız değiliz. Çalışanların karşı karşıya kaldıkları mağduriyetleri ortadan kaldırma ile ilgili bir düzenlemenin peşindeyiz. 1936’dan beri var olan kıdem tazminatı uygulaması çeşitli evreler geçirmiş. Netice itibariyle bir yıl çalışma kaydıyla bir brüt maaş kıdem tazminatı olan patronun cebinde işçi adına duruyor 15 sene. 15 sene sonra almaya hak kazanıyor. Biz bu sistemin sürdürülebilir olmadığını işçilerimizin kıdem tazminatını alamadığını, giriş ve çıkışlar yapılarak bir yıl dolmadığı için bu hakkın elde edilemediğini görüyoruz. Bizde diyoruz ki bırakalım bu eski sistemi ve fon sistemin geçelim. Her ay işçi nasıl maaşını alıyorsa kıdem tazminatı da kendi hesabına yatırılsın. Patronun geleceğini düşünerek değil tabi ki bir işçi işyerini düşünecek bu ayrı bir olay ama kıdem tazminatının patronun öz sermayesi olarak kullanılması ve 15 sene sonra işçinin kendisine döneceğini bilememesi işçinin önüne 15 yıl düşünce koyuyor. Biz de her ay tazminatı hesabına yatırılsın diyoruz. Problem biz şu anda kıdem tazminatını hak ettik bir sorunda yok bizim işletmemizde kamuda çalışıyoruz veya önemli işletmelere çalışıyoruz o zaman sistemde kalabilirsin sorun yok. Geçmek istiyorsan fon sistemin geçebilirsin. Burada bir hak kaybına dayalı bir çalışma yok. Yüzde 85 işçiler hak kaybıyla tazminat kaybıyla karşı karşıya. Bunu savunmak sendikaların görevi olamaz. Türkiye seçime gidiyor bu konuşları tartışmak faydalı. Ama bugünlerde meclisin gündemi zaten sıkışık. Ben çalışma bakanı olarak son aylarımız geçiriyoruz bakanlıkta. Çok önemli düzenlemelere imza attık kıdem tazminatının da bu dönemde çıkarsa ben vicdanen çok rahat olacağım.
-Ortada bir tasarı olmamasına rağmen bir yıla bir ay uygulamasının değişeceği daha az miktarda olacağı yönünde.
Böyle bir şey yok ki bir değerlendirme bir konuşmamı var böyle. Biz tam tersine bireysel emeklilikte hazinenin güzel bir uygulaması var acaba buradan bu katkı sunularak piyasalarda acaba bu konu işçinin aleyhine gelişen bu durumlar nasıl giderilir diye çok açık bakıyoruz. Bu konu hükümet işçi otururuz çok kısa sürede mutabakatla bu masadan kalkma imkanımız var. İşveren içinde 100 işçisi varsa 15 sene sonra karşısına ciddi bir meblağ geliyor. Herkesi rahatlatacak bir sistem bu.
-İş güvenliği ve madenlerle ilgili yönetmelik değişti ve bir hayat hattı kurulması söz konusu oldu. Bu Soma'dan sonra tartışılan yaşam odasının işlevini sağlayabilecek bir düzenleme mi?
Yine yanlış anlaşılan bir konu. Çalışma hayatında neler yapmamız gerektiğini biz biliyoruz. Maden kazaları öncesinde bir iş sağlığı güvenliği yasasını çıkardık. Bu yasa çağdaş modern bir yasa ama cezayı öngörmüyordu. Ama gördük ki yaşanan olaylarda çalışma hayatının mevzuatı çok önemli. İşverenin olaylara bakışı ve farkındalığı çok önemli. Bir de işçi kardeşimizin iş güvenliği ile ilgili algısı çok önemli. Mevzuat işçi işveren uyumlu olursa iş kazalarını yok noktasına çekmek mümkün. 2012 ile 2015 arasında başka bir şey kaldı mı bilmiyoruz meclisteki torba yasada geçerse eksik kalmıyor. Biz maden yönetmeliğinde değişikler yaptık şu anda. Bu fosforlu hayat hattı ne demek? Aşağıda madende 400-500 metre yerin altında bir kaza meydana gelirse bir elektrik kesintisi meydana gelirse o fosforlu hatta tutunarak gün yüzüne çıkıyor. Çip sistemini getirdik. Bir olay meydana geliyor veya meydana gelme den hangi işçi nerede bunu noktasal olarak tespit etme imkanımız var. Ayrıca yaşam odası. Kömür madenlerinde yaşam odası olmaz diyorum anlamıyor insanlar. Diğer madenlerde olur. Yangından dumandan zehirlenmeden bahsediyoruz. Burada bir an önce ocaktan çıkma hedefi olması gerekiyor. Bu düzenlemede oksijen maske dolum tesisi ve değiştirme tesisi sistemini getiriyoruz. 15 dakika ve yarım saatte bir maskesini değiştireceği istasyonlar kuruyoruz. Bunun dışında detaylı sondaj sistemi geliyor. Desandre dediğimiz maden ocağına inen eğim 18 dereceyi geçmeyecek. Eğer geçiyorsa mekanik iniş yapacaksınız yaya gitmeyecek işçi. Tüm değerlendirmeler kaza diyebilmeli aksi takdirde tüm yürekler yanıyor.
