Devlet memurlarının iş güvencesi tehlike altında
Antalya'da yapılan ilçe başkanları toplantısında konuşan Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, hükümete ve Memur Sen'e yüklendi. Koncuk, hükümeti işaret ederek "Devlet memurlarının iş güvencesi tehlike altında" dedi.
"Ülkemiz kokuşmuşluğun tam göbeğindeymiş de haberimiz yokmuş." diyerek hükümeti eleştiren Genel Başkan İsmail Koncuk yolsuzluk operasyonuna da değindi.
Memurların yeni sisteme göre 2014 net maaşları için TIKLAYIN
Balya balya paralar, yüz milyon dolarlar…
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından bir konuşma yapan Genel Başkan İsmail Koncuk, yolsuzluk operasyonu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Koncuk şunları kaydetti: “Gerçekten ülkemiz kokuşmuşluğun tam göbeğindeymiş de haberimiz yokmuş. Allah adını bu kadar kullanan, yüce dinimizi her konuşmasında referans gösteren insanların, paraya bu kadar taptıklarını ben bile tahmin etmezdim. Millet olarak inşallah uyanırız. Eğer uyanmazsak, bu günler ülkemizin ve milletimizin iyi günleridir. Tüylerimizi ürperten olaylara şahit oluyoruz. Balya balya paralar, yüz milyon dolarlar… Gördüğümüz bu. Göremediğimiz ne var onu bilmiyorum. Uluslararası bir operasyon varmış. Ne operasyonu? Siz önce millete bu rezaleti açıklayın, yolsuzluk iddialarının doğru olmadığını söyleyin. Ayakkabıkutularından para çıkıyor. Böyle bir şey var mı? Sayın Bakanların çocuklarıişin göbeğinde. Bir bakanın çocuğu bu işleri yapıyorsa, kendi babasının referansı ile yapar. Benim çocuğum neden yapamıyor? Başbakan ‘hırsızlık babadan oğula geçer' demişti. Başbakanın tespitlerine aynen katılıyorum. Bundan sonra milletin karşısına çıkıp ne diyecekler merak ediyorum. Allah ya da Peygamber deseler olmaz. Hortumları kestik deseler, kesilen uçları kendilerine bağladıkları ortaya çıktı. Artık milletin karşısına çıkmaya yüzleri kaldıysa, helal olsun demek lazım. İnşallah ülkemiz ve milletimiz kötü günlerden tez zamanda kurtulur.”
O malum sendikanın genel başkanına sesleniyorum: Doğru ve dürüst bir insansan, çık şu fişçilere iki laf et.
MEB'de yapılan fişlemelere de değinen Koncuk, fişlemeleri eleştirmeyenlere sert tepki gösterdi. Koncuk, “Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur. Zulüm ile abad olmaya; diktatörlük anlayışı ile bağdaştıracağımız işleri, demokrasiyle yapmaya çalıştılar. 28 Şubat sürecini, cuntacıları yerden yere vurdular; bunların üzerinden büyümeye, kendilerinin demokrat olduklarını anlatmaya çalıştılar ama fişçi çıktılar. MEB'de yaşanan rezaleti hep birlikte gördük. Herkesi fişlemişler. Fişçi bunlar. Darbecilik konusunu sık sık gündeme getiren, bize de utanmadan ‘bunlar ergenekoncu'iftirası atan o malum sendikanın genel başkanına sesleniyorum: Doğru ve dürüst bir insansan, çık şu fişçilere iki laf et. Gerçekten samimi olan, doğru ve dürüst olan insan, ‘hatayı babam dahi yapsa yanlıştır' diyebilendir. Benim adamım yaptıysa doğru, diğerleri yaptıysa yanlış. Böyle bir anlayış ahlaki değerlerle örtüşmez” diye konuştu.
Kapalıkapılar ardında emir ve talimatlarla toplu sözleşmeye imza atıldı ve bu dönem hovardaca harcandı.
Bu sendikanın toplu sözleşmede altına imza attığı rakam, hükümetin vermeyi öngördüğü rakamın 2 milyar 800 bin TL altında.
Toplu sözleşmeleri eleştiren Koncuk, kamu çalışanlarının zarara uğratıldığını kaydetti. Koncuk, “Toplu sözleşmeleri yaptık. Sonuçları ve şekil itibariyle utanç verici bir toplu sözleşme dönemi daha hatırlamıyorum. Kapalı kapılar ardında yapılan anlaşmalar sonucunda çok kötü bir toplu bir sözleşmeye, çok kötü usul ve metotlarla imza atıldı. KPDK Toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de, diğer konfederasyon başkanları da vardı. ‘Kapalı kapılar ardında emir ve talimatlarla toplu sözleşmeye imza attınız ve bu dönemi hovardaca harcadınız' dedim.
