BIST 9.516
DOLAR 34,56
EURO 36,01
ALTIN 2.983,74
GÜNCEL

'Diyanet'e kadro' tartışmalarında son durum...

20 bin Fahri Kur'an Kursu öğreticisine 3 ayda atama yapılacağı iddia edilmişti. Diyanet İşleri Başkanlığı konuyla ilgili yazılı açıklamasında haberlerin doğru olmadığını söylemişti.

Yeni Akit'te yayınlanan 'fahri öğreticilere kadro' haberine Diyanet'ten yalanlama geldi.

Yeni Akit Gazetesi'nde 25.02.2016 tarihli habere göre, 20 bin fahri öğreticilere kadro müjdesi verildi. Söz konusu haberde, fahri Kur'an Kursu öğreticilerine kadro verileceği ifade edilmekteydi. Haber, Atama Bekleyen Fahri Kur'an Kursu Öğreticileri İstanbul Platformunun Başkan Mehmet Görmez ile yaptığı görüşmeye ve bu görüşmede ifade edilen bazı açıklamalara dayanıyordu. Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığının basın müşavirliği dün gece söz konusu haberi yalanladı.

DİYANET İŞLERİ TWITTER'DAN AÇIKLAMA YAPTI

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinin Twitter adresinden paylaşılan ifadeler:

"Bazı basın yayın organlarında fahri Kur'an kursu öğreticilerinden 10 bin kişinin kadrolu atanacağına dair haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca Kur'an kursu öğreticiliğine atanma usul ve esasları Başkanlık mevzuatında bellidir."

"DİYANET'E 10 BİN KADRO KİFAYETSİZDİR"

Yeni Akit'ten Mehmet Koçak bugünkü "Diyanet’e 10 bin kadro kifayetsizdir" başlıklı yazısında konuya ilişkin kritik noktalara değindi:

"Kısa bir zaman önce Atama Bekleyen Fahri Kur’an Kursu Öğreticileri Platformu adına bir grup öğretici beni ziyaret ederek sorunlarını dile getirdiler. 

Atanamayan öğretmenlerin yanında bu ülkede eğitimini başarıyla tamamlamış daha birçok alanda kadro alamayan ve atama bekleyen eğitimcilerin de var olduğunu bu vesileyle öğrenmiş oldum. 

Bunlar sadece kendi sorunlarını değil, aynı zamanda vekil imamların vemüezzin kayyımların da Fahri Kur’an Kursu Öğreticileri gibi kadroya alınmadıklarından yakındılar. 

 Gerek ücret ve gerekse sosyal imkânlar bakımından aynı hizmeti verdikleri halde kadrolu olanlarla mukayese edilemeyecek kadar bir farklılık olduğuna dikkat çekerek kendilerine sahip çıkılmasını ve bu adaletsizliğin giderilmesini istediler.

“Bizler kamuda görev almadan önce liyakat hususunda yeterlilik belgesi yanında KPSS + DHBT + MÜLAKAT gibi sınavları başarılı bir şekilde geçmiş bulunmaktayız. 

Aynı zamanda konum, liyakat ve deneyim bakımından da önemli tecrübelere sahip ilahiyat fakültesi mezunlarıyız” şeklindeki şikâyetlerini dinledikten sonra konu hakkında en yetkili makam olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilgili hükümet yetkililerine durumu bildirdim. 

Konu üzerinde çalıştıklarını, hükümet yetkilileriyle Diyanet İşleri Başkanlığı arasında ilk aşamada beş bin, ikinci aşamada da bir beş bin daha olmak üzere toplam on bin kadronun bu yıl içinde alınması konusunda bir çalışma yapıldığını ve sonuca yaklaşıldığını öğrendim. 

Bu müjdeli haberin gazetemiz Yeni Akit’te sürmanşet olmasına vesile oldum. Haberin ülke genelinde geniş yankı bulmasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve gazetemiz Yeni Akit’in telefonları kilitlendi. 

Bu haber, Fahri Kur’an Kursu öğreticilerini sevindirirken atama bekleyenvekil imamları ve müezzin kayyımları haklı olarak tedirgin etti. 

Haber aynen doğrudur ancak bu kadro sadece Fahri Kuran Kursu Öğreticileri için değil aynı zamanda ‘vekil imam’ ve ‘müezzinler’ için de geçerlidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı Basın Müşavirliği tarafından;

“Bazı basın yayın organlarında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 10.000 fahri Kur’an Kursu Öğreticisinin kadrolu olarak atanacağı haberleri yer almıştır. 

