Eğitimde yeni ve daha büyük reformlara ihtiyaç var!
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK teknolojinin de olanaklarından yararlanarak alternatif eğitim modelleri üzerine proje geliştirmelidir” dedi.
Türkiye'nin tek tip eğitim modeliyle hızla gelişen ve değişen dünyanın hızına ayak uydurmasının mümkün olmadığını söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK teknolojinin de olanaklarından yararlanarak alternatif eğitim modelleri üzerine proje geliştirmelidir” dedi.
“Önümüzdeki çeyrek yüzyılda en çok eğitim sistemleri etkilenecek, dönüşecek ve büyük değişimler geçirecektir. Türkiye, örgün eğitimin yanında alternatif eğitim modellerini de şimdiden tartışmaya ve uygulamaya başlamalıdır” diye konuşan Gürkan Avcı, şunları söyledi;
YENİ VE DAHA BÜYÜK EĞİTİM REFORMLARINA İHTİYAÇ VAR
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, kimi kesimler tarafından çeşitli siyasi ve şahsi mülahazalar nedeniyle eleştirilse de; Türk eğitim sistemini hantallıktan, statükodan ve günü kurtaran eskimiş, geleneksel, hamasi reformlardan kurtaran adımlarını destekliyoruz. Sayın Bakandan daha büyük ve önemli reformlar bekliyoruz. Türk eğitim sisteminin, sürekli olarak değişen ve gelişen dünyanın çağdaş eğitim sistemlerine uyum sağlayacak bir devinim ruhuna sahip özgün, medeniyet perspektifli bir konsepte taşıyacak yeni adımlar atmasını bekliyoruz. Yeni ve Büyük Türkiye’nin psikomotor gücü çağdaş ve muasır eğitim sistemi olacaktır.
Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda yaşıyoruz. Bilgisayar, internet ve cep telefonları hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Sosyal paylaşım ağlarında milyonlarca insan fikir ve deneyimlerini başka ülkelerdeki insanlarla paylaşıyor ve etkileşimde bulunuyor. İletişimin, bilginin ve hayatın böylesine girift, asimetrik ve ışık hızıyla aktığı bir çağda Türk eğitim sisteminin de bu devinim ve mantaliteye sürekli olarak uyum sağlayacak yapılanmalara gitmesi gerekir. Çünkü geleneksel okul anlayışı ile bu değişim ve dönüşümü yakalamamız imkânsızdır.
TÜRKİYE ESNEK VE ALTERNATİF EĞİTİM MODELLERİNİ TARTIŞMALIDIR
Türkiye’de eğitimin sadece örgün olarak ve yüzde 3’lük kısmı özel olmak üzere devlet okullarında hiyerarşik anlayışlarla ve statik müfredatlarla verilmesinin ve devlet eliyle yürütülmesinin bir sorun olduğunu düşünüyorum. Küresel ve bölgesel anlamda büyük iddiaları bulunan Türkiye’nin alternatif ve esnek eğitim modellerinin önünü açması gerektiği inancındayım. Türkiye, yakın zamanda gerçekleştirdiği başarılı eğitim reformları ile birlikte Fatih projesi çerçevesinde alternatif eğitim modellerini değerlendirme fırsatını kaçırmamalıdır.
TÜRKİYE SANAL OKUL, EV OKULU, DİJİTAL EĞİTİM UYGULAMALARINA GEÇMELİDİR
Alternatif eğitim modelleriyle kastettiğim ‘sanal okul’ ‘ev okulu’ ve ‘dijital eğitim’ düzenlemelerini hâlihazırda bizdeki ‘açık öğretim’ ya da ‘uzaktan eğitim’ modelleriyle karıştırmamak gerekiyor. Öğrencilerin devam etmeleri gereken okul binalarının bulunmadığı, duvarların, koridorların, güvenlik görevlilerinin olmadığı, yaş, cinsiyet ayrımının yapılmadığı, öğrencilerin gündüz ve gece çalışabildiği ve binlerce kilometre uzaklıktan kendi öğrenme biçimini kendisinin yarattığı, öğrencilerin bir zamana, bir yere ve herhangi bir konuya bağlı kalmaksızın öğrenebildiği geleceğin eğitim modellerinden bahsediyorum.
‘Yeni ve Büyük Türkiye’nin bilimsel, nitelikli ve çağdaş eğitim sisteminden kastım; web tabanlı çevrimiçi öğrenmeye odaklanmış, siber sözleşmeli okulları bulunan, eş zamanlı derslerle öğrencileri video konferans veya sohbet ile etkileşim sağlayan bir eğitim sistemi fotoğrafıdır.
ÇAĞDAŞ DÜNYA BİRÇOK NEDENLE TERCİH EDİYOR
Çocuklarımız bilgiyi geleneksel okul duvarları içerisinde, yüzlerce ders saati geçirerek öğrenmek yerine teknolojinin sunduğu olanaklarla daha istekli bir şekilde edinebilir. Öğrenciler çalışma biçimini, teneffüsünü, ders saatini ve zamanını kendisi belirleyebildiği için gelişmiş ülkelerde öğrenciler artık sanal okulları tercih ediyor. Öğrenme becerileri arkadaşlarından geride olan veya özel-ekstern eğitime gereksinimi olan öğrenciler için de sanal okul tercih nedeni olmaktadır. Çalışan öğrenciler içinde esnek programları nedeniyle uygundur. Kırsal bölgelerde ulaşım sorunlarından dolayı izole halde yaşayan ailelerin çocukları için de avantajlı olacaktır. Bu nedenlerle Türkiye'de özellikle ilk ve ortaokul kademelerinde uygulama olanağı bulabilir. Türkiye, öğrenci merkezli, eğitim odaklı ve tüm eğitim bileşenleri açısından fayda perspektifli adımları hızla atmalıdır.