İşsizlik konusunda dünyadan daha kötü durumdayız eleştirisi var ve 2014 hedefi yüzde 9.6'ydı ama gerçekleşme 9.9 oldu. Sizin tespitleriniz ne gösteriyor işsizliğin seyri konusunda?
Ben muhalefete hep söylüyorum bilgiye dayalı değilse bunun karşılığını alma şansınız yok. Bizdeki muhalefet anlayışı söyle gitsin vur gitsin temelsiz dayanıksız muhalefet yapıldığını zannediyorlar. Geçen Kemal Kılıçdaroğlu bayramlarda emeklilere iki bayram maaşı vereceğiz diyor. Böyle bir muhalefet anlayışı olamaz diye ben düşünüyorum. Hele sayın Kemal Kılıçdaroğlu gibi bu işin içinden gelmiş zarar nedir açık nedir bunları yaşamış yaşatmış bir insan olarak 25 katrilyon asgari bir SSK'ya yeni bir maliyet getirirken nereden karşılayacağını düşünmesi gerekiyor. Biz yıllardır uğraşıyoruz sosyal güvenlik açıklarını 20 milyara çektik. Gelin 25 daha ilave edelim bu 45 katrilyona çıksın dediğiniz zaman yaptığımız mücadelenin ne anlamı kalır? Biz vermedik mi zamlar yaptık artışlar yaptık. Nitekim bir emekli çok açık itirazda bulundu kendisine bana aylık artış yapın ikramiye vermeyin dedi. Biz hiçbir ücretliyi ve emekliyi enflasyona ezdirmedik. Ama yeterli değil bir iyileştirme olsun ama hesaplı kitaplı bir iyileştirme olsun. İşsizlik sorunu dünyanın sorunu. Küresel piyasada çok büyük sıkıntıları var. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler bunlardan etkileniyor ülkemiz ateş çemberinin içinde. Tüm bunlar ekonomiyi etkiliyor. Ama Türkiye'deki işsizliğin 9.9 olmasında asıl neden işgücüne katılım oranında yüzde 2.2'lik artış var. Yani 2013 yılında yüzde 48.3 olan işgücüne katılım yüzde 50.5'e yükselmiş. Yaklaşık 1 milyon 740 bin kişi bir yıl içinde işgücüne katılmış. Neden katılmış? İşkur 2014 yılında 700 bin kişiyi işe yerleştirdi. Bu da iş gücünün işe erişimini işçinin iş bulmasını kolaylaştırıyor. Ayrıca biz 2014 yılında 1 milyon 300 bin kişiyi işe yerleştirmişiz. Bu küresel ve bölgesel gelişmeleri dikkate alarak bir başarısızlıktan bahsetmek söz konusu değil. İşkur Türkiye'de işgücü talep araştırması yapıyor 130 bin işyerini ziyaret edeceğiz. Hangi mesleklerde nerede nasıl bir elemana ihtiyaç var? Tespitler neticesinde de istihdam sayımız artıyor bu çalışmalarda istihdam sayımız daha da artacak.
2000 yılı sonrasında emekli olanlar içinde bir intibak beklentisi var. Bu yönde bir adım atılacak mı?
2000 öncesinde siyaset emeklilik sistemine çok müdahil olmuş bir oy avcılığına dönüştürülmüş ve sistem tahrip olmuştu. Geçmişe dönük bazı adaletsizliklerin olduğu kesin. 2000 öncesi ile ilgili seçimlerde verdiğimiz sözü yerine getirme adına yaklaşık 2 milyon emeklimizi ilgilendiren eşit zamanlı çalışmalarına eşit prim ödemelerine rağmen farklı zamanlarda emekli oldukları için ücretlerdeki dengesizliği önlemeye dönük intibak düzenlemesini yaptık. 2000'den sonra ise farklı sistemlerde orada da var. Orada bir adaletsizlik varsa onu da gidermek yöneticilerin görevidir.
