Elmalı davasında o anne ve üvey baba konuştu! "Psikolog desteği alıyoruz"
TÜRKİYE'nin gündemine 'Elmalı Davası' olarak giren cinsel istismar suçlamalarının yer aldığı olayda anne Merve Akman ile üvey baba Rahmi Akman, ilk kez konuştu.
Antalya'da kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.'nin (10), cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen davada tutuklu anne M. A. ile üvey baba R.A.'nın 6 ay önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının yankıları sürüyor.
"Biz çocukları istismar etmedik kesinlikle"
Üvey baba R.A., olayla ilgili "Biz iki gündür eşimle Türkiye'nin baskısı altındayız. Sosyal medyadan bize ağır küfürler geliyor. Annemi, babamı, kardeşimi, eşimi, dostumu, arkadaşlarımı ağır şekilde tehdit ediyorlar. Bizim can güvenliğimiz yok. Biz çocukları istismar etmedik kesinlikle." dedi.
R.A., "Doktor raporlarımız, adli tıp raporlarımız vardır. Kesinlikle adli tıp raporlarında istismara dayanak hiçbir şey yoktur. Ben o çocuklara babasının yapmadığı babalığı yaptım, babasının vermediği sevgiyi verdim, babasının yapmadığı güzellikleri yaptım. Ben o çocuklara annesiyle beraber sahip çıktım. Benim sahip çıkmam suçsa siz yargıda karar verin" ifadelerini kullandı.
"Oğlumu, gelinimi linç etmeyin"
Rahmi Akman'ın annesi Hatice Akman da oğlu ve gelininin arkasında olduğunu söyleyerek, "Ben bir anneyim, oğluma helal süt emdirmiş bir anneyim. Oğlum, gelinimin çocuklarına babalık yaptı, kendi çocukları gibi. Benim oğlumu, gelinimi linç etmeyin" diye konuştu.
"Vaginal muayenesinde..."
Kızının 7 Mayıs 2020 tarihli adli tıp kurumu raporunda 'Vaginal muayenesinde yırtık bulunmadığı' yani, vajinal muayenede istismar bulgusu olmadığının yazdığını kaydeden Merve Akman, "Anal muayenede ise 'fissür mevcut olduğu' bu bulgunun livata (ters ilişki) eylemi ile olabileceği ancak kabızlık, parazit gibi hastalık nedeniyle de oluşabileceği, dolayısıyla bu bulgunun istismar bulgusu olduğundan kesin olarak bahsedilemeyeceği yazıldı. Gelelim bu rapordan 1 ay sonra alınan yine kızım hakkındaki ikinci adli tıp kurumu raporuna. 10 Haziran 2020'de adli tıp kızımdaki bulgu ile fiili livata arasında illiyet bağı kurulamayacağını söylüyor. Bu şekilde de kızımda hiçbir bulgu olmadığı anlaşılmış oluyor. Oğlumun raporları da benzer şekildedir" diye konuştu.
"Psikolog desteği alıyoruz"
Babaanne G.S. ise iddiaların asılsız olduğunu, torunlarının hala travmadan kurtulamadığını söyledi. Bu konunun medyada yer almasını istemediğini, torunlarının etkilendiğini ifade eden G.S., sürecin avukatlar üzerinden sürdürülmesini istedi. Torunlarının psikolog destek aldığını anlatan babaanne, yaşanan süreci şöyle özetledi:
“Çocuklar, 2019 yılında bana geldiler. Şu anda psikolog desteği alıyoruz. Eğitimleri aynı zamanda devam ediyor. Bayağı bir yol kat ettik ama hala sayıklamaları mevcut. Korkuları mevcut. Çocukların sürece katılmasını istemiyorum. Çünkü çocuklar, korku içindeler. Orada gördükleri işkence, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Bir kişi yan da baksa irkiliyorlar. Gece trafikten ses de gelse, irkiliyorlar.
Hala daha kendilerini korkuda hissediyorlar. Torunlarım ve ben medyada olmak istemiyoruz. Gündemde olmak istemiyoruz görsel olarak. Çocuklarım bir geleceği var. Yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz. Onun için de gündemde çocuklarım olmasın. Avukatlarımız ile irtibata geçilsin. Bunu istirham ediyoruz.”
"Davadan iki gün önce çocuklar kaçırılmaya çalışıldı"
G.S.’nin avukatı Yusuf Önder süreci başından itibaren adli süreç ve yaşananlar hakkında bilgi verdi. Çocukların kontrol edildiği sağlık kuruluşundan alınan fiziksel şiddet raporu üzerine adli işlem başlattıklarını belirten Önder, 2020 yılında dava açıldığını söyledi.
Duruşma gününden iki gün önce anne M.A. ve R.A. tarafından çocukların kaçırılmaya çalışıldığını belirten Önder, “İlk celseden iki gün önce Antalya’dan buraya geliyorlar ve velayeti kendisinde olmayan G.E.G.’yi kaçırma teşebbüsünde bulunuyorlar. Çocuk bu sırada bağırıyor, vatandaşlar devreye girerek, çocuğu üvey baba ve annenin elinden alıp, babaanneye teslim ediyor. Duruşmadan iki gün önce bunların yapılması şüphe uyandırır” dedi.
İfşa edilmeleri hukuk ihlali
Avukat Yusuf Önder sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Gelen haberler üzerine öğreniyoruz ki, çocukların annesi mahkemeye dair evrakları paylaşmış. Bu çocukların örselenmesidir. Çocukların haklarının zedelenmesidir. Çocukların adının açık bir şekilde görünür ve okunur bir şekilde yayınlanması, ifşa edilmesi tamamen bir hukuk ihlalidir. Bu ihlali kabul etmemiz mümkün değil. Bir takım haber kanallarından çocukların fotoğrafları paylaşılmaya ve erişilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Biz bu paylaşımlarla ilgili şikayetçi olacağız. Unutulma hakkı ve çocukların geleceği resmen şu anda çok büyük tehlikeye girmekte. Bu çocukları büyüyecekler. Bu çocuklar Türkiye’nin geleceği.”
Anne isyan etti
Anne Merve Akman, iki gündür yaşananlara isyan ettiğini söyledi. Rahmi Akman'la 8 Kasım 2018 tarihinde evlendiğini anlatan Merve Akman, "Evlenmeden önce bir olaya karıştım. Bu nedenle tutuklandım. 3 yıl 8 ay ceza aldım. Afyon Açık Cezaevi'nde bir yıl tutuklu kaldım. Sonra çıkan af yasası ile tahliye edildim. 2019 yılının kasım ayında çocuklarımın babaannesi Günay Soytok, Afyon Açık Cezaevi'nde ziyaretime geldi. Çocukları 1 aylığına Edremit'e tatile götüreceğini, kendisinin babaanne olduğunu, onlarla bir süre birlikte olmak isteğini söyledi. Ben de izin verdim. Kızım G.E.G. ve oğlum İ.E.G.'yi alarak götürdü" dedi.