Dersaneler teşvikle özel okula dönüştürülsün!
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, eğitimdeki kalitesizlik ve eksikliğin dershane ihtiyacını arttırdığını belirttti, devletin dersaneleri özel okullara dönüştürmesi gerektiğini savundu.
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, İstanbul'da halen 60-70 kişilik sınıflar bulunduğuna dikkat çekerek, hükümetin altyapısı hazır olmadan dershaneleri kaldırmasının yanlış olduğunu dile getirdi. Gündoğdu, dersanelere tıpkı fabrikalar gibi teşvik verilerek özel okullara dönüştürülebileceğine dikkat çekti.
Eğitim Bir-Sen 7. Şube Yönetim Kurulları İstişare Toplantısı Alanya'da özel bir otelde yapıldı. İki gün süren toplantının ardından basın toplantısı düzenleyen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, eğitimdeki kalitesizlik ve eksikliğin dershane ihtiyacını arttırdığını belirttti. Gündoğdu, Anayasa gereği zorunlu eğitimin devlet tarafından yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, dershane ihtiyacının artmasındaki en önemli nedenin eğitimdeki kalitesizlik ve eksikliğin olduğunu ifade etti. Bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini kaydeden Gündoğdu, devletin ve bakanın birinci görevinin eğitimi bütün okullarda kaliteli hale getirmek olduğunu belirtti. Dershaneciliğin ayrı bir boyutta ele alınması gerektiğini savunan Gündoğdu, dershanelerin sebep değil, sonuç olduğuna dikkat çekerek dershanelerin eğitimdeki önemine vurgu yaptı. Devletin önce bu sebepleri gidermesi gerektiğini söyleyen Gündoğdu, ''Devletin yapamadığını sınavlara hazırlayan boyutuyla ele aldığımızda dershaneciliği yerinde tanımlamış oluruz. Sınav bittiği günden itibaren yok hükmünde olduğunu, hayata hazırlamak olmadığını, diploma veren bir kurum olmadığı için devletin yükünü hafifletme gerçeğini de ayrı bir kategoride ele almak gerekiyor. ‘Dershaneleri kapatıyorum' şeklinde bir yaklaşımın eğitim bilimi açısından sakıncalı bir durumdur." dedi.
OKULLARA BÜTÇE VERİLEREK TAHSİLDARLIK DÖNEMİ BİTİRİLMELİDİR
Yardımcı hizmetli başta olmak üzere had safhada olan yardımcı personel açığı nedeniyle okulların, Okul Aile Birlikleri marifetiyle velilerden toplayabildikleri bağışlarla ücretli personel çalıştırarak sorunu aşmaya çalıştığını belirten Gündoğdu, okul giderlerinin merkezi bütçeden karşılanmaması okul ile veli arasında ‘zorunlu bağış' gibi bir engelin çıkmasına neden olduğuna dikkat çekti. Bu durumun da okul-veli diyaloğunu, okul iklimini olumsuz etkilediğini ifade eden Gündoğdu, okul yöneticileri başta olmak üzere çoğunlukla eğitimcileri töhmet altında bırakan, tahsildar konumuna sokan bütçesiz okullar, eğitim çalışanlarının değil, hükümetin sorunu olduğunu söyledi. Gündoğdu, "Eğitimcilerde itibar kaybına neden olan ‘her okul başının çaresine baksın' uygulaması, geçmişte bakanlık tarafından gönderilen tehdit içerikli bağış genelgeleri ile adeta içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bakanlığın okulların bütçe problemini bir an önce çözmesini, okul yöneticilerinin ise zorunlu tahsildarlık değil, eğitim liderliği yaptığı günleri görmeyi bekliyoruz." şeklinde konuştu.
4/C'Lİ ÇALIŞANLAR SEFALET ÜCRETİNDEN KURTARILMALIDIR
Konuşmasında 4/C'li çalışanların yaşadıkları sıkıntılara da dikkat çeken Gündoğdu, 4/C'li çalışanların aldıkları sefalet ücreti ile ayakta kalma mücadelesi verdiğini belirtti. Bu nedenle 4/C'li çalışanların kadro beklediğini kaydeden Gündoğdu, "2012 yılı toplu sözleşmesinde Memur-Sen olarak çalışma sürelerinin 11 aydan 11 ay 28 güne çıkarılmasını sağlamamız nedeniyle sıkıntılarının çözüleceğine olan umutları artan 4/C'li çalışanların Milli Eğitim Bakanlığı'nda fazla mesaileri ücretlendirilmemektedir. Farklı istihdam şekillerinin tamamen ortadan kaldırılmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. 4/C kapsamında yapılan sorunlu istihdam biçimine son verilmeli, çalışanlar kadroya geçirilmelidir." diye konuştu.