Taşeron işçilerine özellikle karayollarında çalışanlar için kadroya alınması gibi bir hazırlık olduğunu biliyoruz. Yakın zamanda bir kadroya alma işlemi olur mu?
Taşeronla ilgili nihai bir düzenlemeyi yaptık. Şimdi bir bakanlar kurulu kararı yayınlanacak ben arzu ediyorum seçimden önce yayınlansın. Ama yetişmezse seçimden sonra ilk yayınlanacak bakanlar kurulu kararlarından birisi hangi işlerin yardımcı işler olduğunu içeren bir karar olacak. Bu yayınlandıktan sonra bunun dışındaki tüm işler asıl işlerdir artık orada kadrolu insanların çalışması gerekiyor. Şimdi bu düzenleme oluncaya kadar bir karmaşa yaşandığı doğru. Binlerce işçi mahkemeye gitti bir asıl işçi gibi çalışıyoruz ve onların aldığı ücret kadar ücret alamıyoruz sosyal haklara sahip değiliz. Dolayısıyla bizim de asıl işçi sayılmamız gerekir şeklindeki taleplerini yargı onayladı. Karayolları 6400 olduğu için büyük bir rakam bununla ilgili sayın başbakanımız bir açıklama yapar mı Türk-iş ziyaretinde kendi takdiri. Ama hükümet olarak çok net söylüyorum bir eleman ihtiyacı varsa bunların yargı kararı çerçevesinde kadroya alınması ya da elemen ihtiyacı yoksa bütün tazminatlarının ödenme zorunluluğu var. Ya tazminatlarını ödeyeceğiz ya da kadroya alacağız.
Sosyal güvenlikle ilgili olarak son dönemde çok önemli adımlar atıldı bazıları önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek. Örneğin ev hizmetlerinde çalışanlara kolay sigortalılık gibi. Özellikle çalışanlar ve emekliler açısından yapılanlar arasında sizin özellikle önemsedikleriniz neler?
Bir kere bu reformun kendisi çok önemli. Dünya bir maddesini değiştirmekte zorlanırken Türkiye tümden bir sistem değiştirdi. Genel sağlık sigortası 77 milyonu ilgilendirdiği için çok önemli. İntibak düzenlemesi 2 milyon emeklimizi ilgilendiren bir düzenleme. Teşvik politikalarımız var. Emekli aylıklarına haciz gelirdi eskiden bunu kaldırdık. Bağkurlularda basamak sistemi vardı geliri artmıyordu ama prim ödemesi artıyordu buna beyan esasını getirdik. En önemlisi esnaflarımızı sosyal güvenlik kurumunda temsil eder noktaya getirdik. Prim yapılandırmaları yaptık. En önemlisi maluliyet yönetmeliğinde bir değişikliğe gittik. Burada iki tane yaptığımız konularda organ nakli yapan vatandaşlarımız iyileştiklerinde maluliyet aylığı kesiliyordu. Şimdi organ nakli olan vatandaşımızın maluliyet aylığı yaşadığı sürece devam ediyor. İkincisi kanser teşhisi kona bir vatandaşımıza da 18 ay maluliyet aylığı bağlanıyor. 18 ayın sonunda devam ediyorsa aylıkta devam ediyor. Otizm gibi gelişim bozuklukları olan hastalıklarda maluliyet yönetmeliğine dahil edildi. Şehit ailelerinden biliyorsunuz iki kişinin istihdamını düzenleyen yani sosyal güvenliği günlerde anlatsak bitmez.
Mecliste bugün komisyonlara görüşülmeye başlayacak bir torba kanun var. Bebek teşviki, çeyiz için yine devlet desteği konut alacaklara devlet desteği gibi maddeler var ama meclisin çalışma takviminin daraldığını düşünürsek hızla çıkarılması gerektiğiniz düşündüğünüz ilaveler olur mu?
Bugün sanıyorum iş güvenlikle ilgili bir noktaya geliniyor. Hemen akabinde bir torba yasa daha var 30 madde civarında. Onun akabinde bizim 90 maddelik son derece önemli düzenlemeler içeren bizim yasamız var. Birde plan bütçede bugün görüşülmeye başlanan güçlü aile dediğimiz bazı düzenlemelerin bir bölümü o yasaya konuluyor herhalde. Böylece 3 tane yasa var. Bu iç güvenlikten sonra diğerleri büyün biz uzlaşı ile meclis seçime girmeden bu paketler yasalaşır.