Diyanet İşleri Başkanlığı, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye İmam-Hatip, Müezzin-Kayyım ve Kur’an Kursu Öğreticisi olmak üzere 10 binin üzerinde kadronun münhal olduğu öğrenildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın münhal bulunan söz konusu kadroları doldurmak üzere çalışmalarına devam ettiği ilk etapta 5.000 kadronun alınması için girişimlerde bulunulduğu, resmi sürecin başlatıldığı öğrenildi. 

Söz konusu kadronun verilmesi durumunda ihtiyaca göre başta İmam-Hatip olmak üzere Müezzin-Kayyım ve Kur’an Kursu Öğreticisinin atamasının en kısa sürede yapılacağı ifade edildi” şeklinde yazılı açıklama yapılarak yanlış anlaşılmalar izale edilmiş oldu. 

HAK ARAYIŞI ENGELLENEMEZ…

Atama Bekleyen Fahri Kur’an Kursu Öğreticileri Platformu tarafından hak arayışlarını kamuoyu ile paylaşmaları engellenmek isteniyor. 

Fahri Kur’an Kursu Öğreticilerine, görev yaptıkları Kur’an Kurslarında ve bağlı oldukları il ve ilçe müftülüklerinde basın üzerinden hak arayışlarının tekrarlanmaması konusunda uyarıda bulunulduğu, aksi halde görevlerine son verileceği yönünde baskı yapıldığı şikayetleri söz konusudur. 

İslam ahlak ve terbiyesi içinde kanun ve nizam çerçevesinde hak arayan bu mazlumları baskı altına almak veya tehdit ederek hak arayışlarına engel olmak ne insani ne de ahlakidir. 

Atama bekleyen ve hakkını arayan ‘öğreticiye hiçbir yönetici tehdidinde bulunamaz ve baskı uygulayamaz. Zira ‘Hak Arayışı’nı engellemek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir. 

Diyanet İşleri Başkanlığı “Bu konuda şikayetler olursa gereken yapılır”görüşü herkes için mesaj olacağına inanıyorum.

Bu gençlerimize alın terleriyle elde ettiği haklarını vermek devletin asli görevidir. Mağdur olan bu kitlenin en büyük takipçisi ve destekçisi onları yetiştiren ilahiyatçılar ve Diyanet camiası olmalıdır.  

DİYANET’İN 50 BİN KADRO’YA 

İHTİYACI VAR

Hükümet ile Diyanet İşleri Başkanlığı görüşmelerinde 10 bin kadro üzerinde yaptığı çalışma kifayet etmez ve mağduriyeti gidermez!..

Biliyoruz ki; Diyanet İşleri Başkanlığımızın ülke genelinde acilen 12 bin ilerleyen zaman zarfında ise 50 bin kadar kadroya ihtiyacı vardır.

Şimdi 10 bin kadro üzerinde çalışmalar yapıldığı ve bu kadrodan 9.000 İmam-Hatip, 1100 Müezzin Kayyım ve 375 Kur’an Kursu Öğreticisi kadrolarının doldurulmak için çalışılmaktadır.

Düşünün; sayıları 20 binden fazla olan Fahri Kur’an Kursu Öğreticisinden sadece 375 kişi ancak atanabilecek. 

Başbakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’in bu konudaki çalışmaları takdire şayandır. 

Ancak bu gerçekleri nazari dikkate alarak 10 bin düşünülen kadronun bu mağduriyetin giderecek şekilde yeni bir düzenlemeyle arttırılmalıdır. 

Yani 10 bin kadroyla sorun bitmiyor aksine yeni mezunlarla her yıl bu sorun katlanarak devam edecek. 

Eğitim bir milletin geleceği adına bir hayatiyet ise o zaman Milli Eğitim veDiyanet İşleri Başkanlığı’na bütçeden ayrılan pay arttırılarak kadrolar açılmalıdır.  

Bu konuda başta hükümet ve Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere ilgili ve yetkili herkes üzerine düşeni yapmalı ve ilgili makamlar harekete geçmelidir.

Çünkü sabır sınırları zorlanmaya başladı…"

Yorumlar
ÇOK OKUNANLAR