Dinçer bu kez müdürlere yüklendi
Başkent Öğretmenevi'nde dün düzenlenen Eğitim ve Öğretimde Yenilikçilik Ödül töreninde bir konuşma yapan Ömer Dinçer, okullarda yaşanan fiziki sorunların, kaynak yetersizliğinden değil okullardaki yönetim zaafiyetinden kaynaklandığını iddia etti.
Dinçer, okulların ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli kaynaklarının bulunduğunu belirterek ''Bu kadar kaynak varken hala bir okulumuzun sorunu varsa aslında orada kaynak sorunu değil yönetim sorunu, yönetici sorunu var diye düşünüyorum'' diyerek doğrudan okul idarecilerini beceriksizlikle suçladı.
Yani sayın Bakan demek istiyor ki;
Herşey güllük gülistanlık. Eğitimde, okullarımızda hiçbir sorun yaşanmıyor. Yaşandığı iddia edilen sıkıntılar ise; tamamen okul yöneticilerinin beceriksizliğinden kaynaklanıyor. Gerek Bakanlık bütçesinden ve gerekse İl Özel İdare bütçesinden istediklerinin de üzerinde kaynak okullara aktarılıyor. Bu okul müdürlerinin bir elleri yağda diğer bir elleri balda. Onlara oluk oluk para aktarıyoruz. Daha ne yapalım? Bu kadar bolluğa rağmen, hala okullardaki bazı eksiklikler giderilemiyorsa bilin ki, bu müdürler beceriksizdir!
Evet, sayın Bakanın değerlendirmesinin Türkçesi bu!
Merak ediyoruz;
Sayın Ömer Dinçer 42.000 okuldan kaç tanesiyle birebir iletişim kurarak sahip olduğu bu kanaati oluşturdu?
42.000 Okul müdüründen kaç tanesi kendisine "Sayın Bakanım, hamdolsun durumumuz çok iyi. Hiçbir ihtiyacımız yok. İğneden ipliğe bütün ihtiyaçlarımız bütçeden karşılanıyor. Okulumuzun, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve personelimizin bütün taleplerini eksiksiz ve zamanında karşılayabiliyoruz..." şeklinde beyanda bulundu da sayın Bakan bu kadar iddialı ve net konuşabiliyor?
Sayın Bakan;
Siz biliyor musunuz ki; okulların irili ufaklı tadilat ve tamirat işleri nasıl yapılıyor?
Okullara yeterli hizmetli ve memur kadrosu tahsis etmediğiniz için, bu çalışanların hangi gayretlerle istihdam edildiği hakkında bilginiz var mı?
Örneğin, okuldaki bir fotokopi makinesinin dahi yıllık toner ve kağıt sarfiyatının ya da temizlik malzemelerinin hangi kalemden karşılandığını biliyor musunuz?
Okulun rutin kırtasiye giderlerinin hangi gelirle gerçekleştirildiğinin farkında mısınız?
Bakanlık ve Özel İdare bütçesinden aktarılan kaynağın, bir okulun yıllık giderinin yüzde kaçını ancak karşılayabildiğini, kalan ihtiyaçların kimlerin fedakarlığıyla temin edildiğini biliyor musunuz?
Bir okul idarecisinin kapı kapı dolaşarak, binbir türlü girişimde bulunarak okuluna nasıl kaynak sağladığını ve ancak bu sayede okulundaki eğitim hizmetini sağlıklı şekilde sürdürdüğünü biliyor musunuz?
Beceriksizlikle itham ettiğiniz okul idarecilerimizin, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar mesai dinlemeden bütün zamanlarını kurumlarına adadıklarını, -eğer öğretmen değil de tüccar olsalardı onlara köşeyi döndürecek olan- bu olağan üstü maharetlerini okullarını idare edebilecekleri kaynakları temin için ortaya koyduklarını hiç düşündünüz mü?
Uzun lafın kısası sayın Bakan;
Eğer bugün okullarımızda eğitim hizmeti yürütülebiliyorsa; bu sizin okullarımıza yeterli kaynak aktardığınızdan dolayı değil; beceriksizlikle suçladığınız okul idarecilerimizin ve öğretmenlerimizin büyük fedakarlıklarıyla sergiledikleri üstün performans sayesindedir.
Buradan kendinize pay çıkarmayın!
Öte yandan şunu da görmeniz gerekir ki; bir okul yöneticisinin kendi imkanlarıyla okuluna kaynak oluşturması görevi değil; onun fedakarlığı, takdire şayan gayreti ve erdemidir.
Bu noktada görevini ihmal eden ise, okullarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli kaynağı aktarmayan sizin gibi yöneticilerdir.
Sayın Ömer Dinçer gibi, Türk Eğitim-Sen olarak biz de eğitimde bir yönetim sorunu, yönetici sorunu olduğunu düşünüyoruz.
Lakin bize göre, sorunun kaynağı, okul yöneticileri ve eğitim çalışanları değil; MEB'in kaptan köşkünde ikamet eden sayın Bakan ve onun transfer ettiği eğitimci olmayan üst düzey bürokratlarıdır!
Yorumlar