Türkiye'nin tek tip eğitim modeliyle hızla gelişen ve değişen dünyanın hızına ayak uydurmasının mümkün olmadığını söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK teknolojinin de olanaklarından yararlanarak alternatif eğitim modelleri üzerine proje geliştirmelidir” dedi.
“Önümüzdeki çeyrek yüzyılda en çok eğitim sistemleri etkilenecek, dönüşecek ve büyük değişimler geçirecektir. Türkiye, örgün eğitimin yanında alternatif eğitim modellerini de şimdiden tartışmaya ve uygulamaya başlamalıdır” diye konuşan Gürkan Avcı, şunları söyledi;
YENİ VE DAHA BÜYÜK EĞİTİM REFORMLARINA İHTİYAÇ VAR
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, kimi kesimler tarafından çeşitli siyasi ve şahsi mülahazalar nedeniyle eleştirilse de; Türk eğitim sistemini hantallıktan, statükodan ve günü kurtaran eskimiş, geleneksel, hamasi reformlardan kurtaran adımlarını destekliyoruz. Sayın Bakandan daha büyük ve önemli reformlar bekliyoruz. Türk eğitim sisteminin, sürekli olarak değişen ve gelişen dünyanın çağdaş eğitim sistemlerine uyum sağlayacak bir devinim ruhuna sahip özgün, medeniyet perspektifli bir konsepte taşıyacak yeni adımlar atmasını bekliyoruz. Yeni ve Büyük Türkiye’nin psikomotor gücü çağdaş ve muasır eğitim sistemi olacaktır.
Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda yaşıyoruz. Bilgisayar, internet ve cep telefonları hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Sosyal paylaşım ağlarında milyonlarca insan fikir ve deneyimlerini başka ülkelerdeki insanlarla paylaşıyor ve etkileşimde bulunuyor. İletişimin, bilginin ve hayatın böylesine girift, asimetrik ve ışık hızıyla aktığı bir çağda Türk eğitim sisteminin de bu devinim ve mantaliteye sürekli olarak uyum sağlayacak yapılanmalara gitmesi gerekir. Çünkü geleneksel okul anlayışı ile bu değişim ve dönüşümü yakalamamız imkânsızdır.
TÜRKİYE ESNEK VE ALTERNATİF EĞİTİM MODELLERİNİ TARTIŞMALIDIR
Türkiye’de eğitimin sadece örgün olarak ve yüzde 3’lük kısmı özel olmak üzere devlet okullarında hiyerarşik anlayışlarla ve statik müfredatlarla verilmesinin ve devlet eliyle yürütülmesinin bir sorun olduğunu düşünüyorum. Küresel ve bölgesel anlamda büyük iddiaları bulunan Türkiye’nin alternatif ve esnek eğitim modellerinin önünü açması gerektiği inancındayım. Türkiye, yakın zamanda gerçekleştirdiği başarılı eğitim reformları ile birlikte Fatih projesi çerçevesinde alternatif eğitim modellerini değerlendirme fırsatını kaçırmamalıdır.
TÜRKİYE SANAL OKUL, EV OKULU, DİJİTAL EĞİTİM UYGULAMALARINA GEÇMELİDİR
Alternatif eğitim modelleriyle kastettiğim ‘sanal okul’ ‘ev okulu’ ve ‘dijital eğitim’ düzenlemelerini hâlihazırda bizdeki ‘açık öğretim’ ya da ‘uzaktan eğitim’ modelleriyle karıştırmamak gerekiyor. Öğrencilerin devam etmeleri gereken okul binalarının bulunmadığı, duvarların, koridorların, güvenlik görevlilerinin olmadığı, yaş, cinsiyet ayrımının yapılmadığı, öğrencilerin gündüz ve gece çalışabildiği ve binlerce kilometre uzaklıktan kendi öğrenme biçimini kendisinin yarattığı, öğrencilerin bir zamana, bir yere ve herhangi bir konuya bağlı kalmaksızın öğrenebildiği geleceğin eğitim modellerinden bahsediyorum.
‘Yeni ve Büyük Türkiye’nin bilimsel, nitelikli ve çağdaş eğitim sisteminden kastım; web tabanlı çevrimiçi öğrenmeye odaklanmış, siber sözleşmeli okulları bulunan, eş zamanlı derslerle öğrencileri video konferans veya sohbet ile etkileşim sağlayan bir eğitim sistemi fotoğrafıdır.
ÇAĞDAŞ DÜNYA BİRÇOK NEDENLE TERCİH EDİYOR
Çocuklarımız bilgiyi geleneksel okul duvarları içerisinde, yüzlerce ders saati geçirerek öğrenmek yerine teknolojinin sunduğu olanaklarla daha istekli bir şekilde edinebilir. Öğrenciler çalışma biçimini, teneffüsünü, ders saatini ve zamanını kendisi belirleyebildiği için gelişmiş ülkelerde öğrenciler artık sanal okulları tercih ediyor. Öğrenme becerileri arkadaşlarından geride olan veya özel-ekstern eğitime gereksinimi olan öğrenciler için de sanal okul tercih nedeni olmaktadır. Çalışan öğrenciler içinde esnek programları nedeniyle uygundur. Kırsal bölgelerde ulaşım sorunlarından dolayı izole halde yaşayan ailelerin çocukları için de avantajlı olacaktır. Bu nedenlerle Türkiye'de özellikle ilk ve ortaokul kademelerinde uygulama olanağı bulabilir. Türkiye, öğrenci merkezli, eğitim odaklı ve tüm eğitim bileşenleri açısından fayda perspektifli adımları hızla atmalıdır.