BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,29
ALTIN 2.932,62
GÜNCEL

Çanakkale'nin koronavirüs haritasında rahatlatan değişim

ÇANAKKALE'de, kasım ayından bu yana uygulanan sokak kısıtlamaları ve diğer tedbirler, vaka sayılarının yarı yarıya düşmesini sağladı. Çanakkale'nin aralık ayı başında kıpkırmızı olan koronavirüs haritası, 5 Ocak itibariyle yeşil ve maviye döndü. Çanakkaleliler, kısıtlamalara ve tedbirlere riayet ettiklerini ve sonucunda haritanın renginin değiştiğini belirtti.

Prof. Dr. Alper Şener ise, "Grip aşısı olur gibi bu aşıyı olup salgından bir an önce kurtulmamız gerekiyor" diye konuştu.

Koronavirüs kısıtlamaları ve tedbirleri Türkiye genelinde birçok kentte sonuçlarını vermeye başladı. Bu kentlerden biri de Çanakkale oldu. 18 Kasım tarihinde başlayan sokağa çıkma kısıtlamaları ardından Çanakkaleliler evlerine kapanarak, alınan tedbirlere büyük oranda uydu. Polis ve jandarma da kısıtlamaya yönelik tedbirlere uyulması noktasında gece gündüz denetimlerini sürdürdü. Tüm bunların neticesinde aralık ayı başında kıpkırmızı olan Çanakkale'nin koronavirüs haritası, 5 Ocak itibariyle mavi ve yeşile dönüştü.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Sağlık Bakanlığı’nın almış aldığı önlemlere Çanakkale halkının maksimum seviyede uyduğunu belirterek, "Maksimum seviyeyi, acil servise başvuru ve yatan hasta grubunda belirgin şekilde hissettik. Ama yoğun bakımda ciddi anlamda hissetmedik. Çünkü yatan hastalardan yoğun bakıma giriş ve çıkışlarını kontrol etmek pek mümkün değil. 4 hafta içerisinde yoğun bakımda hasta sayısında azalma olacağını tahmin ediyorum. Çanakkale’de son 1 ayda ciddi anlamda hasta sayısında azalma var. Dolayısıyla Çanakkale halkına teşekkür ederim. Onların sayesinde oldu bu, sadece bizim çabamızla olmadı. Hasta sayımız yarı yarıya azaldı. Hem başvuru oranında hem ayaktan takip ettiğimiz hastada, hem de yatan hastamızda" dedi.

Normalleşme için aşıdan başka çare olmadığını ifade eden Prof. Dr. Alper Şener, şunları söyledi:
"Sürekli olan bu aç kapalar ile virüsün doğal bağışık hale gelmesini bekleme şansımız yok. Türkiye’de rakamsal olarak baktığınızda toplumun yüzde altmışının, yani 60 milyon kişinin bir şekilde aşısız kontrol altına alınması için enfeksiyonu geçirmesini beklemek zorundayız. Bu da doğal olarak yaklaşık üç veya beş yıl alacak bir süreç. Hızlıca aşıyı yaygınlaştırarak kişileri bağışık hale getirmemiz lazım. Oluşan antikor ile birlikte virüsün yaygınlığını ve hastalık oluşma ihtimalini azaltmamız gerekiyor.

Bildiğimiz kadarıyla önümüzdeki haftadan itibaren Sağlık Bakanlığı, Aile Sağlık Merkezleri'nde ve pandemi hastanelerinde aşının uygulanmasına yönelik planlamayı hazırladı. Aşının yaygınlaşması ile birlikte tüm Türkiye’de özellikle yaz döneminde haziran ayından sonraki periyotta ciddi anlamda normalleşme sürecinin başlayacağını düşünüyorum. Bu faz çalışmalarının gündemde olması nedeniyle sosyal medyada ve yazılı basında çok farklı spekülasyonlar oldu. Şunu bilmemiz lazım şu anda Türkiye’de uygulanması planlanan aşı, 1940’tan beri uygulanan teknoloji ile üretilen bir aşı. Dolayısıyla güvenilirlik anlamında koronavirüs özelinde ilk defa yapılsa dahi enflüanza (grip) 1940’tan beri bildiğimiz bir teknoloji. Bu saatten sonra artık aşıların faz çalışmaları ile ilgili tartışmaları kapatmak lazım.

Çünkü hepimiz normalleşmek istiyoruz. Normalleşmenin geçtiği yol aşıdır. Dolayısıyla grip aşısı olur gibi olmalıyız. Grip aşısından bir farkı yok çünkü bu üretilen aşı teknolojisinin. Grip aşısında beklediğimiz etkiler ve yan etkiler gibi, fark etmiyor. Dolayısıyla grip aşısı olur gibi bu aşıyı olup salgında bir an önce kurtulmamız gerekiyor"

Çanakkale'de yaşayan İlknur Ortaç (67), alınan tedbirlerin yerinde olduğunu belirterek, "Zaten Çanakkale’nin insanları duyarlı ve bilinçlidir. Hepimiz kurallara uyuyoruz, maskesiz çıkmıyoruz. İnşallah bugünlerde geçecek ama hijyene ve mesafeye dikkat etmemiz gerek. Arkadaşlarımızla mesafeli oturuyoruz. Büyük şehirlere göre Çanakkale avantajlı konumda, gezme yerleri çok havadar” dedi.
Emekli memur Emine Güler Balcı (65) ise, "65 yaş üstü olarak her gün saat 10.00’da çıkıp 13.00’de eve giriyoruz.

Kurallara uyuyoruz. Herkesin duyarlı olmasını rica ediyorum. Maske ve mesafeye uysunlar. Eve gidince sürekli beyaz sabunla ellerimi yıkıyorum. Kolonyamız çantamızda. Çok şükür şu ana kadar yakalanmadık. Televizyonda izliyoruz, azalma olduğunu biliyoruz" dedi. 

Emre Varol (25), "Kısıtlamalar vaka sayılarının azalmasında etkili oldu. Belki biraz daha önlem alınabilir. Bu önlemler de yeterli oluyor, vakalar azaldı. Şu sıralar herkeste maske var, kısıtlamalara da uyulduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR