Eski ÖSYM başkanı Demir'den kopya açıklaması
Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir; Eylül 2010-Mart 2015 tarihleri arasında sınav güvenliğine ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir; Eylül 2010-Mart 2015 tarihleri arasında sınav güvenliğine ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
KPSS'de usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturmada yurt dışına çıkışı yasaklanan ve ayda 1 gün karakola imza verme şartı getirilen eski ÖSYM Başkanı Ali Demir, sınav güvenliği için her türlü önlemi alan birisi olarak, kendisinin göreve gelmesinden önceki döneme ait "toplu kopya olayının muhatabı" olarak görülmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Demir, AA muhabirine, göreve geldiği Eylül 2010'dan görevinin yasal olarak son erdiği 29 Mart 2015'e kadar ÖSYM sınavlarında "toplu kopya" veya başka yollarla haksız kazanımların önüne geçilmesi için "sınav güvenliği"ni her zaman birinci önceliği olarak gördüğünü söyledi.
İlk olarak 5 Ekim 2010'da "Sınav Uygulamalarına İlişkin Güvenlik Tedbirleri"ni adaylara duyurduklarını ve tüm kuralların görevlilere de uygulanmasını sağlandıklarını ifade eden Demir, "Eylül 2010-Mart 2015 tarihleri arasında sınav güvenliğini tesis etmek amacıyla her türlü önlemi alan birisi olarak, göreve gelmeden önceki döneme ait toplu kopya olayının muhatabı görülmem kabul edilemez bir durumdur" ifadesini kullandı.
Sınav güvenliği kapsamında, binalara giriş ve çıkışı kontrol altına aldıklarını, cep telefonuyla girişi yasakladıklarını anımsatan Demir, 2010-KPSS'de olduğu gibi cevap anahtarının paylaşımı veya ticaretinin yapılmasının önüne geçmek ve "toplu kopya"yı kökünden çözmek için "her adaya farklı soru kitapçığı" uygulamasını başlattıklarını ve her adaya soruları aynı ama dizilimi ve cevap seçenekleri farklı olan kitapçıklar verdiklerini belirtti.
Kopya çekilmesinin önüne geçebilmek için dijital saat ve kamera uygulaması ile sınavların başından sonuna kadar sesli ve görüntülü kayıt edilmesini sağladıklarını, kapsamlı ve kripto ile saklanan elektronik soru havuzu oluşturduklarını hatırlatan Demir, soru hazırlama ve bilgi işlem birimlerinde çalışanların yaptıkları her işin saniyesi saniyesine kaydını tutacak bir elektronik izleme sistemi kurduklarını, sorularının dışarıdan bilinmemesi için "kapalı dönem uygulaması"nı son derece sıkı kurallarla uyguladıklarını, sınav evrakını görenler ve basanların sınav bitinceye kadar dışarı çıkmamasını sağladıklarını dile getirdi.
Evrakın merkezlerde korunması için çalışanlar ile depoların 24 saat kamerayla kesintisiz izlendiğini hatırlatan Demir, bunların yanı sıra sınav evrakı sevkiyatında araç takip sistemi kurulduğunu, elektro-mekanik kilit ile araç kasalarının sadece ÖSYM'den gönderilen sinyal ile açılmasını sağladıklarını belirtti.
Sınav sonuç heyecanını ortadan kaldırmak için sonuçlarını 3,5 gün gibi kısa sürelerde açıkladıklarına dikkati çeken Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların yanı sıra, kısa sürede yasal mevzuatın ve altyapının oluşturulması, elektronik sınav uygulaması, açık uçlu sınav uygulaması, alan bazlı sınavların yapılması, bilim kurullarının etkin olarak çalıştırılması, kurum içerisinde yönetim sistemlerinin tamamı ile kontrol altına alınması ve modern yönetim sistemlerinden birisi olan süreç yönetimi tekniklerinin uygulanması gibi birçok yenilik ile kurum 4,5 yıl içerisinde yeniden doğmuş gibi tazelenerek 36 yıllık hizmet etkinliğinden daha etkin ve kaliteli sınav hizmeti verebilir hale getirilmiştir.
Tüm bunları başaran bir yönetim olarak, her türden haksız kazanıma asla izin verilmemiş ve gerçeğin ortaya çıkarılması için ilgili makamlara en üst seviyeden yardımcı olunmuştur. Her türden sınav evrakının imhası sadece ilgili savcılığın bilgisi ve yazılı izni ile yapılmıştır. Tüm bu hassasiyetimize rağmen, şahsım hakkında, yazılı ve görsel basında delil yok etme gibi asılsız ithamlarda bulunulmuştur. Haksız ithamda bulunanlar hakkında yasal haklarımı kullanacağım."