Davutoğlu Ak Parti'nin planını açıkladı

Başbakan Davutoğlu, "Şu anda ortada matematiksel olarak olabilecek ya AK Parti-CHP koalisyonu vardır ya AK Parti-MHP koalisyonu. Diğer alternatifleri sağ olsunlar yaptıkları açıklamalarla birer birer tükettiler. Bizim görüşmemize gerek kalmaksızın tükettiler" dedi.

 

 

 

7 haziran seçimleri yeni bir siyasi tablo çıkarttı. Biz anında bütün bu tabloyu doğru okuduk ve kendi aramızda istişareleri doğur olarak gerçekleştirdik ve hayata geçirdik. Olan şey sürpriz değil. İlk andan itibaren ülkeyi hükümetsiz bırakmayız dedik. Türkiye için gerekirse parti çıkarlarının önünde bir tutum alırız dedik. Şuana kadar hiç bir partinin iç işlerini karışmadık. Biz sadece burada kendimize güvendik. Partimizin çıkardığı adaya karşı partimize güvendik.

 

Biz ülkeyi hükümetsiz bırakmayız derken onlar ülkeyi hükümetsiz bırakacak senaryolar üzerine çalıştılar. Kılıçdaroğlu her partinin iç işlerine karışmaya başladı. MHP ise herkese rol biçmeye kalkıştı. HDP de aynı şekilde başka partilerinin ne yapacağını söylemeye kalkıştı.

 

 

Bazıları şunu bekliyordu; Ak Parti tek başına iktidar olamayınca parti içinde bir karışıklık bekliyordu ancak durum görüldüğü gibi böyle olmadı.Biz adayı tespit ederken bile herkese sorduk ve o şekilde karar verdik. Meclis Başkanlığı için süreçte iki adayımız vardı. Nabi Avcı ve İsmet Yılmaz'la da ayrı ayrı görüştüm. Son olarak ikisi ile birlikte görüştük ve karar verdik. Nabi Avcı, İsmet Yılmaz daha iyi bir isim dedi.

 

MHP bize destek olmadı. MHP kendi çizgisinde yürüdü.MHP bu süreçte bize değil CHP'ye mesaj verdi.

 

 

Her konuyu saatlerce görüşürüz kendisiyle. Sayın Cumhurbaşkanımız koalisyon görüşmelerinin bir unsuru değildir. Nihayetinde Cumhurbaşkanımız Türkiye’nin cumhurbaşkanıdır. Hâl böyle olunca Cumhurbaşkanımız kanaatlerini iletti. Saray’a davet etmişti diğer siyasetçileri de. Onlar da gitmiş olsaydı onlara da kanaatlerini iletirdi.

 

 

Ben bir şeyin olmayacağı üzerine hesap yapmam. Siyasette ihtimalleri düşünmeyen bir yapı başarılı olmaz. Niyet neyse sonuç elbet ona gidecektir. Biz koalisyona başlarken olmasın diyerek başlamıyoruz. Kimle olur nasıl olur ne zaman olur bunları görüşmeler belirleyecek. Millet bize hükümet kur dedi, biz millete dönüp siz hata yaptınız demeyiz. Uzlaşılması gereken bir süreçteyiz, uzlaşma sağlanamazsa sonuç erken seçimdir ancak uzlaşamazsak bunun gerekçesi biz olmayız.

 

 

İlk turda bütün siyasi partilerle görüşeceğiz. Herkesin sürecin bir parçası olduğu bir süreç olmalı. Halkın oy verdiği hiç bir partiyi sürecin dışında bırakmayız. Birileri  sürecin dışında kalmak isterse o kendi seçeneği olacaktır.

 

 

Koalisyonu güç paylaşımı olarak görmemek gerekiyor. İlkesel çerçeve oturduğu zaman ve güven sağlandığı zaman bakanlıkların dağılımında bir sorun olmaz. Elbetteki paylaşım adaletli olması gerekiyor. Milletin vermediği hiç bir şeyi biz kimseye vermeyiz. Millet bize yüzde 40 verdiyse bu sizin gücünüz oluyor. CHP'nin dönüşümlü başbakanlık planı matematiği de psikolojiye de aykırı.

 

 

Buradan parti liderlerine de sesleniyorum; görüşmelerde olmayacak şeyi isteyerek süreci uzatmanın uzatmasınlar. Yöntemle ilgili ilkelerden bahsediyorum. Vazgeçmeyeceğimiz hususlar var, müzakere edebileceğimiz hususlar var. Görüşmedeki tutumlar önemli. İşleyen bir koalisyon oluşması önemli. Paralel yapı gibi faaliyetlerin kabul edilebilir tarafı yok. Koalisyon görüşmelerinde 12 yıllık kazanımlardan geri dönecek bir dayatmayı kabul etmeyiz.  Şu anda ortada matematiksel olarak olabilecek ya AK Parti-CHP koalisyonu vardır ya AK Parti-MHP koalisyonu. Diğer alternatifleri sağ olsunlar yaptıkları açıklamalarla birer birer tükettiler. Bizim görüşmemize gerek kalmaksızın tükettiler.

 

Koalisyon görüşmelerinin ne kadar süreceğinden çok hayırla sonuçlanması önemli. Bayrama yetişeceğiz diye acele bir yapı kurmak mantıklı değil. 45 günlük anayasal bir süre var. İmkansızlığının ortaya çıkması için her şeyin denenmesi lazım.

 

 

Şuan için ilk gündemimiz Türkiye'nin hükümetsiz kalmaması. İlk önce ülkemizin geleceği için atacağımız adamları atalım daha sonra demokrasi şenliği şeklinde kongremizi yaparız.

 

 

Seçimlerden sonra yaptırdığımız anketlerde düzenli bir yükseliş var. Yüzde 41'in üzerinde çıkıyor sonuçlar.

 

 

Biz Türkiye'yi maceraya sokacak bir adım atmayız. PYD'nin ve PKK'nın Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek bir durum içine girmesine de kayıtsız kalmayız. DEAŞ'a karşı en net tavrı biz sergiledik. 28-30 Mayıs arasında Suriye rejimi Haseke'de DEAŞ ile biraraya gelerek ılımlı muhalefete karşı anlaşmaya vardılar.

 

Bizim Suriye'deki Kürtlerle bir sorunumuz yok. Kendi sınırlarımızı korumak için gerekli tedbirleri aldık. Ek olarak sınırımız dışında oluşabilecek bir durum için gerekli tedbirlerin alınması için direktifler verildi. Ancak bu tedbirlerin Türkiye'nin Suriye'ye gireceği şeklinde yorumlanmaması gerekiyor. Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek bir durum olursa yarını beklemeyiz.