Bakınız; satan adama satıcı ya da pazarlamacı denir. Başka tabir var mı? Bu niye zorunuza gidiyor? 123 TL'yi allayıp, pulluyorlar. Oysa alttan da baksan, üstten de baksan 123 TL. Adamlarda utanma olmadığıgibi, aklımıza da hakaret ediyorlar. Kamu çalışanları bunu görmüyor mu? 2014 yılında enflasyon farkı yok, aile yardımı yok, çocuk yardımı yok, ek dersler yerinde sayıyor. Türkiye Kamu-Sen olarak yaptığımız çalışmaya göre; bu sendikanın toplu sözleşmede altına imza attığırakam, hükümetin vermeyi öngördüğü rakamın 2 milyar 800 bin TL altında. Buşekilde her bir kamu görevlisi 103 TL zarara uğratıldı” diye konuştu.
Bu adamlar bizi pazarlarken, satarken hala birtakım saiklerle bu sendikalara üye oluyorlarsa, bu, ‘beni bu yıl pazarladın, seneye bir daha pazarla' anlamına gelir.
Kamu çalışanlarının kendilerini pazarlayanlara üye olmasına da tepki gösteren Koncuk, şöyle konuştu: “Hadi bunlar yaptıklarını övecekler ama kamu çalışanlarının da yaşanan rezaleti görmesi lazım. Kamu çalışanları ülkemizin en aydın kesimidir. Bu adamlar bizi pazarlarken, satarken hala birtakım saiklerle bu sendikalara üye oluyorlarsa, bu, ‘beni bu yıl pazarladın, seneye bir daha pazarla' anlamına gelir. Kamu çalışanlarının da artık şapkayı önüne koyup,‘kime destek veriyoruz?' sorusunu sorması lazım. Türkiye Kamu-Sen mensuplarına zulmeden herkes görsün, yalan rüzgarı sona eriyor. Buradan kamu çalışanlarına‘Türkiye Kamu-Sen üyeliğinden istifa et' diyen o ahlaksız, korkak bazımüdürlere, bazı kaymakamlara, bazı valilere sesleniyorum: Tetikçiliği bırakın, bu ülkede bizimle beraber yaşayacaksınız.”
Devlet memurluğu kavramı ortadan kaldırılırsa, tüm haklarımız elimizden alınır.
Devlet memurlarının iş güvencesinin tehdit altında olduğunu kaydeden Koncuk, “İş güvencemiz tehdit ediliyor. Devlet memurluğu kavramı en önemli kazanımımızdır. Devlet memurluğu kavramı ortadan kaldırılırsa, tüm haklarımız elimizden alınır. Herkes nasıl bir tezgâhla karşı karşıya olduğumuzu, bu fişçi sendikanın kendilerine nasıl bir gelecek hazırladığını görmesi lazım” dedi.
Eğer bir insan, sadece mülakatta 5-10 puan daha fazla almak için kendisini satıyorsa, emin olun, bu durum, çocuklarına bakmak zorunda olduğu için kendini satmak durumunda kalan kadının durumundan daha kötüdür.
“Kendimi satayım da görevde yükseleyim” mantığının hastalıklı olduğuna dikkat çeken Koncuk, makam, mevki için kendisini pazarlayanları eleştirdi. Koncuk şöyle konuştu: “Yönetici atamalarında neler yaşandığını gördük. Görevde yükselme insanların en tabi hakkıdır. Ancak bunu ahlaki sınırlar içinde istemek lazım. ‘Kendimi satayım da görevde yükseleyim' şeklindeki mantık hastalıklıdır. Görevde yükselmek; karakterimizle, inançlarımızla birlikte yükselirsek bir anlam ifade eder. Eğer bir insan, sadece mülakatta 5-10 puan daha fazla almak için kendini satıyorsa, emin olun, bu durum, çocuklarına bakmak zorunda olduğu için kendini satmak durumunda kalan kadının durumundan daha kötüdür. İstifa etmek bir haktır. Ama bu, başka bir şeydir. Kendimizi pazarlayarak insanlıktan çıkarız. Bu kafadaki bir insan okul müdürü olsa, vali olsa ne, Başbakan, cumhurbaşkanı olsa ne?”
Yönetici atama konusunda da bütün teşkilatlarımızı tebrik ettiğini kaydeden Koncuk, “Gerekli tepkileri ortaya koyduk. Açtığımız yüzlerce dava devam ediyor. Bu işi takip ediyoruz” dedi.