'Genç emeklilik' bilançosu 'Her 3 emekliden biri...'
Emekli olmak tüm çalışanların hayali ancak geç yaşta emekli olmanın da ekonomiye yükü ağır, ülkemizde her 3 emekliden biri en verimli çağında iş hayatını terk etmiş... İşte TÜİK'in rakamlarıyla 'genç emeklilik' bilançosu...
MEMURHABER.COM- Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçları Türkiye'nin bir 'genç emekliler cenneti' olduğunu ortaya koydu.
Milliyet'ten Cem Kılıç'ın kaleme aldığı 'Türkiye Genç Emekli Ülkesi' başlıklı bugünkü yazısında Türkiye’de emekli maaşı alan 7 milyon kişi olduğuna vurgu yaparak, genç emekliliğin sisteme etkisini irdeledi.
TÜRKİYE BİR 'GENÇ EMEKLİ' ÜLKESİ...
7 milyon emeklinin yüzde 82.1’inin erkeklerden, yüzde 17.9’unun ise kadınlardan oluştuğunu vurgulayan Kılıç, emeklilerin yaş dağılımına bakıldığında halen daha “genç emekli” ülkesi olduğumuz sonucunun ortaya çıktığını belirtti.
İşte istatistiklerle 'Türkiye'de genç emeklilik' dosyası:
HER 3 EMEKLİDEN BİRİ EN VERİMLİ ÇAĞINDA EMEKLİ OLMUŞ!
55 yaşından daha genç emeklilerin toplam emekliler içerisindeki payları yüzde 30. Neredeyse her üç emekliden biri henüz en verimli olabileceği çalışma yaşındayken emekli olmuş. Yine TÜİK verilerine göre,
- Erken yaşta emekli olan kişilerin çoğu çalışmaya devam ediyor.
- Emekli olmasına rağmen çalışmaya devam eden kişilerin oranı, yüzde 30.8.
- Emekli çalışanların cinsiyetler itibarıyla durumuna bakıldığında, emekli erkeklerin yüzde 34.8’inin, emekli kadınların ise yüzde 11.9’unun emekli olduktan sonra tekrar çalışmaya başladığı görülüyor.
Emeklilerimizin yeniden çalışmaya başlamasının ilk nedeni elbette gelir yetersizliği. Yani, çalışılan döneme göre gelirlerinin önemli ölçüde düşmesi. Türkiye’de emeklilerin çalıştıkları dönemdeki gelirlerini korumaları mümkün olmuyor. “Emeklilik Gelirinin Yeterliliğinin” konu edildiği uluslararası bir araştırmanın sonuçları da gösteriyor ki, ülkemiz karşılaştırma yapılan 50 ülke arasında 42. sırada.
GELİRLERİ YETERSİZ
Emekli gelirinin yetersizliğine neden olan bir başka unsur da “aylık bağlama oranının” her bir sosyal güvenlik reformunda giderek düşmesi. 2000 yılından önce yüzde 76 seviyesinde olan oran, 2000 sonrasında yüzde 65’e geriledi, son reformla yani Ekim 2008 sonrasında ise yüzde 50’ye düştü. Hal böyle olunca, halen çalışanlardan geliri asgari ücret ve civarında olanların gelecekte alacakları emekli aylıkları da düşmeye başladı. Şu an yaklaşık 15 milyon sigortalının yüzde 40’a yakın bir bölümü asgari ücret seviyesinde gelir elde ediyor, işverenleri bu tutardan SGK’ ya prim ödüyor.
"ÇALIŞIRKEN EMEKLİ AYLIĞININ AZALMASI" SORUNU
Sosyal güvenlik sistemimizin emekli aylılarının seviyesine ilişkin en önemli sorunu işte bu aylık bağlama oranıyla ilgili. Umarız bu sene sistemde bir değişiklik olur ve oran yükseltilir. Yoksa “çalışırken emekli aylığının azalması” gibi garip bir durumla yaşamaya devam ederiz.
OTOMATİK BES ÇÖZÜM MÜ?
Erken emeklilik, emekli aylıklarının yetersizliği gibi konular sonuç olarak alternatif gelir elde etme yöntemlerinin önünü açıyor. Sadece ülkemizde değil, başka ülkelerde de doğal olarak ikinci ve üçüncü sütun emeklilik sistemleri ortaya çıkıyor. Özel sigortacılık içerisinde “bireysel emeklilik” (BES) sigortacılığı zorunlu emeklilik sisteminin yeterli olmamasından kaynaklanan boşluğu doldurmaya çalışıyor. Bazı ülkelerde işçi ve işverenin ortak prim ödemeye başladığı bireysel emeklilik sigortacılığı yaygınlaşırken, bazı ülkelerde de sadece çalışan bireyin prim ödediği bireysel emeklilik sistemleri ön plana çıkıyor.
BİREYSEL EMEKLİLİK
Türkiye açısından yukarıda özetlediğimiz emeklilik genel durumu bugünün çalışanları için dikkate alınmaya değer. Nitekim çalışırken elde edilen kazancın emeklilik sonrasında da korunabilmesi için çalışma yaşamındayken alternatif yöntemlerin değerlendirilmesi çok önemli. Özellikle ülkemize yönelik olarak “otomatik katılım” sağlayacak bireysel emeklilik yöntemlerine olan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor.